CHP havaya girmemiş: Sekreter hanıma "Kararsız
seçmenim. Bilgi almak istiyorum" diyorum. Sekreter hanım yöneticinin yanına gidip "Kararsız bir seçmen var. Gelsin mi?" diye soruyor. Yetkili kişi "AKP gelirse
darbe olur" diyor. Ayrılırken
telefonumu bile almıyorlar.
SHP kapalı: Kapıyı kimsecikler açmıyor. Birikmiş mektuplara bakılırsa epeydir de kimse yok.
DYP'de hazırlık yok: İlçe binası bakımsız. Ayaklarına kadar gelen seçmeni biraz yadırgadıkları belli. Ne bir
broşür ne de
bildiri veriyorlar. Nerede oturduğumu bile sormadan beni uğurluyorlar.
GP'de herkes Uzan!: 19 yaşında bir
genç benimle hemen ilgilenip
Cem Uzan'ın vaatlerini aynı onun gibi ellerini sallaya sallaya tekrarlıyor, sözlerini "Ezilenler
iktidar olacak" diye bitiriyor.
MHP çok ciddi: İlçe
teşkilatında devlet dairesi ciddiyeti var. Biraz sohbet ettikten sonra broşür, CD ve irtibat telefonu verip yine uğramamı istiyorlar.
AKP en çalışkan: Kararsız seçmen olduğumu öğrenince hemen en üst düzeyde yetkili iki kişinin yanına götürülüyorum. Hangi mahallede oturduğumu sorup o mahalledeki temsilcilerinin telefonlarını veriyorlar.
İşte Radikal'den Timur Soykan'ın Partiler arası "kararsız seçmen" rolü yaptığı gezinin geniş özeti:
Seçim tarihinin belli olmasının ardından
sokaklarda
seçim hareketliliği başlıyor.
İstanbul'un büyük ilçelerinden
Küçükçekmece'nin en işlek yeri olan
Sefaköy Caddesi'nde uzun süredir hareketsiz olan partilerin ilçe binaları artık bayraklar, pankartlarla kendini fark ettirmeye başlıyor.
Caddenin başında ilk göze batan parti büyük tabelasıyla CHP. Küçük bir iş merkezinin üçüncü katındaki partinin zilini çalıp bekliyorum ama kapıyı açan yok. Anlaşılan dışardan açılabilen kapı, partinin herkese açık olduğunu anlatıyor. İlçe teşkilatı hareketli görünmüyor. Girişteki panoda parti etkinliklerinin fotoğrafları ve ilçe başkanının yerel gazetelerde yer bulan demeçlerinin kupürleri asılı. Diğer panoda milletvekili
aday adayı olma şartları konusunda iki sayfalık bir duyuru yer alıyor.
'Nerede bu üyelik kartı?'
Panoların başında geçirdiğim dakikalara karşın ne 'hoş geldin' diyen ne de hal hatır soran var. Partinin sekreterinin odasına giriyorum. Kararsız bir seçmen olduğumu ve 'Neden CHP'ye oy vermem gerektiğini' öğrenmek istediğimi belirtince sekreter, "Sizinle parti yöneticilerimiz ilgilenecek. Bekler misiniz?" diyor.
Sekreter yeni üye kartlarını çıkarmış bir ismi arıyor. Karşısında yöresel başörtülü
yaşlı bir kadın oturuyor. Üye kartının bulunamamasından dertli. "Aklım erdiğinden beri CHP'liyim. Ama üye kartım yok" diyor. Sekreter odadan çıkıyor, yan odadan sesi geliyor: "Kararsız bir seçmen var, gelsin mi?"
Bir makam odasına buyur ediliyorum. İlçe saymanı Dursun Zengin ve eski parti yöneticisi 'Neden CHP'ye oy verilmesi gerektiğini' anlatmaya dış borçlardaki artıştan başlıyor.
Hükümetin AB'ye verdiği tavizlerden bahsediyor. Eğitimdeki yozlaşmayla devam ediyor. Avrupa'nın sol politikalarla geliştiğini, 50 yıldır sağcılar tarafından yönetilen Türkiye'nin geri kaldığını anlatıyor.
Sohbete katılan partinin eski yöneticisi ise "AKP'nin tekrar seçilmesi halinde bir daha zor oy kullanırsın. Çünkü darbe olur" diyor. Kararsız seçmenin, "AKP sokak sokak çalışıyor, siz öyle çalışabilecek misiniz?" sorusunaysa "Onlar gibi olamayız. Onların kadroları çok" yanıtını veriyor.
Zengin, partinin iki ekonomi bültenini ve CHP'nin 'Halk' dergisini veriyor. "Yine bekleriz" denilerek uğurlanırken ne irtibat numarası isteniyor ne de adres.
SHP'nin kapısı kilitli
Caddeye çıkınca yüz metre uzaktaki bir iş merkezinde SHP' nin büyük tabelası görünüyor.Ama kapısı kilitli ve içeride hiç kimse yok. Kapıda biriken yerel gazeteler ve reklam broşürlerine bakılırsa uzun süredir açılmamış.
