DİSK ve TÜİK verilerine göre, 12 yılda 13 bin 168 işçi hayatını kaybetti. Türkiye, işçi ölümlerinde El Salvador ve Cezayir’in ardından dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci oldu.

Torunlar GYO’ya ait gökdelen inşaatındaki asansörün düşmesi sonucu 10 kişinin hayatını kaybetmesi, Türkiye’de son yıllarda yaşanan failinin belli olduğu ancak ceza almadığı iş cinayetlerini akla getirdi. Torunlar GYO’da şimdiye kadar üst düzey yetkililer, inşaata ruhsat veren kurumlar, inşaatın denetiminden sorumlu ilgili bakanlıklardan hiçbir yetkili ifadeye çağırılmadı. Sadece asansör firmasından iki kişi gözaltına alındı. İfadeye çağrılmaları da sonucu değiştirmiyor. Yaşanan tüm iş cinayetlerinde çoğu kez takipsizlik kararı verilirken medyanın gündemine gelen büyük felaketlerde ise uzun süren yargılamalar yapılıyor. Bu yargılamalar sonucu yine gerçek kusurlular ceza almadan davalar kapatılıyor. Taraf'ın haberine göre, İşte Türkiye’de asıl faillerinin cezalandırılmadığı ya da yargılaması yıllarca süren iş cinayeti davaları;

BELEDİYE BAŞKANI YARGILANDI
İstanbul Davutpaşa’da 31 Ocak 2008’de havaifişek fabrikasında yaşanan patlama sonucu 21 kişi hayatını kaybederken117 kişi yaralanmıştı. Altı yıl süren yargılama Haziran ayında sonuçlandı. Ailelerin büyük hukuk mücadele vererek sürdürdüğü yargılamada beklenen olmasa da sorumluların bir kısmı ceza aldı. İş cinayetlerinde bir belediye başkanının yargılanması ise bir ilkti. Ancak dönemin Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da sonunda beraat etti. Davanın avukatı Güldem Demir, başkanın beraat nedenin “bilirkişi raporu” olduğunu söyledi.

RAPORLARI ÜST DÜZEY YETKİLİLERİ KORUYOR
İstanbul Esenyurt’ta 11 Mart 2012 tarihinde Marmara Park AVM’nin inşaatı sırasında işçilerin kaldığı çadırda çıkan yangında 11 kişi hayatını kaybetmiş 4 kişi de yaralanmıştı. Yangına neden olan ise işçilere barınma amaçlı kurulan çadırda kullanılan ısıtıcıydı. Bu davaya da bakan Avukat Gülfem Demir, davanın devam ettiğini söyledi. Ancak bu davadada diğer iş cinayetlerinde olduğu gibi sadece kimi yetkililerin sorumlu tutulduğu söyleyen Demir, tüm sorumluların yargılanamasının nedeninin ise bilirkişi raporu olduğunu söyledi. Demir, şöyle konuştu;

“Raporlar eksik ve kötü hazırlanıyor. Asıl sorumlular raporda yer almıyor. Genelde belediyenin alt çalışanları, iş güvenlik uzmanları ve ustabaşları cezalandırılıyor.”

PATLAMADA TEK SUÇLU TÜP FİRMASI
Hukuk mücadelesi hala süren bir diğer iş cinayeti ise Ankara’da 3 Şubat 2011’de meydana gelen OSTİM’de (Ortadoğu Sanayi ve Ticaret Merkezi) yaşanan tüp patlaması. 20 kişinin hayatını kaybettiği davanın 22. duruşması 4 Eylül’de görüldü. Geçen duruşmada bilirkişi raporu yayınlandı. Bu bilirkişi raporunda sadece tüpleri satan gaz şirketinin suçlu görülmesinin kabul edilemez olduğunu belirten davanın avukatı Erbay Yucak, “O patlayan tüp firmasına vize veren Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’dır. Patlayan tüplerin dolum şekli olan SNT tüp doldurma ruhsatını önce verip sonra iptal eden Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’dur. Patlamanın yaşandığı işyerinin kaçak olmasına rağmen çalışmasını göz yuman OSTİM yetkilileri, Belediye ve Çalışma Bakanlığı’dır. Ancak bilirkişi raporunda onlar sorumlu görülmedi. Biz bu rapora itiraz ettik. Eğer itirazımız kabul edilmezse sadece tüp firması yargılanacak” eleştirilerinde bulundu.

HERKES BİRBİRİNİ SUÇLUYOR
Geçtiğimiz Mayıs ayında Manisa’dan gelen bir haber tüm Türkiye’yi yasa boğmuştu. 301 madencinin hayatına mal olan faciada ihmaller hala konuşuluyor. Hukuki sürecin başlatılabilmesi içinse bilirkişi raporu bekleniyor. Avukatlar raporlar gelmeden dava açılamayacağını söylerken ancak usuli işlemler düzeyinde ilerleme kaydedildiğini belirtti. Maden faciasının ardından Soma Holding Genel Müdürü Ramazan Doğru, mahkemede “Bana verilen yetki imzası sahte” diyerek Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ı suçlamış, Gürkan da genel kurul belgesini gösterip Doğru’yu suçlamıştı. Eylül ayı içerisinde hazır olması beklenen bilirkişi raporu imza tartışmasını da netleştirmiş olacak. Rapor doğrultusunda kimlerin yargılanacağı da belirlenebilecek.

BİLLUR ÖZGÜL - TARAF