AKP Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, Terörle Mücadele Yasası ile ilgili ''Bu fikri kim verdi?'' şeklindeki sözlerini
yanıtlayarak, ''Terörle Mücadele Yasası hükümetin bir tasarısıdır, kimin değil. O kim dediğin hükümet. Ama hükümet her şeye açık, kapalı değil. Önyargımız yok'' dedi.
İsmet
İnönü Spor Salonu'nda, partisinin
Tekirdağ 2. Olağan İl
Kongresi'ne katılan Erdoğan'ı partililer ve vatandaşlar yoğun sevgi gösterileriyle karşıladı.
Vatandaşlara
karanfil atan Erdoğan, daha sonra yaptığı konuşmada, milletin arasına nifak tohumları atmak isteyenlere fırsat vermeyeceklerini söyledi.
Son günlerde yapılanları herkesin gördüğünü dile getiren Erdoğan, ''İşte çıkıyor muhalefet partisi,
Allah selamet versin,
AK Parti'ye söylediği lafa bak; 'AK Parti, Apo'nun affını sağlayacakmış'. Buna gülerler. Bunu nasıl söylersin. Bu ne gafletane bir düşünce. Bunu anlamak mümkün değil'' diye konuştu.
Bu açıklamanın kanlarına dokunduğunu vurgulayan Erdoğan, Baykal'ın, Terörle Mücadele Yasası ile ilgili bu açıklamasını tasarı henüz meclis komisyonlarına gelmeden yaptığını söyledi.
''Dert ne? Dert havayı bulandırmak'' diyen Erdoğan, onların hep bulanık suda avlanmaya alıştığını, ama bunun netice vermeyeceğini ifade etti.
Bir partilinin, ''
Bulanık suda boğ'' demesi üzerine Erdoğan, gülümseyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Gel katkın varsa katkını yap. İçişleri Komisyonu'nda toplantı yapılıyor. İçişleri Komisyonu'nda en ufak bir katkıları, eleştirileri olmuyor. 'Şu, bu yanlıştır' demiyorlar. Ertesi gün genel başkanları açıklamayı yapıyor. AB Uyum Komisyonu'nda bu defa aynı ağızla konuşuyorlar. Buna rağmen arkadaşlarımıza dedik ki, 'alt komisyona gelsinler, orada düzeltelim'. Bakalım bir şey varsa, bulanık bir şey varsa, bunlar giderilsin. Eyvallah. Bizim bir şartımız, önkoşulumuz yok. Bu sadece AK Parti'nin sorumluluk meselesi değil, hepimizin ortak meselesi. Bunu beraber çözeceğiz ve en ideal kanunu çıkartalım. Bizim buradan
rant elde etmek gibi bir derdimiz yok. Ama buralarda hep bir şeyler elde etmeye çalışıyor.
Hani durumdan vazife çıkarmak var ya, öyle bir hasleti var sağ olsun. Herhalde aşacaktır bunları diye düşünüyorum. Hala ümidimi yitirmedim.''
''ÜLKEYİ GERMENİN ANLAMI YOK''
Başbakan Erdoğan, ülkeyi germenin anlamı bulunmadığını,
yasayla ilgili bir şey varsa düzeltilebileceğini belirterek, Baykal'ın ''Biz uygun
hukukçularla görüştük'' sözlerini eleştirdi.
''Kimse o uygun hukukçular'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu işi iyi bilen hukukçularını bakanıma gönderirsin, veya bakanıma
telefon edersin. 'Bak şöyle böyle hukukçularım var, böyle düşünüyorlar'. Çünkü biz bunu hukukçulara hazırlatmadık zaten. Biz AK Parti olarak bu yasayı hukukçulara hazırlatmadık. Şöyle yoldan geçen birkaç kişiyi topladık; 'Gelin bize Terörle Mücadele Yasası hazırlayın'. Biz öyle yaptık. Anlamak mümkün değil. Bunun içinde akademisyeni, bürokraside ve halen siyasette olan hukukçu arkadaşlarımız var. Bunlar da bu işin mürekkebini yalamış insanlar. Sizinkiler de gelsin otursunlar, konuşsunlar. Tasarı, Adalet Komisyonu'nda konuşulup tartışılacak. Daha bitmemiş bir şey. Aman aman... Apo'yu affedecekmiş, bilmem ne olacakmış. Şimdi de diyor ki; 'Kim bu fikri verdi, onu söylesin.' Tutmadı ya. 'Kim verdi'. Ne olacak kimin verip vermediği? Bu hükümetin bir tasarısıdır, kimin değil. O kim dediğin hükümet.