Bir üst katında ise DYP Küçükçekmece İlçe Teşkilatı var. İlçe binası bakımsız. İçeride bir sekreter ve partinin genç yöneticisi Hikmet bey var. 'Ne istemiştiniz?' diyerek karşılıyorlar.Aslında onlar oy istiyor ama anlaşılan ayaklarına gelen pek seçmen yok. Hikmet bey, İstanbul İl Yönetimi'nden
destek için Küçükçekmece İlçe Teşkilatı'na gelmiş. AKP ve CHP'nin Türkiye'yi iki kutba böldüğünü söylüyor. DYP ve birleştiği ANAP'ın yeni bir alternatif olduğunu belirtiyor. Ama verebilecekleri ne broşürleri ne de bildirileri var. "Henüz hazır değil" diyor. Partiye üye olmak için her gün 50 kişinin geldiğini anlatıyor. Ama yarım saatlik sohbette tek gelen partinin eski bir üyesi. Uğurlarken hangi mahallede oturduğumu bile sormuyorlar.
Caddenin karşı tarafında Genç Parti (GP) bayrakları dalgalanıyor. Bütün duvarlarda Cem Uzan'ın posterleri var. Toplantı salonunda üç kişi bir televizyonda Cem Uzan ile yapılan söyleşiyi izliyor. Girişteki etrafı paravan ile çevrili bir bölmeye davet ediliyorum. 19 yasında Sefa isimli bir genç masaya oturur oturmaz bir liste çıkarıyor.
Listede 'mazot 1 YTL olacak', 'Her işsize 350 YTL
maaş', '
Fındık 8 YTL' yazıları okunuyor. İl
gençlik kolları yöneticisi olan genç, ezberlediği cümleleri sıralıyor. Konuşurken Cem Uzan gibi el hareketleri yapıyor. Cebinden çıkardığı kâğıttaki 'Genç Parti Manifestosu'nu gösteriyor. Cem Uzan'ın bebeğine anne karnındayken haciz geldiğini duygulanarak anlatıyor. Manifestoyu
hediye ediyor.
AKP'de her şey düzenli
AKP'nin dış görünüşü diğer partilerden farklı. Camekân binanın dış cephesinde büyük bir AKP çıkartması var. İçerisi de
modern görünüşü ve düzenliliğiyle ilk bakışta diğer partilerden bir adım öne geçiyor. Teşkilatlanma, konferans salonu, idari amir, sekreterlik, kafe gibi çok sayıda bölümü bulunuyor. Ama bilgilendirme odasında görevli yok. Sekreterlikte biri türbanlı diğeri başı açık iki kadın var. Kararsız seçmen olduğumu söyleyince hemen İlçe Başkanı Nedim Atamer ve sosyal ilişkiler görevlisi Tülay hanımın yanına götürülüyorum. İlk olarak hangi mahallede oturduğumu soruyorlar.
AKP'nin başarılarından kısa bir süre bahsettikten sonra Tülay hanım elinde bir listeyle geliyor ve "Sizin mahallenizdeki temsilcilerimizin isimleri bu listede yazılı. Mahalle temsilcimiz bir şirkette muhasebe müdürü, eşi öğretmen. Ayrıca 10 kişilik temsilciler kurulu var" diyor. Listede telefonları ve adresleri yazılı. "Onlarla tanışırsanız, seviniriz" diyor. Küçükçekmece'deki tüm mahallelerde AKP'nin 11 kişilik temsilciler kurulu bulunuyor. Bu kurullar her hafta toplanıyor. Ayrıca 15 günde bir İlçe Teşkilat Binası'nda buluşuyorlar. İlçe Başkanı, "Bizim en önemli gücümüz mahallelerdeki bu örgütlenmelerimiz. Bunlar genel başkanımızın belediye başkanlığı döneminde kuruldu" diyor. Sohbetin sonunda kartlar, bültenler veriyorlar. Toplantıya davet ediyorlar.
MHP'de ciddiyet hâkim
MHP'deys
e devlet dairesi ciddiyeti hâkim. Kapıda, duvarlarda, pencerelerde üç hilaller var. Parti bürosu hareketli. İlçe Başkanı'nın odasından bir milletvekili
aday adayının sesi geliyor. "İlçe
Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı'ndan
istifa ettim" diyor. Bilgi almak istediğimde ilçe yöneticisi Kudret Güvere toplantı salonuna davet ediyor. Politikalarını anlatırken kadın kollarının dört üyesi daha geliyor. Onlar da sohbete katılıyor. Konuşmadaki üslup sert ama MHP'nin eski imajının değiştiğini anlatıyorlar. 'Ülkenin satıldığı' iddiası yer alan bir broşür ve MHP CD'si veriyorlar. Tekrar uğramamı istiyor, telefon numaralarını veriyorlar.
Radikal