PKK'lı teröristlere "kendi adamlarımız" diyerek zayiat verdikleri gerekçesiyle Heronlar'ın düşürülmesini isteyen
subayların
ihanet görüşmesi kamuoyunu sarstı. Gazetemizin haberi köşeyazarları tarafından da konu edinildi. Bunlardan bazıları şöyle:
BİR ORDU BUNU NİYE YAPAR?
Ahmet Altan (16- Temmuz-Taraf): Bütün gün bir ses çıksın diye bekledik. Ne
Başbakanlık bir açıklama yaptı, ne MİT, ne
Genelkurmay. Hâlbuki Bugün
gazetesinin haberi bütün ülkeyi sarsacak türde büyük bir askerî skandalı ortaya çıkarıyordu. Bir ordu "ihanetle" suçlanıyor ve ağzını açıp da bir açıklama yapmıyor. Ya da yapamıyor. Bir ordu bunu niye yapar? Niye hem meselenin
demokrasi içinde çözülmesine engel olur, hem de "düşman ilan ettiği" bir gücün başarılarını destekler? Başbakanlık da,
Genelkurmay Başkanlığı da açıklama yapmaktan kaçınamaz. Bu ülkenin çocuklarını biz "hileli" bir savaşta mı ölüme teslim ediyoruz? Ne oluyor?
Parlamento da, hükümet de,
siyasi partiler de, bu ülkenin
Kürt ve Türk vatandaşları da bu olayları sorgulamalı.
RAFERANDUM KRİTİK BİR KONU
Mehmet Kamış (17 Temmuz-Zaman): Bugün Gazetesi'nin haberi tek kelimeyle terörü suçüstü yakaladı. Güneydoğu'da neler olduğunu tam olarak bilemediğimiz sürece terörün siyaseti belirlemesinin önüne asla geçemeyiz. Terörün bitirilmesi, Türkiye'nin demokratikleşmesi için bütün bir Anayasa'yı değiştirmek kadar kritik ve önemli bir konu.
Can Ataklı (19 Temmuz-Vatan): Dursun Çiçek olayının şokunu atlatamadan bir başkası ile karşı karşıya kaldık. Genelkurmay, öyle bir tavır içinde ki, demokrasi ve hukuka gönülden bağlı olanların da ellerini kollarını bağlıyor. Bu açıdan bakınca; en aşağılık iddialara bile mantıklı, akılcı ve tatmin edici hiçbir açıklama getiremeyen, günü basit şovlarla geçiştirmeye çalışan
TSK'nın tepe noktasına güvenim neredeyse hiç kalmadı. Kamuoyunun büyük bölümünde de bu hayal kırıklığı yaşanıyor. Bu ülkeye yazık değil mi?
DUYUYOR MUSUN EY HALKIM
Gülay Göktürk (19 Temmuz- Bugün): Duyuyor musun ey halkım; Bir subay bir subaya PKK'lıları gözlemek için uçan Heron'u düşürün, adamlarım çok zayiat veriyor demiş! Merak etmiyor musun: Kimmiş bu subayın "adamlarım" dediği? İki ihtimal var: Ya o konuşan subaylar subay kılığına girmiş PKK'lılardı ya da korudukları o birliktekiler PKK'lı kılığına sokulmuş askerlerdi. Her şey şu kahrolası savaşın bitmemesi, savaş rantlarının sürmesi, savaşın sunduğu iktidarın devam etmesi, barışın hiç gelmemesi için mi yapılıyor? Çocuklar bunun için mi
kurban ediliyor?
Ekrem Dumanlı (19 Temmuz-Zaman): Bu suskunluk hayra alamet değil! Kafaları karıştıran, mideleri bulandıran bir
manzara ile karşı karşıyayız.
Mehmetçik teröre karşı büyük bir mücadele verirken aradan bazı çürükler tabii ki çıkar. Asıl tenkit konusu bu tip yanlışların TSK içinde hep örtbas edilmesi. Umarım yeni Genelkurmay başkanı bir feraset ve cesaret ortaya koyar ve TSK'yı yıpratan bu anlamsız uygulamayı sona erdirir. Çünkü bu süreçte TSK yıpranıyor...
GENELKURMAY'DAN ÇIT YOK
Eser Karakaş (19 Temmuz Star): Bugün Gazetesi'nin bu çok önemli haberi sonrasında Genelkurmay'dan şu ana kadar "çıt" yok. Ancak, kendi tabirleriyle, "sözde gazete, sözde gazeteci" olarak nitelendirilebilecek bir kesim bu çok önemli olayı kaç gündür ısrarla görmezden geliyor.
Nazlı Ilıcak (19 Temmuz-Sabah): Dağlıca baskınının ne büyük tartışmalara yol açtığını hepimiz hatırlıyoruz. Bizler sorgulayınca Genelkurmay Başkanlığı sert açıklamalar yapmıştı. Şimdi bir soruya daha
cevap vermek zorunda: Neden o konuşmanın hasıraltı edilmesine göz yumdu?
Nuh Gönültaş (17 Temmuz-Bugün): Gazetemiz Bugün PKK
Ergenekon bağlantısına ilişkin şüpheleri ispat eden en
kral haberi yaptı. İhaneti belgeledi! Şehit sayısının neden bu kadar fazla olduğunun gerekçesini ortaya koydu. İhaneti göstermiş, elmanın içindeki kurdu tespit etmiş, topu
İlker Paşa'ya paslamıştır. Top artık Paşa'da...