İddanamede, "Başsavcılığımıza gelen bir ihbar içerisindeki CD'nin yapılan incelemesinde "2000 yılında
Uşak Cezaevi isyanı sırasında Nuri
Ergin'in kiremit renkli bir binanın penceresinden çıkarak sağ elini yukarı doğru kaldırıp işaret parmağını sallayarak, "Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü, ben öldürttüm. Şimdi canlı söylüyorum dediği, Vedat Ergin'in "Biz bu devlet için mermi sıktık! dediği "bak bak' diye birine seslendikten sonra,"
Veli Abi'yi ara,
Veli Küçük'ü ara. Bizi sor! Başka bir şey söylemiyorum. Allaha emanet olun!..." diye söylediği tespit edilmiştir. denildi.
ERGENEKON HABERLERİNİN TÜMÜ İÇİN TIKLAYIN
BÜYÜKANIT'A AĞIR HAKARETLER
Ergenekon iddianamesinde bulunan 3695 numaralı tapede
İstanbul Üniver
sitesi eski Rektörü
Kemal Alemdaroğlu ile 12.27.2007 tarihinde
telefonla konuşan Habib Ümit Sayın "Yok şeyden bir şey çıkmaz.
Büyükanıt, artık kümbet bile olamadı. Anıtı bırakın." dediği, "Rezillik yani" ve "
Minyatür oldu. Minyatür." şeklinde konuşmaya devam ettiği telefon dinlemesine takıldı.
"ÖRGÜT TSK'DA GİZLİCE YAPILANDI"
Ergenekon
terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yapılandıkları v
e devletin birçok birimine sızmaya çalıştıkları iddia edildi.
Ergenekon iddianamesinin sonuç kısmında şu bilgiler yer aldı: "Örgütün mafyayı ve terör örgütlerini
tasfiye etmek yerine yeniden düzenleyip organize ettikleri, kendi amaçları doğrultusunda hareket edecek kişileri bu oluşumun yönetimine geçirmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.
Ergenekon Terör Örgütü'nün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde gizlice yapılandığı, devletin birçok birimine de sızmaya yönelik amaç ve faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır."
MUZEFFER TEKİN YÖNETİCİ
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen "Ergenekon" davası iddianamesinde,
Muzaffer Tekin,
silahlı
terör örgütü yöneticisi olmakla suçlanıyor.
İddianamede yer alan bilgilere göre,
Muzaffer Tekin, silahlı terör örgütü yönetici olmak, zorla hükümeti ıskata teşebbüs, TC
Hükümetine karşı silahlı isyana
tahrik, devletin güvenliğine ilişkin bilgileri bulundurma, (Tehlikeli maddeleri izinsiz bulundurma, mala zarar verme, kasten öldürmeye azmettirme, korku ve panik yaratacak şekilde
patlayıcı madde atma suçlarına azmettirme suçlarından yargılanacak.
Yine iddianamede
Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa
Yücel Özbilgin maktul olarak yer alıyor. Özbilgin dışında aynı dairenin Başkanı
Mustafa Birden, üyeleri Ayla Gönenç, Ayfer
Özdemir ve Danıştay Tetkik Hakimi Ahmet Çobanoğlu da mağdurlar olarak sıralanıyor.
İddianamede, olayın
şüphelisi olarak
Oktay Yıldırım görülüyor. Yıldırım, silahlı terör örgütüne üye olma,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyana tahrik, silahlı törer örgütlerine silah sağlama, mala zarar verme, korku, kaygı ve panik yaratabilecek tarzda
patlayıcı madde kullanma suçuna
yardım etmekle suçlanıyor.
İddianamede Ayşe Asuman Özdemir, silahlı terör örgütüne üye olma, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, adil yargılamayı etkilemeye çalışma suçlarıyla yargılanıyor.
FİKRİ KARADAĞ'DAN KÜFÜRLER
Ergenekon iddianamesinde yer alan telefon kayıtlarında
sanıkların birbirleriyle yaptıkları görüşmelerinde hükümet üyelerine ve halka ağır hakaretlerde bulundukları belirtildi. Tutuklu sanık
emekli albay Fikri
Karadağ ile ismi M. Vakıf D. olarak kodlanan şahıs arasındaki telefon görüşmesinde Karadağ'ın, "O...çocuklarının çocukları da Amerikalarda 'askerliğe elverişli değildir' raporu alıp orada yaşıyor. Bu şerefsiz köpek millet de bunlara oy veriyor ne yapacaksın işte." dediği kaydedildi.
