Gündeme bomba gibi düşen iddiayı Dışişleri Bakanlığı kesin bir dille yalanlamazken haberi sorumsuzluk olarak nitelendirdi. Siyaset dünyasından tepki yağdı.
Gazetenin haberinde pazarlığın perde arkası şöyle anlatıldı: Daha önce, rehineler karşılığında Türkiye’den para, silah talebinde bulunan IŞİD, bu kez gözünü, Türkiye’nin kendi sınırları dışındaki tek toprağı olan, Suriye’deki Süleyman Şah Türbesi’ne dikti. Taraf’ın hükümet kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Suriye’de hâkimiyet sahasını genişleten IŞİD, 49 rehinenin serbest bırakılması karşılığında Suriye’nin Halep kentine bağlı Karakozak Köyü sınırları içinde yer alan Süleyman Şah Türbesi’nin üç hafta içinde boşaltılmasını istedi. IŞİD, boşaltılmaması hâlinde türbeye saldırıda bulunabileceklerini de belirtti.
IŞİD ile çatışmak istemeyen AKP Hükümeti, Süleyman Şah Türbesi’nin boşaltılmasına yeşil ışık yaktı. Hükümet bu konudaki kararını Genelkurmay Başkanlığı’na iletti. Ancak bu talimat, Genelkurmay’a IŞİD’in talebi olarak aktarılmadı.
Hükümet, IŞİD’in Süleyman Şah Türbesi’ne olası saldırı ihtimaline karşılık, türbenin boşaltılması gerektiğini Karargâh’a iletti. Genelkurmay da, hükümetten gelen talimat üzerine, çekilme için bir ön hazırlık yaptı. Ancak çekilme işlemi henüz başlamadı. Kamuoyuna da, olası bir çatışmanın önlenmesi için boşaltıldığı yönünde mesaj verilecek.
İddia Meclis’e taşındı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Süleyman Şah Türbesi ile ilgili iddiayı Meclis gündemine taşıdı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun cevaplaması istemiyle verilen önergede şu sorular yöneltildi: “IŞİD terör örgütünün 49 vatandaşımızı serbest bırakma karşılığında AKP Hükümetinin, Süleyman Şah Türbesi'nin bulunduğu ve Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasını IŞİD terör örgütüne verdiği iddiası doğru mudur? Bunun için Genelkurmay Başkanlığı’na Süleyman Şah Türbesi’nin boşaltılması talimatının iletildiği iddiası doğru mudur? IŞİD terör örgütüne Süleyman Şah Türbesi’nin de yer aldığı 10 bin 96 metrekarelik topraklarımızın tamamı veya bir kısmı verilmiş midir?”
Gereği yapılır demişti
Recep Tayyip Erdoğan, 25 Mart 2014’te Süleyman Şah Türbesi’ne yönelik tehdit ile ilgili soruya şöyle cevap vermişti: “Böyle bir yanlışlık olacak olursa gereği neyse yapılacaktır. Bu topraklarda yapılacak bir saldırı aynen Türkiye’ye yapılmış bir saldırıdır.” Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ise şunları söylemişti: “Suriye rejimi de, alandaki bütün gruplar da bilmelidirler ki; Türkiye topraklarına herhangi bir şekilde söz konusu olabilecek bir yanlış yaklaşım veya müdahale, cevabını, mukabelesini görür ve oradaki Mehmetçiklerimizin güvenliği, bizim için 75 milyon vatandaşımızın güvenliğidir. O bakımdan her türlü tedbir alınmıştır.”
Dışişleri: Haberler büyük sorumsuzluk örneği
Dışişleri Bakanlığı Taraf Gazetesi’nin gündeme taşıdığı iddia ile ilgili açıklama yaptı. Haberi kesin bir dille yalanlamaktan kaçınması dikkat çekerken şu ifadeler kullanıldı: “Bugün (21 Ağustos) bazı basın-yayın organlarında Musul Başkonsolosluğumuz personelinin rehin alınması konusu etrafında ortaya atılan asılsız iddialar büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Ulusal güvenlik ve vatandaşlarımızın selameti gibi konuların istismarı hiçbir şekilde kabul edilebilecek ve basın özgürlüğü çerçevesinde ele alınabilecek bir davranış değildir. Böylesine hassas bir konuda gazetecilik ve basın ahlakına uygun hareket edilmeli, mesnetsiz, spekülatif ve sorumsuzca yayınlarla kamuoyunun yanlış yönlendirilmesinden özenle kaçınılmalıdır. Tüm basın-yayın kuruluşlarını bu konuda gereken duyarlılığı göstermeye, kamuoyumuzu da bu tür yayınlara itibar etmemeye davet ediyoruz. Musul Başkonsolosluğumuz personelinin en kısa zamanda sağ salim ülkemize dönmelerinin sağlanması için ilgili tüm kuruluşlarımız eşgüdüm halinde çalışmalarını sürdürmektedir.”