Hükümet gönderdi. Ama hükümet her şeye açık, kapalı değil. Önyargımız yok. En isabetli, en ideal olan neyse onu yapalım. Çünkü bu güvenlik güçlerinin bu noktada tedirgin olmaması için gereken neyse bunu yapmalıyız. Sen tedirginlik için yolları açıyorsun. Bu yanlıştır. Varsa katkın söyle, yoksa toplumu germenin anlamı yok. Bunlar da sana yaramayacak. Onu da söyleyeyim.''
"DİN YOBAZLARINI DİNDARLARLA KARIŞTIRMAK DİNE SAYGISIZLIKTIR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, "Dinde gericilik var. İşin aslına bakarsanız, yobaz da diyebiliriz. Onlar dinin yobazlarıdır. Onu
dindar ile karıştırmak da dine saygısızlıktır" dedi.
Partisinin Tekirdağ 2. Olağan İl Kongresi'nde konuşan Erdoğan, kongrelerin motivasyon, yenilenme ve geleceğe farklı sinerjiyi toplama yürüyüşü olduğunu belirterek, 2007'nin sonbaharında yapılacak genel seçimlerde, AK Parti'nin Tekirdağ'da 3
Kasım 2002'de gösterdiği başarıyı farklı bir şekilde tekrarlayacağını söyledi.
Türkiye'nin en güçlü
teşkilat yapısına AK Parti'nin sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, AK Parti teşkilatının 150 bini aşkın görevli kadrosu bulunduğunu bildirdi.
Türkiye'de alışkanlıkların bulunduğunu, partisinin bunları değiştirdiğini kaydeden Erdoğan, bunu hazmedemeyenlerin bulunduğunu söyledi.
Eğitimde, sağlıkta, emniyette, tarımda, toplu konutta, dış politikada yılların olmaz denilen şeylerini tek tek başardıklarını belirten Erdoğan, ekonomide yaptıkları icraatları anlattı.
Şimdiye kadar 12 katrilyon lira nema, 6 katrilyon lira imarzedelere, 11 milyar dolar da IMF'ye ödeme yaptıklarını kaydeden Erdoğan,
Merkez Bankası'nın kasasında da 60 milyar doları aşkın para bulunduğunu söyledi.
Merkez Bankası'nın IMF'ye borcu kalmadığını, Hazine'nin ise halen 13 milyar dolar borcu bulunduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"IMF bizimle beraber mi Türkiye'ye girdi? Bizden önce gelen hükümetler kuruluş tarihinden bu yana IMF ile çalıştılar. Stand-by anlaşmaları imzaladılar. 'IMF ne talimat verirse yerine getiriyorlar' diyorlar. Bunu diyenlerin hepsinin cemazi evvellerini çok iyi biliriz. IMF'ye borçlanan bunlar. Bunların borcunu ödeyen biziz. Bakın biz şunu her zaman prensip olarak ilan ettik; güçlü olursanız, dik durursunuz. Güçlü olmazsanız geçmişte olduğu gibi uşak olursunuz. O zaman ne talimat verirlerse
kuzu kuzu yerine getirirsiniz. Geçmişte öyle oldu. Biz şu anda istesek IMF'ye de borcumuzu bir çırpıda öderiz. 2-3 taksitte öderiz. O gücümüz var. 'Niye ödeyelim ki?' diyoruz. Ama estiği anda bir karar verirsek, hemen anında öder, bitiririz. Bu noktadayız."
TÜRK PARASININ DEĞERİ
Başbakan Erdoğan,
yerli ve yabancıların daha önce Türk parasının değeriyle dalga geçtiklerini, ama şimdi kendilerine Türk
Lirası'nın değerinin düşürülmesi için tavsiyelerde bulunulduğunu belirterek, "Eğer Türk Lirası'nın değeri düşerse
dış ticaret açığının düşeceği söyleniyor. Türk Lirası'nın değerini düşürmek için gayret ediyoruz da artık TL'nin değeri düşmüyor. Öyle bir yere çakıldı kaldı. Niye? Çünkü kendi kimliğini buldu" diye konuştu.
