Mahkeme, 3 polisi 'bilinçli taksirle adam öldürme' suçundan 6 yıl 8 ay
hapis cezasına çarptırdı.
Sanık avukatı, "Maktulü öldüren mermi müvekkillerimin silahından çıkmadı. Ayrıca polis aracının camı çatışma esnasında isabet eden mermi nedeniyle patladı. Bu durum
olay yeri inceleme tutanaklarında anlatılıyor." diyerek verilen karara tepki gösterdi.
Savcı da tartışmalı kararı temyize götürdü.
Adli Tıp, Dervişoğlu'nu vuran merminin polislerin silahına ait olmadığını tespit etmiş, savcı da esas hakkındaki mütalaasında polislerin beraatlerini istemişti.
Olay 6
Şubat 2007'de Şişli'de yaşandı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Gasp Büro Amirliği'nde görevli polis memurları Kemal Özer, Şenol Altın ve
Oğuz Şahin, silahla
gasp edilen bir otomobilin
Kağıthane-Nurtepe bölgesinde olduğu istihbaratını aldı. Bölgeye giden polisler, aracı durdurmak için önce dur ihtarında bulundu, ardından havaya ikaz atışı yaptı. Araçtaki 5
şüpheli de polislere silahla karşılık verince çatışma çıktı. Çatışmada polislerin aracının camı patladı. Zanlılardan
Emrah Dervişoğlu yaralandı. Gökhan Marti, Sedat Erdeğer,
Güven Çamur ve
Tuncay Karabulut ise yaya olarak kaçtı. Dervişoğlu, kaldırıldığı SSK
Okmeydanı Hastanesi'nde öldü.
Polisler hakkında
dava açıldı. Davaya İstanbul 4. Ağır
Ceza Mahkemesi baktı. Adli tıp, kovuşturma sürecinde Dervişoğlu'nun vücudundan çıkartılan mermiyi ve
sanık polislerin silahlarını inceledi. Şahsı öldüren merminin polislerin silahından çıkmadığı tespit edildi. Ancak
mahkeme, olay anında ateş edenlerin sadece polisler olduğuna ve Dervişoğlu'nu da onların vurduğuna hükmetti. Maktulü kimin vurduğunun kesin olarak belirlenememesi nedeniyle her 3 polis de "bilinçli taksirli adam öldürme" suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karara
itiraz eden sanık avukatı, mahkemenin 'şüphe sanıkların lehinedir' hükmünü çiğnediğini belirtti.