AYM, verdiği iptal kararlarını “Kamu düzeni, hukukun dışlandığı yerde daha çok bozulur” gerekçesine dayandırdı. AYM, gerekçeli kararında hak ve özgürlüklerin ölçüsüz şekilde sınırlandırılmasının tehlikesine de dikkat çekti.
Taraf Gazetesi'nin haberine göre, AYM’nin konuya ilişkin gerekçeleri, mahkeme kararı olmaksızın, Başbakan ve Ulaştırma Bakanı’nın talimatı ile internet sitelerine erişimi 24 saat engellemeyi öngören yeni bir tasarı hazırlayan hükümete demokrasi ve hukuk dersi niteliğinde. Zira AKP hükümeti, AYM’nin TİB’e dört saat içinde site kapatmak yetkisi veren düzenleyi iptal etmesinden sonra “24 saat tasarısını” hazırlamaya başlamıştı.
YENİ YILDA HUKUK NOTASI
AYM, 2 Ekim’de yürürlüğe giren Torba Yasa’daki tartışmalı birçok düzenlemeyi CHP’nin başvurusu üzerine görüştü. Bunlardan dördünü iptal etti; ikisi hakkında da yürütmeyi durdurma kararı verdi. AYM, bu iptal kararlarının 81 sayfa tutan gerekçelerini yeni yılın ilk gününde açıkladı ve gerekçeler, Resmî Gazete‘nin dünkü sayısında yayımlandı.
Gerekçeler, özetle şöyle: “Yasalarla idareye keyfi davranma hakkı tanınamaz. Kamu düzeni, hukukun dışlandığı, yargının etkisiz kaldığı yerde daha çok bozulur. Bazı işlemlerin telafisi imkânsız zarar doğurmayacağının peşinen kabülüyle yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin engellenmesinin kamu yararı ve kamu düzenini korumayacağı açıktır. Dava konusu kuralla idari yargının yürütmenin durdurulması kararı vermesi engellenmektedir. Bu engelleme anayasadaki sınırlama sebeplerini aşan hakkın özünü zedeleyebileceği bir durum olduğu gibi idari yargının zen güçle araçlarından birinin elinden alınması suretiyle yargısal denetimin kısıtlanmasına da yol açmaktadır. Bu nedenle düzenleme hak arama özgürlüğüne de aykırıdır. Hukuk sisteminde mahkeme kararlarının icrasının engellenmesi hallerinde mahkemeye erişim hakkı da anlamını yitirir. Adalete olan inancın ve güven duygusunun sarsılması, devletin temeli sayılan adaleti koruyan ve sağlamakla görevli yargı organının işlevsiz hale getirecek, yargı kararının bağlayıcılık ifade etmemesi algısı yaratıldığında ise idareye keyfi davranış sergileme imkanı verilmiş olacaktır. Hak arama özgürlüğünün bir gereği olan mahkemeye erişim hakkı bu kararın etkili şekilde ve gecikmeksizin uygulanmasını da gerektirir mahkeme kararlarını uygulanamaz hale getiren düzenlemeler erişim hakkını da imkansız hale getirir. Dava konusu kuralla mahkeme kararlarının sonuçsuz kalmasının yolu açılmıştır. Kişilerin devlete güven duymaları temel hak ve özgürlüklerden yararlanabilmeleri ancak hukuk güvenliği ve üstünlüğünün sağlandığı bir hukuk düzeninde gerçekleşebilir. Mahkeme kararlarının gecikmeden uygulanmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasını hukuk devletinin asgari gereklerindendir. İdarenin, mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmesi anayasadaki bağlayıcılık ilkesi gereği temel bir görevi olup bunları geciktirme ya da uygulamama gibi bir tercih hakkı bulunmamaktadır.”
ADNAN KESKİN TARAF