Wall Street Journal
gazetesine özel bir
röportaj veren Erdoğan, ''
İran'ın nükleer programından endişeli misiniz?'' sorusuna karşılık, ''Neden korkalım? Bildiğiniz gibi biz NATO üyesiyiz. Sovyetler Birliği'nin de uzun süre komşusuyduk ve o günlerde de korkmamıştık. Şimdi neden korkalım?''
yanıtını verdi.
Geçen yıl
Türkiye'de
Amerikan karşıtlığı üzerine yazdığı bir yazıyla gündeme gelen
Wall Street Journal gazetesi yazarlarından Robert L. Pollock tarafından kaleme alınan yazıda Pollock,
Başbakan Erdoğan'ın, İran ile ilgili endişelerde NATO'yu hatırlatmasının, başka bir deyişle, ''arkamızı siz kolluyorsunuz'' anlamına geldiğini yazdı. Wall Street Journal'da
Ankara çıkışlı bu röportaj, ''
Atatürk'ten sonra: Ankara'nın İslamcı Başbakanı ile Türkiye'yi Konuşmak'' başlığıyla yayınlandı. Yazıda Erdoğan'ın, Batı eğilimli daha önceki Türk liderlere göre, kültürel ve dış
politika konularında farklı bir tutumu olduğu savunuldu.
Gazetedeki röportajda Erdoğan, ''Biz göreve geldiğimizde komşularıyla konuşmayan bir Türkiye vardı. Şimdi Türkiye hepsiyle
diyalog içinde. Bu nedenle bölgemize bombaların düşmesini istemiyoruz'' dedi. Erdoğan, ABD'nin, Türkiye'de imajını düzeltmesinin ''
Irak'taki gelişmelere'' bağlı olduğunu belirtti. Orta
doğu'da
demokrasiyi geliştirmeye yönelik Amerikan politikasına ilişkin görüşü sorulan Erdoğan, ''Türkiye olarak biz bölgede demokrasiye ilişkin kendi derin deneyimlerimizi iletmeye çalışıyoruz. Bu nedenle de Amerikan destekli Büyük
Ortadoğu projesinde yer aldık. Demokrasi,
insan hakları ve hukuk kuralları üzerinde çalışıyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Erdoğan, ''Biz bütün problemlerin müzakere masasında çözülebileceğine ve çözülmesi gerektiğine inanıyoruz. Baskı yapmak, sonuç vermeyecektir. Projenin amacı konusunda ABD ile aynı fikirdeyiz ancak belki kullanılan yöntem farklı'' dedi.
Robert Pollock, bütün problemlerin müzakere masasında görüşülebileceği fikrini, ''şekersiz tatlandırıcı'' olarak nitelerken,
Erdoğan yönetiminde bazı danışmanların, Türkiye'nin kendisini ABD'den soyutlayarak dünyada daha büyük bir
oyuncu olabileceğine inandığını savundu. Pollock, İran'ın nükleer programında NATO'ya güvenme konusunda ise bu tür stratejik ortaklıkların ''taşa yazılmış gibi kesin'' olmadığını ve ilgili
ülkelerin kamuoylarının uzun dönemli tutumuna bağlı olduğunu öne sürdü.
Robert Pollock yazısında, İran'ın nükleer güç kazanması durumunda en büyük meselenin, ''ABD ile artan veya çözümlenmemiş gerginliğin olduğu bir dünyada'', Türkiye'nin görüşlerinin gerçekten ne kadar değer taşıyacağında düğümlendiğini ifade etti.
KURTLAR VADİSİ-IRAK FİLMİ
Wall Street Journal'a göre Başbakan Erdoğan,
Kurtlar Vadisi-Irak filmini gördüğünü anlatan Pollock'a, ''Senin ABD'ye girmeni yasaklayabilirler'' dedi. Erdoğan, bu film konusunda görüşlerinin sorulması üzerine, ''Belki bu filmi Irak'a gitmeden, orada yaşamadan yaptılar. Çünkü ülkeyi yaşamak, deneyimlemek çok önemli'' dedi. Gazeteye göre Erdoğan, Pollock'un geçen yıl Türkiye'de Amerikan karşıtlığı üzerine yazdığı yazının da, Türkiye'yi tanımadan, yaşamadan yazıldığına inandığını ve bu yazının kendisini üzdüğünü kaydetti.
Pollock, bu yanıt üzerine Başbakan için, ''akıllı, güvenli, kaçamak
cevap vermeye eğilimli ancak insan'' değerlendirmesini yaptı. Robert Pollock, Türkiye'de parlak
ekonomik durumun yanı sıra ciddi bir muhalefet olmamasının Erdoğan'ı, ''Turgut Özal'dan bu yana en popüler lider'' yaptığını, gelecek yılki seçimlerde Erdoğan'a yine ciddi bir
rakip bulunmadığını yazdı.
Erdoğan'ın kendisinin, Amerikan karşıtı bir söylemi bulunmadığı ve Başbakan'ın, Türkiye'nin ABD ile ''stratejik ortaklığının'' değerini teyit ettiği belirtildi. Pollock, Kurtlar Vadisi filmini, ''İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da büyük kitlelere ulaşan, din ve Irak bakımından muhtemelen en bölücü film'' olarak niteledi. Başbakan Erdoğan, gazeteye, ''Ben bu filmi yapanların medya haberlerini temel aldığına inanıyorum. Örneğin Ebu Garib hapishanesi. Bunları televizyonda gördük, şimdi de dünya medyasında Guantanamo'yu izliyoruz. Elbette bu film, bu etkilerin altında hazırlandı'' dedi. Pollock, Türkiye'nin doğu ile
batı arasında ''
köprü'' olması ve medeniyetler çatışması yerine medeniyetler ortaklığı söylemleri kullanılırken, Kurtlar Vadisi-Irak filmindeki gibi ''açık bir karalama'' davasında, daha açık bir tutum sergilenmemesinin kendisini ''biraz hayal kırıklığına'' uğrattığını yazdı.
ERDOĞAN HÜKÜMETİNİN BAŞARILAR
Gazete, Erdoğan hükümetiyle Türk ekonomisinin özellikle son üç yılda ciddi bir büyümeye ulaştığını, kişi başına düşen gelirin arttığını, enflasyonun yüzde 7.7'ye düştüğünü anlattı. Wall Street Journal, Erdoğan'ın Türkiye'yi girişimciler açısından daha dost bir ülke haline getirdiğini kaydetti. Politika hedefleri sorulan Erdoğan gazeteye, ''Bir sonraki hükümetin sonunda, yani 2012'de, kişi başına düşen geliri 10 bin dolara çıkarmış bir Türkiye'' yanıtını verdi.
Erdoğan hükümetinin 2002 seçimleriyle işbaşına gelmesinden bu yana,
Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Türkiye'nin laik yapısını değiştireceği endişesini taşıyanların bulunduğunu yazan Pollock, ''Ben buna inanmak için bir neden görmüyorum'' dedi. Gazete, Erdoğan hükümetinin, ABD'deki muhafazakarlar gibi ''
aile değerlerine'' ve
içki, sigara kullanmamak gibi ''
temiz yaşama'' eğilimli olduğunu kaydetti.
Pollock yazısında, Erdoğan'ın, son 10 yıldan fazla zamandır Türkiye'ye liderlik eden ''en etkili hükümet'' olduğunu ve
parlamentodaki büyük çoğunluk sayesinde, Türkiye'yi AB'ye ve genel anlamda da
modern dünyaya hazırlayacak gerekli reformları geçirebildiğini belirtti.