Millete komplo belgesi Erzincan'da uygulamaya konuldu. Adalet Bakanlığı'ndan bile habersiz İlhan Cihaner eliyle başlatılan cemaat soruşturması, sadece soruşturma safahatinde bile masumların üzerinden adeta silindir gibi geçti. Aşağıda bu komplonun ilk kurbanlarını ve ailelerinin yaşadığı travmayı okuyacaksınız. İşte Samanyoluhaber.com yazarı Fatih Akalan'ın yazısı...
SÜMBÜL HANIM'IN İKİZLERİ
Takvimler 23 Şubat 2009’u gösteriyordu.Doğu Anadolu’nun sert kış günlerinden biriydi.
Erzincan Refahiye’de yaşayan Sümbül Hanım ve eşi Cemal Bey sabah erkenden evden çıktı. Sümbül Hanım hamileydi. İkiz bebek bekliyorlardı. Muayene için Erzincan Devlet Hastanesi’ne gittiler. Gün güzel başlamıştı. Her şey yolundaydı. Çocuklar oldukça sıhhatliydi. Derken telefon çaldı. Arayan jandarmaydı. Jandarma görevlileri saat 11:00 sularında Cemal Gündoğdu ve eşi Sümbül Gündoğdu’nun oturduğu eve gitmiş kimseyi bulamayınca telefon etmişlerdi.
Hemen yola koyuldular. Yolda gelirken kafalarında bin türlü soru belirdi?
Jandarma ne için çağırmıştı? Ne arayacaklardı? Neyle suçlanıyorlardı?
Çok geçmeden eve vardılar. Arama 2 saat sürdü. Tek kelime bilgi alamadılar. Belli ki emir büyük yerdendi. Ne olduğunu dahi anlamadan kendilerini Refahiye İlçe Jandarma Komutanlığı'nda buldular.
İkisini ayrı ayrı odalara koydular. Sümbül Hanım hamile olduğunu söyledi. Derdini kimseye anlatamadı. 2 saat odada beklettiler. Yemek veren olmadı.
Üniformalı bir kadın Jandarma sorguladı Sümbül Hanım’ı. “O da kadın belki halimden anlar” deyip defaatle çocuklarının ikiz olduğunu ve rahatsızlandığını söyledi. Ne zaman bırakacaklarını sordu. Ama aldığı cevap ürkütücüydü. 'Çıkacağınızı mı zannediyorsunuz?' dedi sorgulayan kadın.
Gece yarısı tek başına saldılar Sümbül Hanım’ı. Eşini bırakmadılar. Ödü kopmuş vaziyette eve döndü.Bir gün sonra ancak gidebildi hastaneye kontrol için. Kadının durumu giderek kötüleşti. Sümbül Hanım 17 Nisan 2009 günü ikiz bebeklerini kaybetti. Doktorlara göre ölüm sebebi stres ve psikolojik problemlerdi.
Bir anne ikiz çocuklarının ölümüne yol açacak nasıl bir günah işlemişti?
Jandarma hamile bir kadını ve eşini saatlerce niye sorguladı?
Onlar, İlhan Cihaner’in Erzincan’da Adalet Bakanlığı’ndan bile gizli yürüttüğü “Cemaatler Soruşturması”nın kurbanlarından sadece ikisiydi.
İrtica paranoyası anne karnındaki masumları öldürmeye kadar uzanmıştı!
Çok geçmeden Cihaner’in ETÖ bağlantısı çıktı ortaya. Art arda Millete Komplo Belgesi ve İnternet Andıcı deşifre oldu. Ergenekon’un masum insanları terörist ilan etme ve Ak Parti’yi devirme planları yargıya taşındı.
Peki Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, 2 Mart 2008’de “Proje” adıyla taslağı hazırlanan 2 Nisan 2009’da İnternet Andıcı’na 12 Haziran 2009’da Millete Komplo Belgesi’ne dönüşen, Erzincan’da uygulamaya konan Ergenekon’un darbe planlarının neresindeydi?
Sümbül Hanım’ın ikizlerinin ölümüne sebep olan alçak sorgudan Başbuğ’un haber var mıydı?
Bugün bazıları İlker Başbuğ’u kahraman ilan etsede hakikat hiç de öyle değildi. Başbuğ, ikizlerin ölümüden sadece 3 gün önce 14 Nisan 2009’da Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada cemaatlere hadlerini bildirmekten söz ediyordu;
“Buna rağmen bugün de bazı din eksenli cemaatler, kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim etmekte ve çeşitli nedenlerle de görünürde kendilerinin güçlü bir konuma geldiğine inanmaktadırlar. Hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak TSK’yi görmektedirler. Bu yapılanlara karşı, hukuk devleti kapsamında TSK’nin tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek ise büyük yanılgıdır.”
İnternet Andıcı, Proje, Islak İmza, ifadeler vs İlker Başbuğ döneminde olan her şey Başbuğ’a karşı kurulmuş bir komplo ya da tesadüf diyelim. Başbuğ’a darbeci ya da terörist de demeyelim.
Peki ama Sümbül Hanım’ın ölen ikizlerini nereye koyacağız?
Anne karnındaki bebekleri öldürene terörist demeyeceksek kime terörist diyeceğiz?
Not: Gündoğdu ailesi Haziran 2011’de bebeklerinin ölümüne sebep olanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu