Tahliye talepleri reddedildi

Münevver Karabulut davasında tahliye talepleri reddedildi.

Tahliye talepleri reddedildi

Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili görülen davada, mahkeme heyeti, Cem Garipoğlu ve babası Mehmet Nida Garipoğlu'nun dışında 3 sanığın tahliye talebini reddetti. Heyet, duruşmaya gelmeyen Hayyam Garipoğlu ve Tülay Makbule Garipoğlu'nun bir sonraki celseye zorla getirilmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma tarihi 30 Nisan 2010 olarak belirlendi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar; Cem Garipoğlu, Mehmet Nida Garipoğlu, Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı, Habib Kurt ve her iki tarafın avukatları katıldı. Duruşmada Münevver Karabulut'un annesi Nagihan Karabulut ve babası Süreyya Karabulut da hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan Hayyam Garipoğlu ve Tülay Makbule Garipoğlu duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti, duruşmaya kimlik tespiti ile başladı. Daha sonra savcı, cinayetle ilgili iddianamesini özetledi. Mahkeme başkanı duruşmada ilk söz hakkını tutuklu sanık Cem Garipoğlu'na verdi. Garipoğlu, Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde yaptığı savunmaya ekleyecek bir şeyinin olmadığını söyledi. Garipoğlu'nun daha önce mahkemede yaptığı savunma aynen okundu. Mahkeme başkanı Cem Garipoğlu'na savunması ile ilgili ek bazı sorular yöneltti. Garipoğlu'na cinayet aleti testereyi almaya nasıl ve saat kaçta gittiği soruldu. Garipoğlu ise soruyu şöyle yanıtladı: "Nalbura yaya olarak koşarak gittim, yaya olarak geldim, saatini de hatırlamıyorum. Testereye ne kadar para ödediğimi hatırlamıyorum. Fiş de alıp almadığımı hatırlamıyorum." Mahkeme başkanının MSN yazışmalarında Münevver'e bir sürprizden söz ettiğini hatırlatması üzerine Garipoğlu, "Normal arkadaşça bir yemekti sürpriz dediğim." şeklinde yanıtladı. Cem Garipoğlu duruşmada savunmasını yaparken, sakin tavrı ve titrek sesi ile dikkat çekti. Sorulara genelde, 'Hatırlamıyorum' şeklinde cevap vermeye çalıştı. Karabulut ailesinin avukatlarının, "Münevver'i öldürürken, testereyi nasıl kullandın?" sorusuna Garipoğlu, "Olay sırasında testereyi nasıl kullandığımı anlatmak istemiyorum. Çok kötü oluyorum.' diye yanıt verdi. Öte yandan Cem Garipoğlu'na savunması sırasında, babasından cinayet sonrası nasıl hareket edeceğini anlatan mektup alıp almadığı ile ilgili iddia da soruldu. Garipoğlu, böyle bir mektup almadığını ifade etti. OLAYI TAKDİR-İ İLAHİ OLARAK KABUL ETMEK GEREKİR Duruşmada cinayete iştirak suçundan hakkında müebbet hapis istenen baba Mehmet Nida Garipoğlu da savunma yaptı. Baba Garipoğlu, mahkemeye 8 sayfalık yazılı savunma sundu. Garipoğlu, yazılı savunma dışında da sözlü bazı açıklamalarda bulundu. Baba Garipoğlu'nun mahkemede sözlü olarak verdiği ifadelerden bazıları şöyle: 'Ben 4 çocuk babası, hukukçu bir babanın da oğluyum. Çok sevdiğim oğlum, Karabulut ailesinin kızını katletmiştir. Bunu da kendisi itiraf etmiştir. Allahın verdiği canı Allah alır. Kimse kimseyi öldüremez. Oğlum çok büyük hata yaptı. Karabulut ailesi ne dese haklılar. Maalesef gideni geri getiremiyoruz. Keşke olmasaydı. Oğlum, Karabulut ailesine ve Garipoğlu ailesine en büyük cezayı verdi ve cezasını uzun süre hapis yatarak çekecek. 10 aydır hapisteyim. Suçsuzum. Söyleyecek tek şey Karabulut ailesine Allah sabır versin. Olayı takdir-i ilahi olarak kabul etmek gerekir. Elimizden başka bir şey gelmiyor. Basın ve kamu baskısı Garipoğlu ailesini linç etti. Tüm aile cinayet işlemiş gibi tavır alındı. Gazetelerde yargılandık, mahkum edildik. Cinayete iştirak ettiğim söyleniyor. Ben böyle bir cinayet işleyecek olsam 4 çocuğumla, mutlu bir şekilde yaşadığım Bahçeşehir'deki evde yapmazdım. Bizim daha tenha yerlerde evlerimiz var. Oralarda yapardım. Dağda, bayırda yapardım. 'Tamam yaptım' diyelim. Yarım saate sıkıştırmazdım. Kanlı testereyi oğlumun dolabına bırakmazdım. Cesedi taşıyacak bir bavul bulamaz mıydım? Cesedi de Etiler'e değil, ormanlık bir alana atardım. Eğer Bahçeşehir'de işleseydim, bütün öğleden sonramı bu cinayete ayırırdım. İçeride delil bırakmazdım. Her yeri silerdim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Adalete sığınıyorum ve tahliyemi talep ediyorum" Cem'in cinayet işlediğini hemen anlamadığını ileri süren Nida Garipoğlu, "Cinayet günü eve geldiğimde, evde bir sorun olduğunu anladım. Cem bana kız arkadaşı ile tartıştığını söyledi. Aldım onu şirketin Beylikdüzü'ndeki lojmanına götürdüm. Oranın anahtarı olmadığı için Mehmet Karakayalı'nın kaldığı daireye bıraktım. Eve döndüm. Tekrar Cem'in yanına gelip onu aldım. O sırada Cem bana cinayeti anlattı. 'Ölmüş olabilir' dedi. Orada kalamazdı. Bilinen bir yerdi orası. Sonra onu oradan alarak başka bir yere götürdüm. Nerede sakladığımı söyleyemem." ifadelerini kullandı. Duruşmada diğer sanıkların da savunması alındı. Davada tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma tarihi 30 Nisan 2010 olarak belirlendi. (CİHAN)
<< Önceki Haber Tahliye talepleri reddedildi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER