Sol, sağın bölünmesine oynuyor

Sosuka, araştırma şirketi değil. Çankaya'da öğrencinin, esnafın soluklandığı nezih bir kafe. Değişik görüşten müşterileri, gün içinde sohbete de doyuyor.

Sol, sağın bölünmesine oynuyor

Hukuk eğitimini yarıda bırakmış mekan sahibi Hakan Şahin, birikimli biri. Üşenmemiş, anket furyasına nisbet müşterilerinin nabzını tutmuş. Hangi partiye oy verileceğini değil, 'adayların alacağı oy oranını' sormuş. Elinde küçük kâğıt tomarı, sonuçları bizimle paylaşıyor. "Düşündüğüm gibi." diyor. Başkent Ankara, siyaset ve sivil-asker bürokrasisinin merkezi. Ülkeyi ilgilendiren kararların alındığı yer. Devlet büyüklerinin, yabancı misyonun adresi. Görkemli resmî binaları, kravatlı insandan geçilmeyen sokakları, adım başı 'devleti' hatırlatıyor. 'Soğuk yüz' ifade eden 'memur kenti' unvanı buradan gelse de, aslında kendine özgü renklilik sunuyor. Gelişmiş sanayisi, zengini, yardıma muhtacı, işsizi, futbolu, üniversiteleri ve göçün artırdığı nüfusuyla.. Bugünlerde ülkenin sonucunu merakla beklediği zorlu bir yarışa sahne oluyor. Siyasi partiler, sandığa alabildiğine asılıyor. Sanki referandum! Heyecan, İstanbul'u, İzmir'i aşmış gibi. Piyangotepe, Esertepe, Hıdırlıktepe, Şentepe... adlarıyla sıralanan tepeler üzerine kurulu varoşlardan Meclis ve Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün de bulunduğu merkez Çankaya zirvelerine, seçim havasını solumak mümkün. Yarış, üç aday arasında geçiyor: Melih Gökçek (AK Parti), Murat Karayalçın (CHP) ve MHP'li Mansur Yavaş. "İstanbul'da gez, Ankara'da yaşa" şeklindeki klişe söz, bir yere kadar isabetli. Ankara, benzerlerine göre sakin ve rahat bir şehir. Ancak, boyutları tartışılsa da çözüm bekleyen sorunları yok değil. Ulaşım, su, pahalı doğalgaz, Avrupa kentleri gibi meydanlarının olmayışı, şehir kimliğinin oluşmaması, hava kirliliği bunlar arasında. Ekonomik krizin etkileri, özellikle esnafta hissediliyor. Buna karşın, seçime yerel kaygılarla birlikte genel siyasi hava da ağırlığını koyuyor. Ankaralı seçmen, oyunun rengini etkileyecek kriteri bol ilginç bir sürecin seyircisi. 'Gökçek karşıtlığında' yoğunlaşıyor kampanyalar. Rakipleri, 15 yıl gibi uzun süre görevde bulunmanın kaçınılmaz sonucu oluşan 'gediklere' yükleniyor. Aynı yönde işleyen bir 'dip dalga', buna ekleniyor. 'Yerel ölçekte hoşnutsuz' AK Partili seçmenin bile kafasını karıştıracak mahiyetteki kampanya, daha çok MHP adayına yarıyor. Karayalçın aradan sıyrılır mı? Ancak, sandık yaklaştıkça başka unsurların devreye girdiği görülüyor. "Ankara sola mı teslim edilecek?" sorusu, taşıdığı potansiyelle öne çıkıyor. Sırf, 'seçim kozu' denilemez. Bu endişeyi sandığa taşıyacağını söyleyenler, tahminlerin ötesinde. Solun 1989'da yerel iktidarı aldıktan sonra bıraktığı kötü izler, silinmemiş. Ülkücü kökenli bir Keçiörenli, "arkadaşlarına ayıp olur' gerekçesiyle ismini açıklamıyor. Söyledikleri, kaygıyı yansıtıyor: "Karayalçın döneminde belediyeden içeri giremediğim günleri unutmadım. Şahıslar önemli değil. Oyumu, güçlü gördüğüm Melih'e vereceğim." Yüzde 1,22'lik oyu bulunan BBP, aynı endişeyle aday çıkarmadı. Mühür, il genel meclisinde parti, belediyede 'cazip' adaya basılacak. Muhsin Yazıcıoğlu'nun, "Gökçek, çıktı tabanımızdan oy istedi. Diğerinden hâlâ ses çıkmadı." sözleri anlamlı. Şüphesiz, sonucu sağ seçmen belirleyecek. Yüklendiği, koltuğu kapacak. Son seçimlere göre, toplam oyu yüzde 65-70 bandında. Sol, yüzde 35'i bile bulamıyor. 