ULUSAL KANAL YAYIN ORGANLARI
Mehmet Adnan Akfırat ifadesinde, "Cumhuriyet gazetesiyle birlikte ulusal bir televizyon kurulmasının gündeme geldiğini ancak o dönemde mali imkânlar yetersiz olduğu için
İlhan Selçuk'un siz yapın biz destekleyelim dediğini, İlhan Selçuk'la
Doğu Perinçek'in zaman zaman bu tür konularla alakalı görüşmeler yaptıklarını, 1995 - 2000 yılları araında Yeditepe
Kanalı adı altında İstanbul'da bölgesel yayın yaptıklarını, 2000 yılından sınra Türkiye çapında yayın yapma kararı aldıklarını ve bu karardan sonra kanallarının adının
Ulusal Kanal olduğunu, 2000 yılından itibaren İbrahim Benli,
Murat Karayalçın, Hüseyin Macit Yusuf gibi bazı şahısları da şirket bünyesine alarak kanalın Türkiye çapına yayılması için
teknik vericiler ve malzemeler alındığını ve ulusal yayına başlanıldığını,
Tuncay Güney'in iddia ettiği gibi Devlet Bahçeli'den para alma imkânının olmadığını" söyledi.
DUYAR CİNAYETİNİ KÜÇÜK AZMETTİRDİ
İddianamede, "Nurişler çetesinin Mustafa Duyar'ı öldürmesi için halkı bir nedenlerinin olmadığı, açıkça aldıkları talimat gereği bu eylemi gerçekleştirdikleri, Uşak
Cezaevi isyanı sırasında görüntülerden de Mustafa Duyar'ın öldürülmesi olayını Veli Küçük'ün talimatı ile yaptıkları diğer taraftan eylemin Mustafa Duyar'ın konuşma şüphesine binaen yapıldığı, dolayısıyla eylemi planlayan ve asıl azmettirici olduğu anlaşılan Veli Küçük'ün hem DHKP/C terör örgütü ile hemde Nurişler çetesiyle gerekli koordineyi sağladığı anlaşılmıştır." denildi.
"İŞADAMI BENLİ ÖRGÜT ÜYESİ"
İşadamı İbrahim Benli, Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak suçlandı.
Ergenekon iddianamesi bugün mahkemenin kabul etmesi ile iddianame kamuoyuna açıklandı. İddianameye göre,
işadamı Benli'nin Ergenekon Terör Örgütü'nün gizli toplantılarına ev sahipliği yapması, Ulusal
Sanayici ve İşadamları Derneği'ndeki (USİAD) konumu ve Ergenekon Terör Örgütü'nün üstdüzey sorumluları olan
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve
Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'le irtibatı gözönüne alınarak, terör örgütü üyesi olmakla suçlandı.
MAHİR ÇAYAN'DA ÖRGÜT ÜYESİYMİŞ
Ergenekon İddianamesi'ne göre, Mahir Çayan
Güngör ve Yusuf Tuncer terör örgütünün silahlı üyelerinden.
Ergenekon iddianamesi bugün mahkemenin kabul etmesi ile iddianame kamuoyuna açıklandı. İddianameye göre Güngör ile Tuncer örgütün silahlı üyeleri. İddianamede, "Şüpheli Mahir Çayan Güngör'ün Ergenekon terör örgütünün üyesi olmak ve ruhsatsız silah bulundurup taşımak eylemleri nedeniyle, TCK'nun 314/2, 6316 Sayılı Kanunun 13-1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir." denildi.
Yusuf Tuncer içinse iddianamede, "Yusuf Tuncer'in diğer şüpheliler gibi Ergenekon Terör Örgütü'nün silahlı milis grubunun üyeleri oldukları, bulundukları konum itibarıyla Ergenekon Terör Örgütü'nün amaçlarını bilebilecek konumda oldukları bu sebeple dee Ergenekon Terör Örgütü'nün amacına
hizmet etmek için İşçi Partisi'nde bulundukları anlaşılmış olmakla, şüpheli Yusuf Tuncer'in Ergenekon Terör örgütünün üyesi olmak ve ruhsatsız silah taşımak eylemleri nedeniyle, TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir." şeklinde ifadeler kullanıldı.
