TRT haberleri'>TRT’nin, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçim dönemi yayınlarında, “Tek yönlü ve taraf tutan yayın yapılamayacağı” ve “Fırsat eşitliğinin sağlanmasını zorunlu” kılan kararına rağmen TRT’de AK Parti’ye muhalefetten daha fazla zaman ayrıldığı ortaya çıktı.

TRT Haber’in liderlerin seçim mitinglerine ilişkin gün ve dakika listesini yapan RTÜK uzmanları “ihlal” tespiti yaptılar. 7 Mart tarihli uzman raporunda, “Bu sürelerin seçime katılan siyasi partiler açısından kamunun siyasal beklentilerine cevap verecek şekilde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamadığı görülmektedir” denildi. Raporda, YSK’nın seçim yayınlarında “siyasi partiler arasında fırsat eşitliğinin sağlanması zorunlu olduğu” kararına ve RTÜK Yasası’nın  “Siyasi partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü ve taraf tutar nitelikte seçim yayını olamaz” hükmünü ihlal ettiği belirtildi. Ancak, 10 Mart tarihli daire başkanının imzasını taşıyan raporun sonuç bölümünde TRT Haber’in seçim yayınlarında, “birden fazla siyasi partiye yer verildiği için”, “fırsat eşitliğine aykırı” olmadığı, “tek yönlü ve taraf tutar nitelikte seçim yayını olamaz” hükmü kapsamında değerlendirilemeyeceği kanaatine varıldığı bildirildi.

RTÜK TRT raporunu dün görüştü. Seçim dönemi yayınlarını anayasa ve yasal mevzuat gereği RTÜK’ün raporu üzerine YSK değerlendiriyor. Önce uyarı sonra yayın durdurma cezası yoluna gidilebiliyor. RTÜK, yayınlarda ihlal olduğuna ilişkin raporu, bire karşı 8 oyla kabul etti. RTÜK, ihlal raporunun, “Gereğini yapmak üzere” YSK’ya gönderilmesine karar verdi. 

Hürriyet'in haberine göre, RTÜK üyesi Süleyman Demirkan, RTÜK üyesi arkadaşı Ali Öztunç’la birlikte önce TRT Genel Müdürü’ne gittiklerini, kendisinin ise önceki gün YSK Başkanı’na giderek, seçim dönemi yayınlarının tarafsızlığına ilişkin görüştüğünü söyledi. Demirkan, TRT Genel Müdürü’nün daha duyarlı olacağını ilettiğini, ama yanlı yayıncılığın ortada olduğunu belirterek, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Bu sadece TRT Haber’in yayınlarını yansıtıyor. Oysa biliyor ve izliyoruz ki, TRT Türk’te TRT Haber’le birlikte eş zamanlı aynı yayınları yaptı ve halen de sürdürüyor. Dolasıyla bu yayın sürelerini ikiyle çarpmamız gerekiyor. Bu aradaki uçurum daha da açılıyor ve keskinleşiyor. Eğer bu yayınlarla ilgili RTÜK bu raporları seçim süreci boyunca göndermiş olsaydı, bu ihlaller belki YSK kararlarıyla engellenebilirdi. Fakat ne yazık ki, RTÜK bu görevini yansız, bir biçimde yapmadı. YSK’na çok sınırlı yayını seçerek iletiyor. Bu durumda  tek yanlı çok sayıda ihlal ögesi taşıyan yine çok sayıda televizyon yayını hakkında RTÜK iletmediği için YSK hiçbir işlem yapamamış oluyor.  İhlaller devam ediyor. Bu da yayın kuruluşları arasında hem haksız rekabete yol açıyor hem de anayasa yasalar ve YSK’nın belirlediği çerçevede yayınların serbestçe kanaat oluşumuna olanak verecek şekilde yapılması sağlanamamış oluyor. Bu açıdan seçimlere ne yazık ki, gölge düştü. Gelirini vatandaşlardan sağlayan kamu yayıncısı sıfatını taşıyan TRT’nin böylesine tek yanlı yayın yapmaya hakkı yoktur. TRT anayasa, yasalar ve YSK kararlarına aykırı davranıyor ve suç işliyor. Ama bu suça benim üst kurul üyesi olduğum RTÜK’te ortak oluyor.”