1994, 1999 ve 2004 yerel seçimleri önemli gösterge. Sol, bölündü; kaybetti. Şimdi, tersi söz konusu. Sağda iki isim öne çıkıyor. CHP, DSP, İşçi Partisi ve diğerleri, Karayalçın etrafında blok oluşturdu. DTP, sessiz destek veriyor. Bu durum, sağ seçmenin önüne iki turlu seçimi koyuyor. Zihninde bir aday var ama kimin Karayalçın'ı geçeceğine de bakıyor. Cevap ne kadar net çıkarsa, o adayın şansı seçim günü o ölçüde artacak. YSK yemin bozdurdu Yüksek Seçim Kurulu (YSK), sokaklara inse kimlik numarası ve başörtüsü kararlarını aldığına herhalde pişman olurdu. Başkentli de, 'amaç ne?' kuşkusuna kapılmış. Seçimin referanduma dönüştüğü ve "Ankara'yı kaybeden iktidar, Türkiye'yi zor yönetir" yönündeki algı pekişmiş. Bu psikolojinin, kararsız ya da başka partilere yönelen AK Partili kitleyi etkilediği anlaşılıyor. Mehmet Gülsoy adlı emekli memurun yaklaşımı, durumu özetliyor: "Gökçek'e oy vermemeye yemin etmiştim. YSK kararı, bozduracak. Üç gün oruç tutacağım artık." Tayyip Erdoğan faktörü, kuşkusuz göz ardı edilemez. Davos çıkışıyla pekişen sempati, burayı da sarmış. Billboardları süsleyen boy boy resimleri, "Oyunuz bana" mesajı veriyor Ankaralıya. Zaten, "Tayyip hatırına" diyenler oldukça fazla. Erdoğan da Ankara'yı önemsediğini Sincan mitingiyle gösterdi. Göç alan Ankara'da hatırı sayılır Alevi oyu var. Alevi vatandaşlar, genelde solu tercih ediyor. Sorularımız çoğunlukla geçiştirilse de, Alevi olduğunu söyleyen beş arkadaşın dördünden 'Karayalçın' cevabı almamıza şaşırmıyoruz. Şaka mı ciddi mi; sadece biri "Yavaş" diyor. Ancak, AK Parti ve MHP'nin Alevi açılımlarının sandığa nasıl yansıyacağı da merak konusu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, siyasi bir realite; Ankara'da ağırlığı var. Keçiören dahil, 20 yıldır belediye başkanı. Üç dönemdir Ankara'yı alıyor. Eksiği-fazlası, eleştireni-sevmeyeni elbette var. Geçen seçimde partisinden fazla oy almıştı. 29 Mart'ta makasın değişeceği tahminleri yapılsa da, şansı rakiplerinden yine yüksek. Gökçek, sıkıntılı girdiği yarışa ısınmış. AK Parti'nin gücünü de arkasına alarak 141 projeyle seçmenin karşısında. Miting moral olmuş. Başbakan'ın 'Melih Bey'i size emanet ediyorum' sözü ve metro gibi projelere desteğini açıklaması dillerde. "Sağ seçmenin sağduyulu davranarak Ankara'yı CHP'ye teslim etmeyeceği" görüşünde. Ülkücülerden, BBP, DP ve SP'den oy alacağını savunuyor. Kendisini hedef alan kampanyalar için ise "İftira" diyor. "Rakiplerimin toplamından 2-3 puan aşağıdayım, seçim günü geçeceğim." ifadesini kullanıyor. Murat Karayalçın, siyasetteki yerini Ankara belediye başkanlığı yapmasına borçlu. Ezeli rakibi Gökçek'e karşı iki seçim kaybetti. SHP liderliğini bıraktı, "Türkiye'de Baykal, Ankara'da Karayalçın" sloganı altında CHP'den aday oldu. Sol blokun desteğini önemsiyor. Seçilmesi AK Parti ve MHP'nin birbirine yakın oy almasına bağlı. MHP'nin mevcut oylarını artırmasını, geçen seçimde oy kullanmayan 500 bin seçmenin desteğini hesaplıyor. "Gökçek'ten MHP'ye oy kayacak." iddiasında. Sağ seçmenden oy alacağını düşünüyor. Sohbetimizde, "Yerel seçimlerde, partisel keskinlik olmaz. Laiklik söylemleri bu seçimde kullanılmıyor. CHP'nin açılımları doğru. Bir eşik aşılıyor gibi." diyor. DEHAP'la ittifak yaptığı seçimdeki Diyarbakır mitingiyle ilgili CD'lerin dağıtılmasına ise kızgın. Sol seçmeni de etkileyen olayda Gökçek'i adres gösteriyor. "Yapanları Allah'a havale ediyorum." siteminde bulunuyor. 90 bin fakir aileye gelir desteği ve 'kimin yerine alacak' kuşkusu doğuran 25 bin kişiye iş vaadi öne çıkıyor. MHP adayı Mansur Yavaş, insanların gezmek için akın ettiği Beypazarı'nın belediye başkanı olarak isim yaptı. 'Kavgacı olmakla' eleştirdiği rakiplerinin karşısına, 'uzlaşmacı' alternatif olarak çıktı. Son genel seçimde yüzde 15 oy alan partisinden çok, kendisi ön planda. Şimdiye kadar, MHP adayları il genel meclisi oylarının çok gerisinde kalıyordu. 