Genelkurmay tarafından yayınlanan bir kitapçıkta, “
Başörtüsü” hakkında;
“Başörtüsü, bir Kur'an hükmü ve ifadesi değildir… Peçe ve çarşaf ise İran ve Bizans kaynaklıdır” denilerek ilginç bir
fetva verildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın, “
Kamu Kurum ve Kuruluşları'ndaki Kıyafet Düzenlemesi” adlı kitapçıkta, Allah'ın emri olan başörtüsü hakkında skandal ifadeler kullandığı ortaya çıktı.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından askerlere dağıtılan ve üzerinde “Hizmete Özel” yazan kitapçıkta, başörtüsünün bir Kur'an hükmü ve ifadesi olmadığı iddia ediliyor ve “Türk gelenek ve göreneklerinde
türban,
peçe ve çarşaf yoktur. Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak,
toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur. Peçe ve çarşaf ise, İran ve Bizans kaynaklıdır” deniliyor.
Kitapçıkta, Kur'an'ın örtünme ile ilgili
ayetlerinin, doğruluğu ve gerçekliği tam olarak bilinmeyen hadislere dayanılarak açıklandığı, söz konusu hadislerin de Kur'an hükümleri gibi ortaya konulduğu öne sürülüyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın söz konusu kitapçığı, kendisi gibi resmi kurum olan
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 29 yıl önce verdiği ve 'Başörtüsünün dinin emri olduğu'na yönelik kararını dikkate almadığını gösteriyor.
İŞTE O SKANDAL İFADELER
Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve örgütün yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanan Ergenekon sanığı
emekli Orgeneral Hurşit Tolon'da ele geçirilen 14 sayfalık kitapçıkta şu ifadeler yer alıyor:
“Bu kitap, irticai unsurların baş örtüsü veya türbanı simge yaparak, demokratik ve laik
Cumhuriyet aleyhine karşı başlattıkları gerici girişimlerin nedenlerini, Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında uyguladığı kılık-
kıyafet düzenlemelerinin hukuki gerekçelerini ve
Anayasa ve kanunlar çerçevesinde konuya yaklaşımın nasıl olması gerektiğini açıklamak maksadıyla hazırlanmıştır.”
(…)
“Türkiye'de başörtüsü veya türbanın kullanılması
yasak değildir. Yasak, devletin temel düzeninin ve halka hizmette eşitliğin kısmen de olsa din kurallarına dayandırılmayacağı esasından hareketle, kamu kurum ve kuruluşlarında uygulanmaktadır. Devletin; sokakta, evinde, tarlasında ve kendi işyerinde başörtüsü ve türban kullanan kadınlarımızın kılık-kıyafetine karışması ve bunlara karşı herhangi bir yasak uygulanması söz konusu değildir.”
(…)
“Türban, bir Kur'an hükmü ve ifadesi değildir. Bugün analarımız, ninelerimiz ve kadınlarımız başörtüsünü dini bir gerekçeden ziyade, bir
giyim ve yaşam tarzı olarak kullanmakta ve takmaktadır.”
(…)
“Türk gelenek ve göreneklerinde türban, peçe ve çarşaf yoktur. Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak, toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur. Peçe ve çarşaf ise, İran ve Bizans kaynaklıdır”
“(…) Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında uyguladığı kıyafet düzenlemesinin bir amacı da, belirli bir dini düşünce ve inanışa göre; kılık-kıyafet, düşüncesi ve ibadeti aynı olan
tek tip insan yetişmesine mani olmaktır.”
“(…) Kur'an'ın örtünme ile ilgili ayetleri, doğruluğu ve gerçekliği tam olarak bilinmeyen hadislere dayanılarak açıklanmakta, bu hadisler de Kur'an hükümleri gibi ortaya konulmaktadır.”
“Anayasa'ya ve bu yargı kararlarına rağmen, bugün gelinen noktada; ‘Başörtüsü ve türban', din adına, demokratik ve laik Cumhuriyetimize karşı başlatılan karanlık amaçlı bir mücadelenin ‘simgesi' haline getirilmiştir. ‘Başörtüsünü bir yaşam ve giyim tarzı olarak benimseyen' insanlarımız, bu karanlık amaçlı mücadelenin esas oyuncuları tarafından, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışılmaktadır...”
DİYANET: BAŞÖRTÜSÜ ALLAH'IN EMRİDİR
Başörtüsü konusunda
Diyanet İşleri Başkanlığı, 29 yıl önce çok önemli bir fetva verdi. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 30
Aralık 1980 tarihli ve 77 nolu kararında da; "Cenab-ı Hak,
Müslüman kadınların başörtülerini, saçlarını, başlarını, kulaklarını,
boyun ve gerdanlarını örtecek şekilde yakalarının üzerine salmasını emretmiştir" deniliyor.
Başörtüsünün
İslam dininin kesin emri olduğu, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 3
Şubat 1993 tarihli ve 6 nolu kararında şöyle yer almıştı:
"Başörtülerini, saçlarını, başlarını, boyun ve gerdanlarını iyice örtecek şekilde yakalarının üzerine salmaları, dinimizin, Kitap, Sünnet ve İslam alimlerinin ittifakıyla sabit olan kesin emridir. Müslümanların bu emirlere uymaları, dinî bir vecibedir."
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 30 Aralık 1980 tarihli ve 77 nolu kararında da; "
İmam-Hatip Liselerinin yönetmeliğinde, dinimizin Müslüman kadınların örtünmesi ile ilgili hükümlerine aykırı Anayasamızın tanıdığı kişinin temel hak ve hürriyetlerini zedeleyici ve sözü edilen okulların
yönetim, eğitim ve
öğretim faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyici nitelikte hükümlerin yer almasının uygun olmayacağı mütalaa olunmuştur" deniliyor.
Kaynak: Vakit