Suçlayan belge sahteymiş

Diyarbakırlı işadamı Mehmet Ali Altındağ'ın ismi son günlerde gündemde.

Suçlayan belge sahteymiş

Şemdinli iddianamesine giren Karakuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt ile ilgili ifadeler ona ait Bu ifadelerin iddianamede yer almasından sonra gazetelerde Altındağ'ın PKK'ya yardım eden bir kişi olduğu gazetelerde yer almaya başlandı. Hatta bazı köşe yazarları ve yorumcular Savcı Ferhat Sarıkaya'yı PKK'ya yardım eden bir kişinin sözleriyle suçlama yapmasını ağır bir dille eleştirdi. Vakit gazetesinde yer alan bir belge , Mehmet Ali Altındağ'ın PKK'ya yardım ettiği şeklinde hazırlanan belgelerin, polis kriminal raporlarında sahte olduğunu ortaya koydu. İşte Vakit Gazetesinin haberi: Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt’ın Diyarbakır’da Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı dönemde ilginç bir olay yaşandı. Bazı çevreler tarafından “devlet taraftarı” olduğu için hedef alınan Altındağ ailesi, PKK’lılıkla suçlanıyordu. Genelkurmay Başkanlığı’nın, Milli Savunma Bakanlığı’nın 1990-2000 yılları arasındaki inşaat işlerinin yaklaşık yüzde 40’lık bölümünü üstlenen işadamı Mehmet Ali Altındağ’ın ailesine yönelik, “PKK'ya yardım ve yataklık yapmak” suçlamasının dayanağı ise, bir operasyon sırasında ele geçirildiği iddia edilen “dokümanlar”dı. Bu dokümanlar, iddiaya göre, PKK’nın sözde bir eyalet komutanlığı ile sözde diğer eyalet komutanlığı arasındaki yazışmaları içeriyordu. Bu yazışmalarda, Mehmet Ali Altındağ’ın oğulları Selahattin ve Mehmet Emin Altındağ’dan bahsediliyor ve şu ifadeler kullanılıyor: 350 BİN MARKI ALDIK!.. “Bahse konu Altındağ ailesi ile ilgili …. Doğrultusunda bağlantıya geçtik. Gerek direkt, gerekse dolaylı bağlantılarda. Özellikle Mehmet Altındağ ve Selahattin Altındağ, samimiyet gösterip gelip bizimle görüşmüşler, belirttiğiniz 500 bin markın 350 bin markını şahıslardan aldık…” PKK’lılara ait olduğu iddia edilen bu not pusulalarının üzerine de terör örgütünün siyasi organizasyonlarını yürüten ERNK’nın mührü basılmıştı. Kara Kuvvetleri 7. Kolordu Komutanlığı’nın DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na 8 Haziran 1998 tarihinde gönderdiği yazıyla gündeme gelen “PKK’lık suçlaması”;Altındağ ailesinin, bölgede sürekli olarak PKK saldırılarına uğradığı ve bazı çevreler tarafından “devletin adamı” olarak hedef alındığı için şaşkınlık meydana getirmişti. Sonrasında, yargı süreci içinde kaydedilen gelişmeler, polis ekspertiz raporu ve mahkeme kararları, olayın “yeni bir andıç” niteliğinde olup olmadığının tartışılmasına yol açtı. O RAPOR Vakit’in ele geçirdiği Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı-Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı’nın 23.03.1999 tarih ve BLG-1999-15 uzmanlık numaralı Ekspertiz Raporu'nda dikkat çekici bulgular yer alıyor. KRİMİNAL DİYOR Kİ: YAZILAR O TERÖRİSTLERE AİT DEĞİL! Rapordaki ifadeler şöyle: Tetkik konusu yukarıda farklı üç şahıs tarafından yazıldıklarını beyan ettiğimiz toplam dört adet belge, üzerlerindeki yazılar ile N.Ç, A. Ç. ve N. Ö’ın mevcut mukayese yazıları arasında FARK müşahede edilmiş, incelemeye konu olan dört adet belge üzerlerindeki yazıların Nafiz Çapan, Abdurrahman Çakay ve Nizamettin Özturan elinden çıkmadığı kanaatine varılmıştır. KRİMİNAL DİYOR Kİ: ERNK MÜHÜRÜ FARKLI!.. Tetkik konusu belgelerden “1” sıra numaralı belgede basılı olan ve içeriği tarafımızda ERNK…1985” olarak okunan mühür izi ile, evvelce tetkik için tarafınızcalaboratuvarımıza gönderilen belgelerin laboratuvarımızda alıkonulan fotokopileri üzerinde bulunan mühür izleri ile fotokopi üzerinden teşhis ve tespit olunabilen bulgular kadarıyla yapılan karşılaştırılmalarında, çeşitli özellikler yönünden aralarında “FARK” görülmüş, bahse konu “1” sıra numaralı belgede basılı olan mühür izinin, laboratuvarımızda fotokopileri bulunan belgelerde mühür izleri olan mühürler ile basılmadığı kanaatine varılmıştır.” VE MAHKEME KARARLARI Emniyet Kriminal incelemesi, yazıların ve mührün “farklı bir yerde” imal edilip edilmediğine ilişkin şüpheleri derinleştirir mahiyette. Mahkeme kararları da, Altındağ ailesini aklıyor. Diyarbakır 4 No’lu DGM’nin 1999-36 No’lu kararında, kamu birimlerinin, sözde “dokümanlara” ilişkin olarak verdiği bilgiler arasında çelişki olduğu belirtiliyor: Aynı bölge ve sahada operasyona katılan birliklerin Koçerin isimli teröristte doküman ele geçme konusunda birbirleriyle çelişkili verilen cevaplar şüphe doğurmuştur.” DGM, hükmü de şu şekilde veriyor: “Sanıklar Selahattin Altındağ ve Mehmet Emin Altındağ hakkında yasadışı PKK örgütüne yardım ve yataklık yapmak suçundan dava açılmış ise de, sanıkların müsned suçu işledikleri yolunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların müsnet suçtan ayrı ayrı beraatlerine…” DGM Başsavcısının beraat kararına itirazı üzerine, dava Yargıtay’a gitti. Mahkeme kararı, onadı. ( Yargıtay 9. Ceza Dairesi 1999-3755) VAKİT
<< Önceki Haber Suçlayan belge sahteymiş Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER