[HABER ANALiZ] AZİZ İSTEGÜN
PKK tarafından oluşturulmasına rağmen,
kontrol dışı, farklı bir
örgütmüş gibi gösteriliyor. PKK'nın şehirlerdeki
eylemlerini
TAK üstleniyor. Zaten sivillerin öldüğü veya yaralandığı eylemleri üstlenmemek PKK'nın genel bir stratejisi.
PKK'nın özel kuvvetleri gibi TAK'ın da
Cemil Bayık'a bağlı olduğu belirtiliyor. Militanları PKK
kamplarında eğitiliyor. Ağırlıklı olarak
Hakurk kampı ile
İran-
Irak sınırında bulunan Kelereş kampında barındıkları ileri sürülüyor. Cemil Bayık kontrolündeki bu kamp, eğitim gören örgüt mensuplarının
Türkiye'ye aktarılması işlevini de görüyor. Özellikle turizm beldeleri ve büyük şehirlerde eylem yapan TAK, suikast ve
bombalama konularında uzmanlaşıyor. Bomba düzeneği hazırlama ve patlatma konusunda profesyonel eğitim alıyorlar. Kendilerini Türkiye'nin JİTEM'i gibi görüyorlar. Birbirlerinden bağımsız hücreler şeklinde örgütlendikleri kaydediliyor. Sitesinde yayınladığı kuruluş bildirisinde kendisini, 'PKK'dan ayrılanların kurduğu bağımsız bir yapılanma' olarak tanıtan TAK, Abdullah Öcalan'ı 'önder' olarak kabul ediyor. Bildiride şu ifadeler yer alıyor: "Biz sadece ve sadece önderliğimizin muhatap alınıp özgürlüğüne kavuşmasını dikkate alırız. Kongra-Gel ve HPG'nin politik dengeleri gözeterek yürütmüş oldukları mücadeleyi yetersiz görüyor ve eleştiriyoruz. Bir dönem PKK içerisinde yer alıp düşmana karşı savaştık, fakat örgütten ayrılıp TAK oluşumuna gittik. Daha radikal bir pozisyon içerisinde olacağız. Hiç kimseye ve hiçbir yere bağlı değiliz. Yapı olarak fedai bir gücüz! Her türlü eylemi yapacak irade ve gücümüz vardır. Hiçbir
kural tanımayacağız."
Aslında şunu sormak gerekiyor: PKK'nın çatışmasızlık süresini uzattığı, barış ve çözüm taleplerinin arttığı bir dönemde TAK üzerinden
canlı bomba eylemi düzenlenmesi ne anlama geliyor? Bu soruya
cevap ararken birkaç noktanın altını çizmekte fayda var. PKK, bir yandan 'ben çatışma istemiyorum' diyerek Türkiye ve dünya kamuoyuna ılımlı mesajlar verirken, diğer yandan hükümete, 'Gerekirse,
İstanbul'un kalbinde bile bomba patlatabiliriz, şehirleri karıştırabiliriz' mesajı veriyor. Hem eylemsizlik ilan ediyorlar, 'sivillere artık zarar vermeyeceğiz' diyorlar hem de
Taksim Meydanı'nda bomba patlatıyorlar.
Bu eylem sadece barış çabalarını sabote etmek isteyenlere yarar. Canlı bomba, barış çabalarını boşa çıkarmaya dönük bir girişimdir. Örgüt içindeki bazı grupların barış istemediği anlaşılıyor. Son dönemlerde,
Diyarbakır,
İzmir,
Uşak ve Van gibi illerde üst üste ciddi
mühimmat yakalanması da buna işaret ediyor. Sadece PKK değil, Türkiye içinde de barış istemeyen gruplar var. Onlar da şiddet ortamının devamını isteyebilir. Bu noktada bir ayrıntıya işaret etmek lazım.
Ergenekon iddianamelerinin ek klasörlerinde, TAK'ın Ergenekon'la bağlantılı olduğu belirtiliyor. PKK ile bağlantılı Devrimci Karargâh örgütünün de Ergenekon'la
işbirliği içinde olduğu ileri sürülüyor. Devrimci Karargâh'ın özellikle 'Karargâh Evleri' yapılanması ile birlikte hareket ettiği savunuluyor. PKK'nın kendi kararıyla yaptığı bir eylem de olsa, kontrol dışı grupların saldırısı da olsa sorumluluk, yani
fatura PKK'nındır. Kendi kamplarında eğitim verdiği, para ve
silah sağladığı grupları kontrol etmek, 30 yıl boyunca devlete karşı silah kullanan, kendi içinde yüzlerce kişiyi
infaz eden, kendisi gibi düşünmeyenlere asla
yaşam hakkı tanımayan PKK için zor olmasa gerek.