Genelkurmay’ın “iki dilli
yaşam” açıklamasına ilişkin aralarında Ahmet İnsel,
Ali Bayramoğlu,
Aydın Engin,
Baskın Oran,
Cengiz Aktar, Cengiz Algan ve Gencay Gürsoy’un da bulunduğu aydın ve gazeteciler
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
Suç duyurusunda Genelkurmay’ın açıklamasının emredici görüşler içerdiği belirtilerek, açıklama
muhtıraya benzetildi. Açıklamanın tehdit edici bir üslupla yayınlandığı ve son paragrafında da ‘böyle yapmaya devam da edeceğinin’ belirtildiği aktarıldı. Emredici ifadelerin,
Askerî Ceza Kanunu Md. 148/C ve E’ye göre 1 aydan 5 yıla kadar
hapis gerektiren bir suç olduğu ifade edildi. Suç duyurusu yapan grup aynı zamanda “Biz de Genelkurmay’ı uyarıyoruz” başlıklı
imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasında yapılan açıklamada, “Ülkemizde askerî
darbe ve muhtıra için 27 Mayıs’tan beri
tercih edilen
Cuma günü seçilerek (17
Aralık 2010), Genelkurmay internet sitesinde ‘
basın açıklaması’ adı altında yine emredici görüşlere rastlanmıştır” denildi. Genelkurmay’ın açıklamasının
askeri müdahale olarak görüldüğü bildirilen açıklamada, “Genelkurmay’ın
siyaset, dil veya edebiyatla uğraşmak üzerine vazife değildir” denerek, Genelkurmay’ın tek vazifesinin
Hükümet ve TBMM’nin talimatları doğrultusunda ülkeyi yurtdışına karşı savunmaktan ibaret olduğu belirtildi.
ASKERİN MÜDAHALESİ ÜLKEYİ BÖLECEK
Öte yandan
Hukukçular Birliği Vakfı, Genelkurmay’ın “yine ve yeniden siyasi söylem içerisine girerek Türkiye’nin siyasetine müdahale etmek istediğini” belirtti. Yazılı açıklamada “Elinde
silah olanın çıkıp da taraf olduğunu ilan etmesi
toplum tarafından açıkça darbe tehdidi olarak algılanmaktadır. Bu tür yersiz müdahalelerin devam etmesi korkarız gelecekte ülkenin bölünmesine neden olacaktır’ denildi.