Geçenlerde Merkez Bankası'nın piyasalardan 5.5 milyar dolar para çektiğini hatırlatan Erdoğan, TL'nin, değerinin düşeceği yerde gene yükseldiğini söyledi.
Erdoğan, eğitimde yapılan icraatları da anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Muasır medeniyetler hedefinin üstüne çıkmak var ya... Cumhuriyetimizin banisi
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize verdiği hedefe ulaşmak lafla mı olur, icraatla mı olur? Atatürk'ün irtica dediği olay budur. Eğer siz muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkamıyorsanız, eğer siz dünyadaki gelişime ayak uyduramıyorsanız, siz mürtecisiniz, gericisiniz. İşin aslı bu. Dinde gericilik var. İşin aslına bakarsanız yobaz da diyebiliriz. Onlar dinin yobazlarıdır. Onlar dindar falan değildir. Onlar dincidir. Onlar dinin bezirganlarıdır. Onlar farklıdır. Onu dindar ile karıştırmak da dine saygısızlıktır. Bunu açıkça söylemek lazım. Bundan çekilen sıkıntılar zaman zaman vardı. Bugün de vardır, yarın da olacaktır. Bu her toplumda da, dinde de var. Ama saf,
temiz, dinin gereklerini, dinin icabına uygun olarak ehil olan ellerden öğrenenlere de saygı duyacağız. Bu konuda şüphesiz bizim de üzerimizde görevler var. Nedir o görevler?
Diyanet İşleri teşkilatımız da bu görevi yerine getirmek suretiyle meydanı boş bırakmayacak. O meydan boş kalmadığı zaman ehil ellerden din gerçek yönüyle öğretilirse, o zaman o bezirganlar olmaz, din tüccarları olmaz. Şimdi biz dünyadaki bütün değişime, gelişime göre hızla çalışıyoruz. Birinci adım eğitim. Eğitimde biz dünya ülkeleriyle
rekabet eder hale gelmeliyiz." Erdoğan, üniversite öğrencilerine zengin-fakir ayrımı yapmadan beyan karşılığında burs verdiklerini, bunu eleştirenler bulunduğunu,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bununla batmayacağını ifade ederek, "Türkiye hortumcularla yıkılmaya çalıştı. Fona devredilen bankalarla 50 milyar dolar hortumculara gitti. Bugün faizi uygularsanız 100 milyar doların üstünde çıkar" diye konuştu.
SAĞLIK
Başbakan Erdoğan, sağlık alanında yaptıkları icraatları da anlatarak, bazı sendikaların Sosyal
Güvenlik Kurumu Yasası'nı eleştirmelerine tepki gösterdi.
Türkiye'de yeşil kartlı 11 milyon kişi bulunduğunu, 18 yaşa kadar ücretsiz sağlık hizmetiyle bu sayının düşeceğini anlatan Erdoğan, verdikleri kararla, kenarda köşede unutulmuş insanların yavrularını bu işten nasiplendireceklerini kaydetti.
Çiftçilere yaptıkları yardımları da dile getiren Erdoğan, çiftçiye
gübre, mazot, doğrudan gelir desteği verdiklerini söyledi.
Daha sonra partililere seslenen Erdoğan, "Ben dargınlık, küskünlük anlamam. Bu olduğu zaman yaparım teftişi. Fesih gerekiyorsa fesih, yeni kadro gerekiyorsa yeni kadro. Çünkü AK Parti'de mesuliyet duygusuyla dargınlık, kızgınlık olamaz. Eğer AK Parti'yi de
iş bulma kurumu olarak görüyorsanız, buraya gelmeyin." diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'a konuşmasının ardından AK Parti Tekirdağ İl Başkanı Mehmet Şık tarafından bir anı plaketi sunuldu.
Erdoğan, davul-zurna eşliğinde kongre salonundan uğurlandı.
Kongreye,
Maliye Bakanı
Kemal Unakıtan,
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım ve
Sağlık Bakanı Recep
Akdağ da katıldı.