Camiilerin bombalanması bir Türk jetinin düşürülmesi ve halkın stadyumlara doldurulması...
Balyoz Darbe Planı
belgeleri Türkiye'yi derinden sarsmıştı. Sokağa tankla girmekten ve halkı tepelemekten söz eden
ses kayıtları toplantının bir savaş oyunu olmadığının ispatıydı...
Planlar öylesine detaylıydı ki
Beyazıt ve Fatih Camii'ni kimler bombalayacak üst düzey devlet erkanını kimler gözaltına alacak halkı kim tepeleyecek hepsi tek tek not edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
emekli orgenral
Çetin Doğan ile birlikte toplam 195
sanık hakkında
dava açtı. Davanın 7. duruşmasında yani bugün Türk hukuk tarihinin ilk
darbe yargılamasını bambaşka bir noktaya taşıyacak yeni deliller ortaya çıktı.
6
Aralık 2010'da
Gölcük Donanma Komutanlığı'nda savcı
Fikret Seçen asker nezaretinde arama yapmış ve 10 çuval dolusu belge bulmuştu.
Savcılık işte o belgeler arasında yer alan 43 klasör dolusu evrakın
Balyoz Darbe Planı davası ile doğrudan bağlantılı olduğunu tespit etti. Dosyalar Balyoz'a
bakan İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'ne sunuldu.
Klasörlerle mahkemeye sunulan belgelerin içeriğinde ne olduğu tam olarak açıklanmadı. Ancak savcıların verdiği ipuçları bile Balyoz sanık ve avukatları üzerinde
soğuk duş etkisi yapmaya yetti. Zira Çetin Doğan başta olmak üzere bütün sanıklar Balyoz'un bazı delillerini inkar etme üzerinden
savunma yapıyordu. Bu belgeler, Balyoz savunması çöktü şeklinde yorumlandı.
Mahkemeye gönderilen yazıda da ele geçen belgelerin 4 aşamalı
darbe planını teyit ettiğinin altı çiziliyordu.
İşin bir ilginç yanı da Donanma Komutanlığı'nda ele geçen yeni deliller "polis koydu" iddialarını da tamamen çürüttü. Zira bu belgeler savcı nezaretinde bizzat üst rütbeli subaylar ve askerler tarafından bulunmuş ve tutanaklara geçirilmişti.