İrtica İle Mücadele
Eylem Planı'nın altındaki ıslak
imzası için “Islak imza makinesi ile çoğaltıldı” iddiasıyla askeri savcılığa başvuran
Ergenekon şüphelisi Deniz Kurmay
Albay Dursun Çiçek'in, askeri makamlar tarafından yürütülen
soruşturma çerçevesinde arka arkaya attığı ve birbirinden çok farklı
ıslak imzalar kafa karıştırdı. Soruşturma kapsamında ilk kez
12 Haziran 2009 günü ofisindeki
arama tutanaklarında yıllardır kullandığı imzayı kullanan Albay Çiçek, yarım saat sonra askeri savcıya verdiği ifadeye çok farklı bir imza atıyor. Çiçek'in askeri
savcılıktaki işlemlerde kullandığı imzalar da birbirini tutmuyor.
BARANSU ‘KARARGAH'I YAZDI
Albay Dursun Çiçek imzalı ‘
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı kamuoyuna duyuran
Taraf gazetesi muhabiri Mehmet
Baransu, ‘Karargah' isimli kitabında planla ilgili şok ayrıntılara yer verdi. Karakutu Yayınları tarafından piyasaya çıkarılan kitapta, İrtica Planı'nın yayınlanmasının ardından Genel
kurmay Karargahı'nda yaşanan ve bugüne kadar kamuoyuna yansımayan bilgi ve
belgeler yer aldı. En dikkat çeken ayrıntıların başında ise Albay Dursun Çiçek'in askeri makamlarca yürütülen adli süreçte resmi belgelere attığı ve birbirini tutmayan ıslak imzalar geliyor.
İMZAYI YARIM SAATTE DEĞİŞTİRMİŞ
“Albay Çiçek ıslak imza makinesine dönmüş” dedirten imzaların serüveni İrtica Planı'nın Taraf'ta yayınlandığı 12 Haziran 2009 günü Askeri Savcılığın Çiçek'in görev yaptığı
Genelkurmay
3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'ndeki araması sırasında başlıyor. İncelenmek üzere 14 bilgisayara el konulduktan sonra hazırlanan tutanakta Albay Çiçek, yıllardır kullandığı ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın da altında yer alan imzayı kullanıyor. Ancak Albay Çiçek, yarım saat sonra Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda verdiği ifadenin altını imzalarken imzasını değiştiriyor.
ÇOK ÖNCE DEĞİŞTİRDİM DEMİŞTİ AMA!
Çiçek,
sivil savcılıktaki sorgusunda
askeri savcılıktaki ifadesinde yıllardır kullandığı imzayı neden değiştirdiği sorusuna “İmzamı yeni değiştirmedim, bir süredir bu imzayı kullanıyorum” cevabını vermişti. Ancak Çiçek'in, belge ortaya çıkmadan iki gün önce 10 Haziran 2009 günü Genelkurmay Eğitim Daire Başkanlığı'na gönderdiği resmi yazıda İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın altındaki imzasını kullanıyor. Tüm bu belgeler Albay Çiçek'in, imzasını ‘önceden' değil, savcılığa ifade verirken değiştirdiğini gözler önüne seriyor.
AYNI TUTANAKTA 3 FARKLI İMZA
Dursun Çiçek'in değişik imza kullanma serüveni belgenin Taraf'ta yayımlanmasından tam 5 gün sonra evinde yapılan Askeri Savcılık aramasında da devam ediyor. Belgenin yayınlanmasından tam 4 gün sonra 16 Haziran 2009'da Genelkurmay Askeri Mahkemesi, Dursun Çiçek'in evinde arama yapılmasına karar veriyor. Bir gün sonra yani 1
7 Haziran 2009'da Albay Çiçek'in evinde yapılan aramanın ardından 5 sayfalık el yazısıyla tutanak tutuluyor. Albay Çiçek, evindeki aramayla ilgili tutanağın ilk sayfasını eski imzasıyla ikinci sayfasını farklı bir imza ile son sayfasını ise bambaşka bir imza ile imzalıyor.
Islak imza bir haftadır geri dönmedi
Albay Dursun Çiçek imzalı ‘'Demokrasiye
Müdahale Eylem Planı'' belgesinin ıslak imzalı orijinali,
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na henüz ulaştırılmadı. Bir hafta önce istenen belgenin Askeri Savcılık yetkililerince gönderilmemesi halinde tekrar istenebileceği belirtildi. Ergenekon savcıları, Albay Dursun Çiçek imzalı “Demokrasiye Müdahale Eylem Planı'' imzalı belge üzerinde, Askeri Savcılığın talep ettiği Jandarma Kriminal Laboratuarı'nda inceleme yapması isteğine ‘'Kimyasal belgeye zarar verir'' gerekçesiyle izin vermemişti. İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı, belgenin derhal geri gönderilmesini istemişti. Bir hafta önce acilen istenen belgenin henüz savcılığa ulaşmadığı öğrenildi. Belgenin bu haftada ulaşmaması halinde yeniden isteneceği belirtildi.
70 askeri belge gerçek sadece biri mi sahte?
İrtica İle Mücadele Eylem Planı ofisindeki aramalarda ele geçirilen Ergenekon tutuklusu
avukat Serdar Öztürk'ten ele geçirilen 70 adet askeri belge, Ergenekon savcıları tarafından Genelkurmay'a soruldu.
Genelkurmay Başkanlığı Ergenekon savcılarına gönderdiği iki sayfalık bilgi notunda Öztürk'ün ofisinde ele geçirilen 70 belgenin tamamının Genelkurmay'da üretildiği ve ‘
devlet sırrı' kapsamında olduğu bildirildi. Bilgi notunda “Genelkurmay Askeri Savcılığı'nca soruşturması sürdürülen ve durumu inceleme dışı tutulan ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı' başlıklı 4 sayfadan oluşan ve üzerinde hazırlanma tarihi bulunmayan belgenin içindeki bilgiler itibariyle çok yakın bir tarihte üretilmiş olabileceği” vurgulandı. Serdar Öztürk'te çıkan 70 belge için “Bizim” diyen Genelkurmay'ın sadece İrtica İle Mücadele Eylem Planı için “Bizim değil” demesi kafaları karıştırdı.
Yazıcı kayıtları için geriye doğru inceleme yok
Askeri Savcılığın Albay Dursun Çiçek'in başında bulunduğu 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde yaptığı incelemeyle ilgili bir başka skandal daha ortaya çıkarıldı. Genelkurmay Askeri Savcılığı,
yazıcılardan çıkan çıktı kayıtlarını incelemeye aldı. Askeri savcılık raporlarına da yansıyan bilgilere göre, yapılan incelemelerde 22
Nisan 2009 tarihinden önceki kayıtların olmadığı belirlendi. Raporlarda, bu tarihten önceki yazıcı kayıtlarına ne olduğuyla ilgili herhangi bir bilgiye rastlanmadı.
14 bilgisayarın incelemesi bir günde bitirildi
Askeri savcılık tarafından el konulan 14 bilgisayarın incelemesinin bir günde bitirilmesi de kafa karıştırdı. Bilgisayarların imajlarının (yedeklerinin) alınıp, silinen
dosya olup olmadığı, silinen dosya var ise içeriğinin ne olduğu konusundaki incelemenin bir günde bitirilmesinin nasıl başarıldığı da
tartışma konusu oldu. Bir başka kafa karıştıran nokta ise Askeri Savcılığın Elektronik Evrak Çizelgesi üzerinde yaptığı incelemeye
1 Nisan 2009 tarihinden itibaren başlandı. Öncesindeki çizelgeler incelenmedi.
STAR