BAŞER MİT MÜSTEŞARI OLACAKTI
Ergenekon İddianamesinden yer alan Halil Behiç Gürcihan'ın ifadesinde,
Başbakan Erdoğan'ın emekli
korgeneral Edip Başer'i MİT Müsteşarlığı'na atamak istediği ancak
Aytaç Yalman ve
Hilmi Özkök'ün buna engel olduğu iddia edildi.
Gürcihan ifadesinde, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin ile 2005 yılında Oktay Yıldırım aracılığıyla tanıştığını kaydetti. "www.acikistihbarat.com" isimli siteyi 2005 yılı başında kedisinin kurduğunu kaydeden Şüpheli Halil Behiç Gürcihan, Ayşe Asuman Özdemir'in Danıştay cinayetinden yaklaşık 1 ay sonra Mehmet
Zekeriya Öztürk hakkında kendisinden bilgi istediğini belirtti.
BOMBALARI ARSLAN'A TEKİN VERDİ
Ergenekon terör örgütü ile ilgili iddianamede
Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne
bomba atılması ile ilgili önemli bilgilere ve itiraflara yer verildi. Danıştay saldırısı ile ilgili
tutuklu bulunan
Osman Yıldırım'ın verdiği ifadeye göre Muzaffer Tekin, Cumhuriyet Gazetesi'ne
el bombası atılması için
Alparslan Arslan'a 500 bin dolar
teklif etti.
Ergenekon iddianamesinde osman Yıldırım'ın verdiği ifadeler doğrultusunda şu bilgiler yer aldı: "Danıştay saldırısı olayının sanığı Osman Yıldırım'ın
tanık olarak alınan ifadelerinin konu ile ilgili bölümü aşağıda özetlenmiştir. Arkadaşı
Alparslan Arslan'ın ismini bilmediği bir kişi ile gelerek kendisini Ataşehir'de Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede bulunan dubleks villalardan oluşan bir site içersindeki villaya götürüldüğünü, orada Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan, Oktay Yıldırım, kendisini arabayla alan şahıs ve tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu, bu evde Alparslan Arslan'ın bekar olan arkadaşlarıyla kaldığını, burada Muzaffer Tekin'in yanında koruması olarak gezen kişiye diğer odadan 3 adet el bombası getirmesini soylediğini, bu kişinin de talimat üzerine diğer odadan 3 adet el bombası getirip masaya koyduğunu, Muzaffer Tekin'in kendisine 'Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol, kimse ölmeyecek. Bitince sana 500 bin dolar para vereceğiz. Senin attırdığın kişilere ne kadar verirsen ona karışmayız' dediğini, kendisinin de 2 adet el bombasını alıp cebine koyduğunu, 1 tanesini de Alparslan Arslan'ın alarak çantasına koyduğunu beyan etmiştir. Bu beyan üzerine
soruşturma kapsamindaki şüphelilerin fotoğraflan ile yapılan aramalarda elde edilen diger fotoğraflar temin edilip Osman Yıldırım'dan kendi beyanındaki gibi Muzaffer Tekin'in talimatı ile el bombalarını getiren kişiyi teşhis etmesi istenilmiştir. Osman Yıldırım, Muzaffer Tekin'in 'Oglum diğer odadan git bombaları getir' dediği kişi olara Rasim Görüm'ü teşhis etmiştir"
ERENEROL İLE KERİNÇSİZ'DEN RICE PROVOKASYONU
Ergenekon İddianamesi'nde
Sevgi Erenerol ile Kemal Kerinçsiz'in telefon görüşmesine yer verildi. Kerincsiz ve Erenerol'un, ABD
Dışişleri Bakanı Rice'ın İstanbul ziyaretini provoke etmeyi planladıklarına ilişkin konuşmalar bulunuyor.
İddianamede, "ABD
Dışişleri Bakanı Rice'ın İstanbul ziyaretini provoke edeceklerinden bahsetmektedir.
Sevgi Erenerol ile Kemal Kerinçsiz'in 1
Ekim 2007 günü cep telefonu görüşmesinde, Sevgi Erenerol'un Kemal Kerinçsiz'e hitaben,"Size
müjde verelim Rice (ABD Dışişleri Bakanı) İstanbul'a geliyormuş bütün Çırağan'ın önü polis kaynıyor…" Kemal Kerinçsiz'in de "Ya iyi oldu, iyi oldu. Biz de şimdi oraya doğru" diyerek, Ülkemizi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanının ziyaretini nasıl provoke edeceklerini konuştukları..." ifadeleri yer aldı.
CİHAN