Türkiye yarın
cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimlerin yapılış biçimini ve süresini değiştirecek çok önemli bir
referanduma gidiyor. Ancak
Kuzey Irak'a yapılacak
sınır ötesi operasyon tartışmalarının gölgesinde kalan referandumun önemi, kamuoyuna yeterince anlatılamadı.
Katılımın düşük olmasından endişelenen
sivil toplum örgütleri harekete geçerek yarın vatandaşların
sandık başına gitmesi
çağrısında bulunuyor. Doğrudan
demokrasi için Türkiye'nin önemli bir fırsat yakaladığını belirten sivil toplum liderleri, milletin, önüne getirilen bu tarihî fırsatı en iyi şekilde değerlendirmesini istiyor.
Ayrıca yüksek
katılımın,
oy kullanma oranının düşük olmasını bahane ederek meşruiyet tartışması başlatacak bir kesimin sesini keseceğine dikkat çekiliyor. Halkın cumhurbaşkanını seçmesini desteklediklerini belirten
Türk-İş Başkanı
Salih Kılıç, anayasa paketinin milletin kendi kendini yönetmesi bakımından önemli değişiklikler içerdiğini söyledi.
Hak-İş Genel Başkanı Salim
Uslu da
Köşk seçimlerinde yaşanan krizleri hatırlatarak referandumun doğrudan demokrasinin araçlarından biri olduğunu vurguladı.
TOBB Başkan Vekili Hüseyin Üzülmez, referandumun
Anayasa'da rejimin önünü tıkayan maddelerin önünün açılmasını öngördüğünü belirtirken
MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat sandığa giderek
evet oyu verilmesini talep etti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel de referandum için herkesin sandık başına gitmesini istedi. Demirel, "Halkın önüne sandık konulduğu zaman sandığı kullanmıyorsa, sandık bir gün kaybolur." dedi.
'Köşk krizlerini bitirmek için sandığa gidelim'
Türkiye, cumhurbaşkanını
halkın seçmesine ve milletvekili seçimlerinin 4 yılda bir yapılmasına imkân veren anayasa değişikliği için yarın sandık başına gidecek. Son günlerdeki gelişmelerin referandumu unutturduğu görüşünde birleşen
iş dünyası, oylamaya 24 saat kala vatandaşa "sandığa gidin" çağrısı yaptı. İş dünyası, sandıktan 'evet' çıkması durumunda rejimin önünün açılacağı görüşünde birleşti. Türkiye
Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Vekili Hüseyin Üzülmez, Türkiye'nin bir aylık yoğun gündeminin referandumu unutturduğunu söyledi. Üzülmez, "Vatandaş 4-5 ay önce yaşanan çalkantıyı hatırlamıyor. Bir daha bu sorunların yaşanmaması için halk sandığa gitmeli." dedi.
Halkın referandumda kendi iradesini oylayacağını vurgulayan
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Ömer Bolat da Türkiye'nin çok sıkıntılı bir
cumhurbaşkanlığı seçimi dönemi geçirdiğini hatırlattı. Bolat, şu değerlendirmeyi yaptı: "11. cumhurbaşkanlığı seçiminde ayyuka çıkan sıkıntıların bir daha yaşanmaması için
pazar günü gerçekleştirilecek halkoylamasında Anayasa değişikliklerinin kabul edilmesi gerekir. Pazar günü (yarın) Anayasa'daki değişikliklerin oylanmasına yönelik yapılacak oylamada oyumuzu 'evet' olarak kullanacağız."
Halkın cumhurbaşkanını seçmesini desteklediklerini belirten Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, anayasa değişiklik paketinin hem demokratik katılım açısından hem de milletin kendi kendini yönetmesi bakımından önemli değişikler içerdiğini söyledi. Kılıç, "Üyelerimizin referanduma kendi özgür iradeleriyle katılmalarını temenni ediyorum." dedi.
Hak-İş Genel Başkanı
Salim Uslu, referandumun doğrudan demokrasinin önemli araçlarından biri olduğunu vurguladı. Vatandaşların referanduma katılıp 'evet' oyu kullanmasını isteyen Uslu, Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yaşadığı krizleri hatırlattı. Referandumun kritik konularda düğümü çözme fırsatı halka verdiğini belirten Uslu, "Referandum 'doğrudan demokrasinin' güzel bir örneğidir. Türkiye'nin önünde önemli bir fırsat vardır. Sistemi tıkayan, gerilimlere neden olan ve bir rejim krizine dönüşen
cumhurbaşkanlığı seçimleri kötü bir anı olarak tarih kitaplarında yerini almalıdır." diye konuştu.
Memur-Sen Başkanı Ahmet
Aksu ise konfederasyon olarak cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusunda en büyük desteği veren sivil toplum örgütü olduklarını ifade etti. Aylardır bu konuda
kampanya yürüttüklerini söyleyen Aksu, halkın ezici bir çoğunlukla evet diyeceği inancında.