Herken, bu tahlilini yaparken CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, 'Ergenekon davasının sanıklarının avukatı olduğunu' söylemesini delil olarak gösterdi. Bir siyasi parti genel başkanının, darbe amaçlı olduğu iddia edilen yapılanmanın avukatı durumuna düşmesinin dünyada başka örneği olmadığını savunan Prof. Dr. Herken, "Zaten dinamikleri itibariyle bakıldığında CHP'nin, dünyadaki sol partilerle benzerliği pek bulunmuyor. CHP yönetiminin bunu önemsediğine dair bir emare de görünmüyor. Laiklik eksenli ve dar milliyetçi söyleme hapsolmuş gibi bir görüntü veriyor." ifadesini kullandı. Parti tabanınında bundan ciddi şekilde rahatsız olunduğu veya değişim ihtiyacı içinde bulunulduğuna dair bir kıpırdanma sezilmediğini belirten Herken, "Bugün için CHP'nin, başarısız yönetimlerini cezalandırmaya da kıyamayan, kendini sol gören, zanneden bir tabanı var. Deniz Baykal'ın birçok seçimi kaybetmesine rağmen koltuğunu koruması bunu gösteriyor." şeklinde konuştu. CHP'nin, devletin çeşitli kademelerindeki bürokraside destekleyicileri olduğunu, bu sebeple iktidara gelmeden de bir çeşit iktidardaymış gibi davranabildiğine dikkat çeken Hasan Herken, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bürokraside kendisini destekleyenlerin olması, sola bir çeşit iktidar duygusu yaşatmaktadır. Türkiye'de kendisini 'sol' olarak tarif eden diğer partilerin CHP'nin klasik tabanından bir türlü oy alamamasının, kendilerini umutsuzluğa düşürdüğünü görüyorum. Bu umutsuzluk nedeniyle adlarında olsa bile özünde sol olmayan, İttihat Terakki geleneğinden beslenen bazı hareketler, bir darbe veya ara rejim döneminde bir şekilde iktidarda görev alabilme düşüncesine sahipler." Sol tabanın ana parti olarak gördüğü CHP'nin bir türlü kendini yenilememesi ve reformlara kapalı olmasının, oylarının kemikleşmesinden kaynaklandığını öne süren Herken, bunu gören üst düzey parti yönetiminin, "Nasıl olsa her durumda tabanımız bizi destekliyor." düşüncesiyle yeni açılımlara ihtiyaç hissetmediğini kaydetti. Devrimci kökenlere sahip sol parti tabanlarından beklenen "yenilikçi" davranışının, Türkiye'de sağ eğilimli partilerde görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Hasan Herken, Türkiye'de sağ parti tabanlarının, başarısızlıklarda acımadan partisini değiştirmesini "sağlıklı" olarak değerlendirdi. Siyasi partiler ve tabanları konusunda yaptığı tahlilde de şu tespitlere yer verdi: "Sağ taban DP, AP, ANAP, DYP, RP, MHP ve AK Parti'ye kadar, aynı pistte ama farklı kulvarlardaki partilere oy verebilmektedir. Sağ tabandaki seçmenlerin, partilerinde biraz başarısızlık gördüğünde yaptığı bu değişikliğin, bazı kesimler tarafından döneklik olarak görülse de aslında en sağlıklı değişim olduğunu düşünüyorum. Demek ki oylarını değiştiren kişiler ideolojilerine göre değil, başarı ya da başarısızlıklara göre oy vermektedir. Başarısız gördüğü partileri veya liderlerini cezalandırmaktadırlar. Bunda ekonomik imkanlarının da etkisi var." Sol partilerin boş bıraktığı alanı şimdiki haliyle beğenilse de beğenilmese de AK Parti'nin doldurduğunu ifade eden Herken, "Genellikle CHP tabanı, dikkat edilirse her şehrin zengin semtlerinden oy alırken sağ taban, örneğin bugünkü AK Parti, varoş tabir edilen daha alt kesimden oy almaktadır. Aslında bunun batı ülkelerinde tam tersi olduğunu herkes bilmekte ve söylemektedir. Bu paradoks, ülkemize ait gibi görünüyor. Sol görünümlü sağ, sağ görünümlü sol partiler iktidar mücadelesi vermekteler." diye sözlerini tamamladı. (CİHAN)