‘Dış politika reel olmaktan çıktı’
CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk: Böyle bir pazarlığın olmaması lazım. Hükümet rehine kriziyle Türkiye’yi çok zor duruma soktu. Gerekli tedbirler zamanında alınmadığı için Türkiye çok zor duruma sokuldu. Hükümet işin içinden çıkamıyor anlaşılan. İş toprak talebine kadar geldi. Orası Türk toprağı, başka bir topraktan farklı değil.
MİSTİK OLDU
MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri: Süleyman Şah Türbesi AKP’nin üstüne tapulu olan bir türbe değil. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının ağzına almaktan çekindiği Türk milletinin ecdadının toprağıdır. Genelkurmay dahil hiç kimsenin o topraklar üzerinde tasarruf kararı alma hakkı yoktur. Çanakkale’de anneler ağlamasın ya da insanlar ölecek diye Çanakkale’yi teslim etmek ne anlama geliyorsa bugün de Süleyman Şah Türbesi’ni teslim etmek aynı anlama gelir. Türkiye havlayıp ısırmayan bir politika izliyor ve bu yüzdende kimse Türkiye’yi ciddiye almıyor. Davutoğlu dış politika değil düş politikası uyguluyor. Dış politika reel olmaktan çıktı mistik oldu.
REZALET BİR DURUM
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan: İflas eden Türkiye dış politikasının nereye gittiğini ne yaptığını bilmiyoruz. Ortadoğu’da onlarca örgütle ilişkiye girdiler, ortalığı karma karışık ettiler. Biz bunları ABD’de, Almanya’da, Katar’da ortaya çıkan belgelerden öğreniyoruz. 49 dışişleri görevlisi aylardır rehin. Başbakan ve Dışişleri Bakanı istifa etmiyor aksine ödüllendirilip başbakan yapılıyor. Süleyman Şah Türbesi’nin pazarlık konusu yapılıp yapılmadığını bilmiyorum ancak yapılmışsa rezalet bir durum.
CİDDİYE ALINMALI
SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak: Bu haberin doğru olmamasını temenni ederim. Zaman her şeyi net olarak ortaya çıkarır. Hükümet bu alanda pazarlık yapıyor mu bilmiyorum ama yapmamasını temenni ederim. Gazete keyfi olarak böyle bir haberi yapmaz, yapmaması lazım. Böyle bir iddia varsa iddiayı ciddiye almak lazım.
Osman Gazi’nin dedesi yatıyor
Caber Kalesi, Süleyman Şah Türbesi ve Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun bulunduğu arazi, Türkiye’nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası. Bölge Halep’te yer alıyor. Türbede, Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk padişahı Osman Gazi’nin dedesi ve Ertuğrul Gazi’nin babası olan Süleyman Şah’ın ve iki askerinin mezarları bulunuyor. 20. Zırhlı Tugayı 3. Hudut Alay Komutanlığı Hudut Taburuna bağlı askerler tarafından korunan türbe, Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması gereğince Caber Kalesi ve türbe müştemilâtı ile berâber Türkiye toprağı olarak kabul edildi.
TEHDİT ETMİŞLERDİ
Türkiye bugüne kadar toprağını, bayrağını çekerek ve muhafız bulundurarak korudu. 13 Mart 2014’te türbenin bulunduğu bölge IŞİD’in kontrolüne geçti. 20 Mart 2014’te IŞİD, YouTube üzerinden yayımladığı bildiride üç gün içinde boşaltılmadığı taktirde türbeyi yerle bir edecekleri tehdidinde bulundu. TSK bölgeye araç ve bordo bereli asker gönderdi.
BUGÜN GAZETESİ