2004'te parti yüzde 10, aday yüzde 4 almıştı. Geçmiş MHP adaylarına göre iyi bir hava yakalaması, makasın bu seçimde kendisi lehine değişeceği tahminlerini beraberinde getiriyor. Yavaş, "Çatışmaya değil çalışmaya geliyoruz" ve "Ankara'yı temize çekiyoruz" sloganlarıyla dikkat çekiyor. Küskün CHP'liler dahil her kesimden oy istiyor, 'seçildiğinde parti rozetini çıkaracağını' belirtiyor. "Beypazarı köy, Ankara'yı yönetmek kolay değil" eleştirilerine ise katılmıyor. 'Dürüst belediye ve marka şehir' vaadinde bulunuyor. "Yüzde 51 oy alacağım." derken, sağ seçmene mesaj veriyor. Elbette, 'Ankara kökenli' tek aday olmasının avantaj getireceğine inanıyor. Aslında cevap sandıktan çıkacak. Yine de, baştaki Sosuka anketinin sonucunu merak ediyorsanız söyleyelim. Son viraja girilirken Ankara'da AK Parti önde... Çankaya, 'kale mi?' yoksa 'getto mu?' Ankara seçimlerinde metropol ilçelerin durumu önemli. Partilerin tek tek ilçelerdeki başarısı, büyükşehir yarışını etkileyecek. İlçelerde AK Parti ve MHP adayları öne çıkıyor. Mamak, Etimesgut, Sincan ve Yenimahalle'de kıran kırana mücadele gözleniyor. Altındağ'da, ilçenin çehresini değiştirerek beğeni toplayan Veysel Tiryaki, rakipsiz gibi. Tiryaki'ye, geleceğin Ankara belediye başkanı olarak bakılıyor. En çok merak edilen Çankaya ve Keçiören'deki yarış. Çankaya, Ankara'nın simge ilçesi. Bir yerde, 'şehrin başkenti' denilebilir. Her ne kadar, değişik kesimleri barındırsa da, genelde varlıklı ve eğitimli insanların yaşadığı yer. Son dönemde siyasî literatürün 'kale' kavramıyla anılıyor. Sol, 20 yıldır belediye başkanlığını kaptırmadı. CHP'nin şansı yine yüksek ama ilçe halkının içinin rahat olduğu söylenemez. "Çankaya'da hizmet yok" yakınmalarını adım başı duymak mümkün. Art arda belediye başkanlığı yapan dört isim de, SHP ve CHP tarafından tekrar aday gösterilmedi. Bu bile eleştirilerin haklılığını ortaya koyuyor. Son Başkan Muzaffer Eryılmaz'ın ses kasetleriyle gündeme gelen yolsuzluk ve belediyeyi bazı grupların doldurduğu yönündeki iddialar işin tuzu biberi oldu. CHP, bu kez şehir planlamacı Bülent Tanık'ı aday gösterdi. Tanık, iddiasını kaleciliğine atıf yaparak ortaya koyuyor: "Çankaya kalesinin kalecisi olacağım." DSP Çankaya'da aday çıkardı. Tiyatrocu Turgay Yıldız, belediyedeki hantal yapının ilçenin imajını bozduğunu söylüyor ve Çankayalı seçmenden oy istiyor. AK Parti adayı eski ANAP'lı Bakan Bülent Akarcalı. Partisinin eksiğini ismiyle tamamlamaya çalışıyor Akarcalı, her kesimden oy istiyor. "Çankaya, kesinlikle kale değil. Getto olmuş. Parti kontrolündeki bir yapı yönetiyor. Belediye başkanları bile baş edemiyor. İlçeye yıllarca hizmet gitmemiş." diyor. Çankaya'da Alevi oylar da önemli. Adres yine CHP olarak görülüyor ama Akarcalı ve MHP, bu kesime de sesleniyor. Çankaya'da her şeye rağmen 'kale' faktörünün sonucu belirlemesi muhtemel. Keçiören Ankara'nın ikinci büyük ilçesi. Varoşları ve gelişmiş semtleriyle önemli laboratuvar. AK Parti'nin oy deposu. Belediye Başkanı Turgut Altınok'un adaylıktan çekilmesi hesapları karıştırır gibi oldu. AK Parti, yerine Mustafa Ak'ı aday gösterdi. Yarışa geriden başlayan Ak'ın, parti avantajıyla iddialı duruma geldiği görülüyor. Rakibi, MHP adayı Şükrü Şahin. O da iddialı ve yüksek tempoda çalışıyor. AK Parti'nin başta yaşadığı sıkıntıyı lehine çevirmeyi arzuluyor. CHP ise aradan sıyrılmayı hesaplıyor. Keçiören'in en önemli sorunu olan metro, adayların en önemli vaadi. ZEKAİ ÖZÇINAR- ZAMAN
<< Önceki Haber Sol, sağın bölünmesine oynuyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER