'TSK asli görevine dönmeli'

Genelkurmay'ın 'kağıt parçası' diyerek reddettiği, 'millete ve hükümete kirli tezgâh' belgesinin orijinalinin ortaya çıkması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

'TSK asli görevine dönmeli'

Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasını taşıyan eylem planı konusunda gözler Genelkurmay'a ve yargıya çevrildi. Başta gazeteciler, siyasetçiler ve emekli askeri yargı mensupları olmak üzere bütün toplum kesimleri, şimdi skandal planın sorumlularının ortaya çıkarılmasını bekliyor. Belgenin doğruluğunun netleşmesiyle birlikte içeriğinin tartışılması gerektiği üzerinde duruluyor. Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, "Genelkurmay'ın siyasete müdahalesi ve demokratikleşmenin önünde engel olması, bir an önce sona ermelidir." diyor. Bu konuda hükümete ve Genelkurmay'a görev düştüğünün altını çiziyor. Belge için savcılığa suç duyurusunda bulunan AK Parti'nin hukukçu kurmaylarından Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ da Org. İlker Başbuğ'un 'Yeni delil ortaya çıkarsa soruşturma tekrar açılır.' sözünü hatırlatıyor. Bozdağ, "Belge doğruysa o sözün gereğinin zarureti doğar." görüşünü ifade ediyor. Agos Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan ise Genelkurmay'ın artık günü kurtarmaktan vazgeçip, olayın temeline ineceğini söylemesi gerektiğini belirtiyor. TSK böyle bir lekeyi kabullenemez Başbakan Tayyip Erdoğan, kirli eylem planıyla ilgili soruları cevaplandırdı. Erdoğan, "İmzanın ıslak olduğu ve Adli Tıp raporuna göre elin ürünü olduğu kanaatine varılıyor. Bundan sonraki süreç savcı ile mahkemenin arasında, biz de bu sürecin takipçisi olacağız. Kurumların da lekelenmesine izin vermemeliyiz. Kaldı ki TSK da böyle bir lekeyi kabullenmez." dedi. Suç işlendiği belgelendi Belgenin orijinal olduğu doğruysa Genelkurmay Başkanlığı'ndaki üst düzey kurmayların suç işledikleri ortaya çıkmıştır. (İlker Başbuğ, kamuoyunda büyük tepkiye sebep olan ve altında Kurmay Dursun Çiçek'in imzası bulunduğu tespit edilen 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nı 'kâğıt parçası' olarak nitelendirmişti. TSK'nın yıpratılmak istendiğini savunmuştu.) İlker Başbuğ, kendisini yanıltan kurmayları hakkında gerekli işlemleri yapmalıdır. Kendisi de ya belgelere 'kâğıt parçası' demeye devam edecek ya da bu kadar kolay yanıldığı için 'Allah'a ısmarladık' diyecektir. Başbuğ, suçluları korumamalı Belge ilk ortaya çıktığından bu yana Genelkurmay Başkanlığı, kamuoyuna şeffaf, doğruları ortaya çıkaracak nitelikte bir açıklama yapmadı. Aksine imzanın Dursun Çiçek'e ait olmadığı ileri sürüldü. Belgenin orijinalinin ortaya çıkması bu bakımdan değerli ve anlamlıdır. Ordu Türkiye'de siyasete müdahale etmekten ve toplumu dizayn etme anlayışından artık vazgeçmeli. Başbuğ'un belge için 'kâğıt parçası' demesi ve belgeyi yazdığı ileri sürülen Dursun Çiçek'i görevden almaması ilginçti. Genelkurmay Başkanı, suçluları koruyan tavrını terk etmeli. TSK, asli görevine dönmeli Genelkurmay'ın artık bu huylarından vazgeçip asli görevine geri dönmesi lazım. Ayrıca şimdiye kadar belgelenmiş her biri suç teşkil eden bütün olaylar hakkında derhal soruşturma açılmalı. Bu gibi olayların uygulayıcısı ordudan atılmalı. Bu olay akıllara Güçlükonak vakasını getiriyor. Başta terör saldırısı denildi ancak sonradan JİTEM'in gerçekleştirdiği bir katliam olduğu anlaşıldı. Ancak katliamı yapanlar soruşturma geçirmedi. Ordu itibarını olayları saklayarak değil içerisindeki çürükleri atarak sağlayabilir. SORUMLULAR bedelini ödemeli Belgenin gerçekliği kesinleşirse, Dursun Çiçek'in eylemine sahip çıkıyor konumuna düşenler sorumluluğu paylaşmış olur. Çiçek, Genelkurmay Karargâhı'nda çalışıyor. Plan bir dehşet planı. O dönem Genelkurmay'ın ortaya koyduğu tepkiler böyle bir belgenin olmadığı varsayımına dayanıyordu. Belgenin orijinal çıkması Genelkurmay'ı da bağlayacak. Böyle bir durumda, Genelkurmay Başkanlığı'nın da ciddi anlamda suçlanacağı bir durum ortaya çıkar. Hem Genelkurmay, hem siyasi iktidar, hem yargı konuyu yeniden değerlendirir. Genelkurmay en üst düzeyde bedel ödemelidir. Başbuğ, sorumluları BULMALI Türkiye bir dizi kırılma yaşıyor. Bunların askerle ilgili kısmı tabulaşmış bir görünüme sahip. Son birkaç yıl içinde ortaya çıkan bilgiler bu tabu niteliğini çok hak etmediğini ortaya koydu. Topluma doğru söylemeyen bir ordu görüntüsü ortaya çıktı. Genelkurmay'ın bu belgeyle ilgili bu aşamadan sonra günü kurtarmaktan vazgeçip, olayın temeline ineceğini açıkça söylemesi gerekiyor. İnandırıcı olması lazım. İnandırıcılığın temeli de Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un istifası ya da sorumluları ortaya çıkararak istifalarını istemektir. Bu belge Genelkurmay'ı bağlar Başbuğ yanıltıldı mı? Bilerek mi belgenin yok olduğunu söyledi? Bu iki şık, Başbuğ açısından çok kritiktir. Bilerek bu belgenin olmadığını söylemişse, o zaman Genelkurmay meşru bir iktidara karşı yasadışı yollara başvurmayı içeren bir yöne sapmıştır. Bu, kabul edilemez. Genelkurmay yasalar önünde bunun hesabını vermelidir. Burada iktidara da görev düşüyor. Belge, Genelkurmay Harekât Dairesi adına hazırlanmış. Dolayısıyla, Genelkurmay'ın toptan hesap vermesi gerekir. Genelkurmay'ın siyasete müdahalesi ve demokratikleşmenin önünde engel olması, bir an önce sona ermelidir. ZAMAN
<< Önceki Haber 'TSK asli görevine dönmeli' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER