Gönderilen mektupta yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde, temel hak ve özgürlükler sınırlandırılacağı, adeta internete sansür getirilmiş olacağı vurgulandı.
TBB Başkanı Metin Feyzioğlu tarafından yazılan mektupta; 'internet yasasında' öngörülen değişikliklerin, ilgili meslek kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve bilişim uzmanlarınca yapılan değerlendirme ve öneriler dikkate alınmaksızın, TBMM Genel Kurulu'nda 7 Şubat'ta kabul edildiğini ve Cumhurbaşkanı'na sunulduğu hatırlatıldı.
"İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE AYKIRI BULUNMAKTADIR"
Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde, temel hak ve özgürlükler sınırlandırılarak, adeta internete sansür getirilmiş olacağını belirten Feyzioğlu, "Oysa, temel hak ve özgürlüklerin serbestçe kullanılmalarını esas, çok gerekli hallerde bir yasayla sınırlandırılmalarını ise istisna olarak kabul eden TBB, internete sansür uygulamasını, katılımcı demokrasiye aykırılığı yanında, başta AİHM ve ülkemizin taraf olduğu diğer uluslararası düzenlemelerde tanımlanmış olan "ifade özgürlüğüne" de aykırı bulmaktadır." ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu ayrıca, benzer şekilde, Avrupa Konseyi'nin 2013 yılı ilerleme raporunda da Türkiye'nin, uygulanan internet yasaklarının ifade özgürlüğünü ve bilgi edinme hakkını kısıtlayan boyutlara vardığı gerekçesiyle eleştirdiğini ve 5651 sayılı kanunun Avrupa standartlarına uygun şekilde düzenlenmesi gerektiğinin vurgulandığını ifade etti.
"BİLGİ TOPLUMUNUN ODAĞINDA BİR TÜRKİYE OLUŞUMUNA KATKI SAĞLAMAYACAK"
Yürütmeye, mahkeme kararı olmaksızın doğrudan "internete erişimin engellenmesi yetkisinin verilmesi", yürütmenin, yargının anayasal yetki alanına açıkça müdahalesi anlamına geldiğini vurgulayan Feyzioğlu, "Ayrıca, URL ve IP tabanlı erişimin engellenmesi yöntemleriyle birçok site ve servisin çalışamaz ve yayın yapamaz hale getirilebileceği de unutulmamalıdır. Biz, TBB olarak, söz konusu yeni düzenlemelerin, 21. yüzyılın olmazsa olmazı "bilgi toplumunun odağında bir Türkiye oluşumuna" katkı sağlamayacağı gibi, çağdaş dünyada eşit hak ve yükümlülüklere sahip, etken bir üye sıfatıyla yer alabilmemizin önünde de engel teşkil edeceğini değerlendirmekteyiz" ifadelerine yer verdi.
Sözü edilen 5651 sayılı kanuna ilişkin olarak bazı hususların dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Feyzioğlu, mektubu şu ifadelerle tamamladı: "Erişimin engellenmesi ya da kısıtlanması kararı, yalnızca hakim tarafından somut gerekçelere dayandırılarak verilmelidir. Konuya ilişkin tüm kavramlar, hiçbir kuşkuya ya da yanlış yoruma neden olmayacak açıklıkla tanımlanmalıdır. Uygulamalar, "ileri fişleme" örneğinde görülebileceği şekliyle hiçbir biçimde bireysel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ya da kullanılmalarını zorlaştırıcı veya engelleyici nitelikte olmamalıdır."
(CİHAN)