Farklı bir
Genelkurmay Başkanı olduğuna medyada fazlası ile vurgu yapılan
Orgeneral İlker Başbuğ'un, Genelkurmayın basına
akreditasyon uygulamasını sınırlı olarak genişletmesi bu günün ilk haberlerinden.
İlk bakışta çok olumlu bir haber.
Haberler doğru ise kartel medyasının
yandaş medya olarak nitelediği
Star ve Yeni
Şafak gazetelerinden de yöneticiler ve
Ankara temsilcileri 'tanışma toplantısına' katılmak için Genelkurmay karargâhına davet edildiler.
Yani akredite oldular anlamına gelir mi bu bilmiyorum.
Yoksa sadece tanışma toplantısı olarak kalacak mı?
Davet edilmeyenler tanışılmaması gereken kurumlar mı?
Yoksa diğerlerine hazmetme kapasitesi kıstasları itibarı ile sıra gelmedi mi?
İşin doğrusu daha başından beri mesleki
dayanışma noktasında basını parçalayan ve bu günlerde
iktidar medya kapışmasında Doğan medyasının yalnızlaşmasına, hatta 'oh oldu az bile' denilmesinin sebeplerinden sadece biri olan bu akreditasyon uygulaması basındaki ahlakı bozmuştur.
Ahlakı bozmuştur diyorum zira basın içinde akredite olanlar ve olmayanlar, zamanla haklı ve ya haksız buna kişilerin tutumları da sebep olmuş olabilir, gazeteciler arasında asker yanlısı, asker karşıtı,
darbe yanlısı gibi tanımların gelişmesine sebep olmuştur.
Ne acı bir durum!
Ahlakı bozmuştur çünkü bazı gazeteciler bunu bir faikıyet olarak fazlası ile tepe tepe kullanmışlardır.
Bu bile başlı başına sektörde haksız
rekabet durumları meydana getirmiş ve en hafif tabirle ülkenin en ciddi kurumu gözbebeğimiz
Ordu, bazı isimlerin kendi üzerinden
prim yapmasına sebep olmuştur.
Hala merak eder dururum.
Yakından görüştüğü
arkadaş olduğu, aralarından su sızmadığı bir arkadaşının veya sevmese de bir meslektaşının, mesleğini yaparken haberci olarak alınmadığı bir salona bir gazeteci nasıl bir huzur içinde girebilir ve sonrasında haksız rekabetle elde ettiği haberi topluma verebilir.
Bende oturduğum yerden değer ve ilke erozyonu yaşayan medyada etik davranışlar bekliyorum.
Kendi kendime daha çooook beklersin diyorum bu arada.
Bir başka açıdan timokrasi içerikli gelişmemiş bir demokrasisi olan ülkemizde akredite olmamak işin doğrusu bir başka açıdan değişik bir saygınlık demek.
İnternet Medyası Derneği başkanı Hadi Özışık çırpınsın bu akreditasyon listesine İNTERNET MEDYASINI da dâhil etmek için, bizzat makama çağrılar yapsın nafile.
Çünkü akreditasyon uygulaması bu ülkede yaklaşık 1 milyon insanı çok yakından ilgilendiren bir yanlışlığına devam ediyor.
İçlerinde 800.000 satan Zaman gazetesi olmak üzere
Taraf, Vakit ve Milli Gazeteye
ambargo sürüyor.
Bunun mantıklı bir açıklaması yok.
Birkaç gün önce gezdiği ve halkın arasına karıştığı o bölgelerde Sayın
Genelkurmay Başkanı hangi gazetelerin yöre halkınca teveccühe mazhar olduğunu bir emirle öğrenebilir.
Star ve
Yeni Şafak gazetelerinin bu davete vereceği
cevap çok önemli.
Daha düne kadar yandaş, bir kısım medya ve sakıncalı
personel olarak görüldükleri bir vasata gidip hiçbir şey yokmuş gibi mi yapacaklar.
Yoksa ya hep ya hiç deyip bu manasız, bölen, parçalayan, ötekileştiren akreditasyonun kalkması adına davet edilmeyen refiklerinin yanında yer alıp, bu daveti nezaketle red mi edecekler?
SALİH YAYLACI - İNTERNET HABER