Sözen'den Özkök'e telekulak cevabı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün telekulak eleştirilerine cevap verdi.

Sözen'den Özkök'e telekulak cevabı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün telekulak eleştirilerine, "Bebek Balıkçısı'nda Hürriyet'in iki yazarı, etraftaki masaların da duyabileceği şekilde 'bizim patronun açıklamalarını pek inandırıcı bulmadım' diye konuşmuş olabilirler" sözleriye cevap verdi. Sözen, yaptığı açıklamada, Hürriyet Gazetesi yazarı Mehmet Y. Yılmaz'ın, bugünkü köşesini, 'şerefini' feda etme pahasına, patronunu müdafaaya ayırdığını ve yazısında patronunun çıkarlarını savunmak için yazı yazmadığını iddia ederek, Başbakan Erdoğan'ı sözlerini ispat etmeye çağırdığını belirtti. Yılmaz'ın patronu adına 'tetikçilik' yapıp yapmadığını anlamak için bizzat kendi yazılarına bakmasının yeterli olduğuna işaret eden Sözen, "Bunu yapmaması bir tarafa, en azından Sayın Başbakan'ımız ve Genel Başkan'ımızın konuşmasını bir kez daha dinlemeli veya okumalıydı. O zaman tetikçilik sözünün aslında bir iddia olarak ortaya atılmadığını, doğruluğu bizzat kendi yazılarından test edilebilecek bir gerçeğin tespiti olarak söylendiğini idrak ederdi. Sayın Başbakan'ımız ve Genel Başkan'ımızın sözlerini daha kolay anlayabilmeleri için basitleştirerek diyorum ki, Mehmet Y. Yılmaz'ın patron kalemşörlüğünün kanıtı, bizzat kendisidir. " dedi. Başbakan Erdoğan'ın birden fazla konu başlığı vererek Doğan Medya Grubu ve yazarlarına sorular sorduğunu ifade eden Sözen, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Arzu edenler tamamını görmek için geçtiğimiz ve ondan önceki hafta sonu yaptığı kongre konuşmalarına dönüp ayrıntılarına bakabilirler. Ben burada sadece ikisini tekrarlamak istiyorum. Mehmet Y Yılmaz, yazarı olduğu gazetenin 'kaçak kâğıtla' basılıp basılmadığı, bu konuda bir SPK incelemesinin olup olmadığı, patronunun 'vergi cenneti ülkelerde kurdurduğu tabela şirketler' üzerinden alım yaparak borsadaki ortaklarını zarara uğratıp uğratmadığı iddialarını köşesinde hiç sorgulamış mı? Ben hızlıca taradım ama her hangi bir kanıta rastlamadım." Vatan Gazetesi'nin yazarlarından birinin, çıkarları yönünde karar aldırmak için SPK Başkanı'na şantaj yaptığı iddiasının olduğunu hatırlatan Sözen, "Bir başka gazetenin manşetinde taraflarına doğrulatılarak yer alan bu haber, acaba Mehmet Y. Yılmaz'ın yazılarına hiç konu oldu mu diye de baktım, onu da bulamadım. Demek ki, çıkarlar söz konusu olduğunda Mehmet Y. Yılmaz için neyin haber değeri taşıyıp taşımadığı değişkenlik gösterebiliyormuş. Mehmet Y. Yılmaz, adeta bir 'kamikaze saldırısı'yla bugünkü yazısını yazdığına göre, 'kendi kendini ele veren yazar' olsa da kendi kendini yalanlayanın nasıl ödüllendirileceği de merak konusu. Mehmet Y. Yılmaz'a son sözümüz şudur: Sayın Başbakan'ımız ve Genel Başkan'ımız'ın defalarca ispat ettiği gibi, yazdıkları yanyana konduğunda ne kadar yanlı, bağımlı olduğu ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı. Doğan Medya Grubu'nda, Almanya'daki Deniz Feneri davasının dünkü duruşmasının yansıtılma biçiminin de, Mehmet Y. Yılmaz'ın içine düştüğü durumu teyit ettiğini vurgulayan Sözen, açıklamasına şöyle devam etti: "Herkesin Sayın Başbakan'ımız ve Genel Başkan'ımızın ağzından öğrendiği, Alman tarafının da iddianame ekinde kayda geçirdiği bir gerçeği, sanki daha dün ortaya çıkmış gibi gösteriyorlar. Ama bunun nedenini anlamak zor değil. Dünkü duruşmada, davaya bakan Alman hakim ile soruşturmayı yürüten polis şefinin bizzat ve teyiden yalanladığı, iftiralarını bir kez daha yüzüne vurduğu Doğan Medya Grubu, eski-bayat bilgileri yeniymiş gibi sunuyor. Dertleri, dikkatleri dağıtıp, mevzuyu geçiştirmek. Eğer bugün 'Marco'ya karşılık Deniz Feneri' türünden attığınız başlıklarla bir iddiada bulunmak istiyorsanız, sanki bir şeyler söylüyormuş gibi yapmayın; çıkın ve açık açık söyleyin." Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün 'telekulak' sorusuyla ilgili değerlendirme de yapan Sözen, "Ertuğrul Özkök, Aydın Doğan'ın cevaplarını inandırıcı bulmayan ve rahatsızlıklarını özel sohbetlerde gizlemeyen yazarlarının tespiti için iki şıklı bir cevap düşünmüş. Ya legal ya da illegal dinleme ihtimalleri üzerinden duruyor. İşi öyle Önder Sav aceleciliğiyle komploya dökmeden önce daha basit düşünüp, üçüncü ihtimallerin de olabileceğine dikkat çekmek istiyor ve ekliyorum. 9 Eylül 2008 Salı günü, akşam saat 8.00'den sonra, Bebek Balıkçısı'nda Hürriyet'in iki yazarı, etraftaki masaların da duyabileceği şekilde 'bizim patronun açıklamalarını pek inandırıcı bulmadım' diye konuşmuş olabilirler." şeklinde konuştu. CİHAN
<< Önceki Haber Sözen'den Özkök'e telekulak cevabı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER