Milliyet Gazetesi de bugün manşetten duyurduğu bir haberde darbecilerin kendilerine dayanak olarak gösterdiği
35. maddeyi gündeme getirdi.
Türkiye'de şimdiye kadar yapılan tüm darbelerin gerekçesi olarak ileri sürülen bu maddenin bir an evvel değişmesi gerektiğini belirten haberde, darbecilerin elinden bu dayanağın alınmasının zorunluluk olduğu Türkiye'nin önde gelen
hukukçularının görüşleriyle ortaya konuldu.
Ortak görüş olarak bu
belgenin kabul edilemez olduğu, TSK'nın kendi milletine
komplo kuramayacağı ve iktitardaki partinin ise seçimle indirilebileceği belirtilirken, bir hukukçu var ki ileri sürdüğü görüşle
tepkilere sebep oldu. Bu isim
Bahçeşehir Üniversitesi
Anayasa Hukuku Profesörü olan Süheyl Batum'du. Batum,millete komplo belgesi ile ilgili oldukça düşündüren ve bu kadarına da pes dedirten bir açıklamaya
imza attı.
Ulusalcı çıkışlarıyla ve
Ergenekon sanıklarına verdiği sınırsız destekle kamuoyunun yakından tanıdığı Batum, millete komplo belgesindeki
Gülen'i bitirme bölümünün TSK'nın hakkı olduğunu iddia etti.
Fethullah Gülen
Hocaefendi hakkında
Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun verdiği
beraat kararını görmezden gelen Batum, Hocaefendi'yi ve onu seven
Anadolu insanı için hukuk dışı bir örgütlenme ifadesini kullanmaktan kaçınmadı.
İŞTE BATUM'UN YAPTIĞI VE TEPKİLERE SEBEP OLAN O AÇIKLAMA:
Böyle bir planın olmadığını, böyle bir planın istihbarat örgütleri tarafından planlandığını, Türk
Ordusu'nun da bununla başa çıkamayıp bu yüzden bu durumların ortaya çıktığını düşünüyorum. 35. madde,
İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın hazırlanmasına izin verir. Ama AKP'yi bitirme planı hazırlanmasına izin vermez. Eğer
Fethullah Gülen'i bitirme planıysa bir ordu yapar tabii ki. Gülen, Türk hukukuna göre kabul edilmeyen, hukuk dışı bir örgütlenmedir. Ama AKP'yi bitirme planı ise ne 35. madde, ne 36. madde, ne Anayasa böyle bir
yetki vermez. Gülen'i bitirme planı anayasal görevi itibarıyla vardır. Ama seçilmiş hükümeti bitirme planı diye bir şey olamaz. Hukuken olamaz.
SAMANYOLUHABER