Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (
AYİM) vatani görevini yaparken ölen
Aselsan'ın
genç mühendisi Burhaneddin
Volkan'ın
ölümünde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK)
hizmet kusuru olduğuna karar verdi. AYİM,
askeri savcılığın
takipsizlik kararı verdiği olayla ilgili olarak
aileye maddi ve
manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Kamuoyunda Aselsan
intiharları olarak bilinen olaylardan biri olan Burhaneddin Volkan'ın ölümünde, Bando Okulları Komutanlığı'nda görevli iki albay ve bir
yarbaydan oluşan 3 komutanın
ihmali olduğu yönünde
iddianame tanzim edilmiş, askeri
mahkeme bu iddianameyi iade etmişti. Volkan'ın ailesi, bu kez
Milli Savunma Bakanlığı'ndan, TSK'nın çocuklarını iyi koruyamadığı gerekçesiyle tazminat istedi. Aile, bakanlıktan dilekçesine
yanıt alamayınca AYİM'ye başvurdu. AYİM, TSK'nın hizmet kusuru olduğuna hükmederek aileye tazminat ödenmesine karar verdi. SABAH Özel
İstihbarat Bölümü'nün ulaştığı belgelere göre Milli
Savunma Bakanlığı, bu karar doğrultusunda Volkan'ın eşi Nuran Volkan'a 156 bin 500, annesi Fatma Volkan'a 33 bin 500, babası Mahmut Volkan'a 22 bin lira tazminat ödeyecek.
EN BAŞARILI İKİNCİ İSİMDİ
Hacettepe Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği'nde okuyan Burhaneddin Volkan 2005'te üniversiteyi bitirdiği yıl işe başladığı Aselsan'da iki yıl Komuta Kontrol ve Haberleşme Yazılım Mühendisliği'nin Uçak Komuta Kontrol Merkezi bölümünde çalıştı. Sekiz mühendis arasında en başarılı ikinci isimdi. Üç arkadaşının intihar ettiği dönemde hastalanan ve ağır
psikolojik sorunlar yaşayarak ailesinin yanına dönen Volkan, sniperler tarafından öldürüleceğini belirtiyordu. Volkan görev yaptığı Bando Okullar Komutanlığı'nda 7
Ekim 2007'de
nöbetçi subay odasında Vzör
marka silahla intihar etti. Komutanlarının Volkan'a intihar ettiği gün izin vermediği belirtildi. Eşi ve ailesinin şikâyeti üzerine
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri
Savcılığı
soruşturma başlattı. Askeri Savcı Ömer Taha Özkan, Volkan'ın eşinin, babasının ve birlikte çalıştığı arkadaşlarının ifadelerine başvurdu.
DÖKÜMLER İNCELENDİ
Telefon dökümleri üzerine de inceleme yapan savcı, Volkan'ın
telefonunun izin günlerinde bile askeri birliğin yanındaki baz istasyonundan sinyal verdiğini belirledi. Tespitler Volkan'ın çok çalıştırıldığı tezini doğruluyordu. Savcının diğer önemli tespiti de Volkan'ın üç gün kışladan çıkmama cezasına çarptırılması oldu. Savcılık,
Albay Nehir Aydın'ın görevde yetkiyi kötüye kullanma, Albay Nedim Köse'nin görevi ihmal, Yarbay Özcan Kızılaslan'ın da görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun sabit olduğuna hükmederek cezalandırılmalarını talep etti. Ancak
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi, yorumlarla iddianame düzenlendiğine hükmederek iddianamenin iadesine karar verdi. El değiştiren soruşturma bu kez takipsizlikle sonuçlandı. Eşi ve babası bu kez Volkan'ın ölümünde TSK'nın kusuru olduğu gerekçesiyle
Milli Savunma Bakanlığı'na başvurarak tazminat talep ettiler. Kurum, dilekçeye
cevap vermeyince prosedür gereği AYİM'ye başvuran aile buradan beklediği kararı aldı. Volkan'ın Tuzla'daki Piyade Okulu'na katıldığında yapılan Psiko Sosyal Risk Faktörü Tarama Anketi'nde ruhsal hastalık geçirdiğini ve halen ilaç kullandığını belirttiği halde tıbbi
destek verilmediği, bu yöndeki bilgi ve belgelerin yeni birliği olan Bando Okullar Komutanlığı'na gönderilmediği, bu sebeple de idarenin hizmet kusuru içerisinde olduğuna karar verildi.
'Özel yetkili savcı istiyoruz'
Sabah'ın sorularını cevaplandıran Burhaneddin Volkan'ın babası Mahmut Volkan AYİM'nin kendilerini haklı bularak tazminata hükmetmesine rağmen olay için ayrıca özel yetkili
savcılık soruşturması talep ediyor. Askeri
casusluk soruşturmasını yürüten
İstanbul Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen'e mağduriyetlerini anlatan bir dilekçe gönderdiğini kaydeden Mahmut Volkan şunları söyledi: "Aselsan'daki arkadaşlarının anlattığına göre Burhaneddin çok önemli bir
uçak projesi üzerinde çalışıyormuş. Engel olmak için çocuğumun iradesini elinden aldılar, sonunun böyle olmasına sebep oldular. Benim oğlum intihar edecek çocuk değildi. Birlikteki arkadaşları, ikinci soruşturmada komutanların lehine ifade alınması için herkesin ayarlandığını da söylediler. Bu olay bir aydınlatılsa Türkiye'de ne gibi karanlık işlerin döndüğü gün yüzüne çıkacak. Başbakanımıza bir
mektup yazıp
yardım isteyeceğim, bizim çocuğumuz harcandı, başka çocuklar harcanmasın."
Aselsan'daki
şüpheli ölümler
2006-2007 yıllarında 6 ay içinde Aselsan'da 3 mühendis şüpheli bir şekilde öldü. İlk ölüm 7
Ağustos 2006'da yaşanırken 16 Ocak 2007 ve 26 Ocak 2007'de iki vaka daha yaşandı. Ölen
Hüseyin Başbilen, Aselsan'da
milli tank projesini yürütüyordu. Ali
Ünal ve
Evrim Yançeken F-16 savaş uçaklarının modernizasyonu, komuta
kontrol ve şifreleme sistemleri üzerine çalışıyordu. Bir dönem Aselsan'da çalışan mühendis asteğmen Zafer Oluk da mayısta hayatını kaybetmişti.
NAZİF KAHRAMAN: ÖZEL İSTİHBARAT