Yüzde 99 oranında
indirim yapan belediye, dört ay boyunca vatandaşlara
fatura göndermeyecek. Belediye, bu sayede
Sağlık Bakanlığı'nın emrini uygulamaktan da kurtulmuş olacak.
Sağlık Bakanlığı,
arsenik değeri yüksek olan bölgelerdeki su faturalarına 'içilebilir nitelikte değildir' ifadesinin eklenmesini istemişti.
İzmir Su ve
Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (
İZSU)'nün internet sitesinde yer alan bilgilere göre, İzmir'de ıÜü0-13 ton arasında su tüketenler 2 yıldan bu yana ton başına KDV dahil 1.19 YTL ödüyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi,
arsenikli su haberlerinden sonra bu rakamda
rekor düzeyde indirime gitti. Belediye, suyun ton fiyatını 1.19 YTL'den 10 YKr'ye indirdi. Yüzde 99 oranında düşen fiyatlardan sonra İzmir'de
şebeke suyu neredeyse bedava oldu. İzmir'in suyundaki indirim, yeni arıtma sistemleri kurulana kadar devam edecek.
Konu hakkında bilgi veren Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu, "İzmir'de yaşayan vatandaşlarımız 'yeni arıtma sistemleri tamamlanıncaya kadar', 0-13 ton arasındaki su kullanımları karşılığında, konutlarda ton başına sadece 10 YKr ödeyecek. Söz konusu indirim kararı 1
Ağustos 2008 tarihinden itibaren geçerlidir. Tonu 10 Ykr'den 1-13 ton arasındaki su tüketiminin aylık bedeli, fatura kağıt bedelini bile karşılamadığından, abonelere 4 ay süreyle fatura gönderilmeyecek" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, abonelere 4 ay boyunca fatura göndermeme kararıyla birlikte Sağlık Bakanlığı'nın emrini de askıya almış oldu. Bakanlık, arsenikli bölgelerdeki su faturalarına 'içilebilir nitelikte değildir' ifadesinin eklenmesini istemişti. Belediye, 4 ay boyunca vatandaşlara fatura göndermeyerek bu ifadeyi yazmaktan kurtulmuş olacak.
Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu, açıklamasında, giderek azalan su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasını özendirmeyi, İzmirlilerin
aile bütçelerine katkı sağlamayı sosyal ve sorumlu belediyecilik anlayışının bir gereği olarak gördüklerini söyledi. Başkan Kocaoğlu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Bozulan yağış dengesi nedeniyle özellikle son birkaç yılda önemli bir tehdit unsuru olarak karşımıza çıkan küresel
ısınma, kuraklığın yanı sıra, yer altı su kaynaklarındaki bazı parametrelerde 'kayda değer' değişimleri de beraberinde getirmiştir. Suyun tasarruflu kullanımı ve su kaynaklarının korunması günümüzde bir zorunluluktur.
Küresel ısınmayla birlikte yağış miktarı ciddi ölçüde azalan kentlerin arasında, maalesef İzmir de yer almaktadır. Bu tehdidi önceden gören İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2006'nın
Kasım ayında başlayan kuraklıkla mücadele stratejisiyle birlikte Türkiye'ye örnek olan
su tasarrufu kampanyasını başlatmıştır. İzmirli hemşehrilerimizin kampanyaya verdiği büyük
destek ile her ay ortalama yüzde 10 oranında su tasarrufu sağlanırken, Belediyemiz de yeni ve sağlıklı su kaynaklarının oluşturulması konusunda önemli adımlar atmıştır. Bu amaca yönelik çalışmalar, son dönemde daha da yoğunluk kazanmaktadır. Ancak ne var ki, İzmir'in aldığı yağış miktarı süratle düşmektedir. Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında,
ocak aylarında metrekareye düşen yağış miktarı 130 kilogramın üzerindeyken, 2008 Ocak ayında İzmir'in aldığı yağış miktarı sadece 30 kilogram olmuştur.
Şubat aylarının ortalaması 98.5 kilogram iken, geçtiğimiz Şubat ayında İzmir'e 9 kilogram yağış düşmüştür.
Mayıs ayında 4.9 kilogram yağış alan İzmir'e Haziran ayında sadece 0.4 kilogram yağmur yağmıştır. Temmuz ayında ise hiç yağış olmamıştır. Yıllık toplama bakıldığında, sadece 2007 yılı içinde metrekare başına yaklaşık 100 kilogramlık yağış kaybımız vardır. Azalan yağışlar, yer altı sularında ciddi çekilmelerle birlikte arsenik değerlerinde de salınımı beraberinde getirmiştir.
Tablo böyleyken, İzmir'in kuzey bölgesinde görülen arsenik oranları, aldığımız bir dizi önlem sayesinde yeniden standart değerler düzeyine indirilmiştir. Halen su dağıtım şebekesinin dışında tutulan Göksu ve
Sarıkız kuyularında yapmakta olduğumuz arıtma sistemlerinin devreye girmesiyle de, bu konudaki sıkıntılar tümüyle ortadan kalkacaktır. Ancak bugün geldiğimiz noktada, yer altı kaynaklarının devreden çıkarılmasıyla şebekedeki ağırlığı iyice artan Tahtalı Barajı'ndaki suyumuzun 'çok kritik' düzeylere geldiğinin de kamuoyu tarafından bilinmesinde büyük yarar görmekteyiz. Bu durum, kısa süre içinde yer altı su kaynaklarının yeniden devreye alınmasını zorunlu kılacaktır... Öte yandan, İzmir'e yeni su kaynakları sağlayacak orta vadeli projelerimiz arasında yer alan Çamlı, Emiralem, Değirmendere ve Gördes barajlarına ilişkin hükümetimize taleplerimizi de bir kez daha yinelemekte yarar görüyoruz. Çamlı Barajı için ÇED raporu ile
Hazine ve
Orman arazi tahsislerinin bir an önce verilmesi, İzmir'in geleceği için büyük önem taşımaktadır. Aynı şekilde Emiralem ve Değirmendere barajlarıyla ilgili tahsislerin yapılmasını talep etmekteyiz. Gördes Barajı isale hattının DSİ tarafından yapılarak süratle devreye alınması da, kentimiz için çok önemlidir. İlgili
bakanlıkların, İzmir'i su sıkıntısından kurtaracak bu projeler konusunda gereken hassasiyeti göstereceğine inanmaktayız."
CİHAN