PKK’nın döşediği uzaktan kumandalı
mayının patlaması sonucu 2007
Ağustos ayında şehit olduğu söylenen Üsteğmen Çağlar
Canbaz’ın, dönemin
Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay
Onur Dirik’in emriyle mayını elle
imha ederken hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Üsteğmen Canbaz’ın nasıl şehit olduğu olayın ardından tutulan “İdari Tahkikat Raporu” ve “Vak’a Kanaat Raporu’na” bütün ayrıntılarıyla yansıdı. Tanık askerlerin ifadeleri de
raporlarda yer aldı.
Taraf’ın ulaştığı raporlara göre Üsteğmen Çağlar Canbaz’ı ölüme götüren süreç, 6 Ağustos 2007’de başladı. Saat 17.00 sıralarında Canbaz, yanındaki asteğmen ve erlerle üs bölgelerini denetlemek için araçla yola çıktı. Üs bölgesine henüz varmamışlardı ki Yeşiltaş Köyü’ne yaklaşık bir buçuk kilometre mesafede düzensiz bir taş yığını gördüler. Taşların altından el yapımı
bomba düzeneği ve kabloları çıktı.
Üsteğmen Canbaz, yanındaki askerlerine “kaçın” talimatı verdi.
Askerlerin uzaklaşmasının ardından, bombanın uzaktan kumandalı olma ihtimaline karşı çevresine atış yapıldı. Ancak bomba patlamadı. Bunun üzerine olay yerini güvenlik altına alan Canbaz ve yanındakiler birliğe geri döndü.
Neden siz kesiyorsunuz
Üsteğmen Cağlar Canbaz, birliğe varır varmaz Dağlıca 3. Motor Piyade Tabur Komutanı Yarbay
Onur Dirik’i telsizle durumdan haberdar etti. Dirik olaydan haberdar olduktan sonra telsizle “düzeneğin kablosunu kesebilirsiniz” emrini verdi. Komutanın bu talimatı üzerine, Jandarma Üs
çavuş Cesur
Bulanık, “Komutanım ne gerek var. Neden biz kesiyoruz. Neden siz kesiyorsunuz? Bunu yapmasanız olmaz mı? Bu bizim görevimiz değil ki” dedi.
Bulanık’ın bu sözleri üzerine Üsteğmen Canbaz, “Komutanın bu olayı namus meselesi olarak gördüğünü söylediğini, kendisinin bunu böyle değerlendirilmemesi” gerektiğini belirttiğini, hatta daha önce de aynı şekilde bir bombaya müdahale ederken
Binbaşı Murat Özyalçın’ın da şehit olduğunu hatırlattığını ancak Dirik tarafından imha emri verildiğini söyledi. Raporlara göre Üsteğmen Canbaz, Saat 20:00 sularında aldığı emir gereği tekrar olay yerine döndü. Patlayıcı düzeneğin görünen kablolarını kesti. Korkulan olmamış, bomba patlamamıştı.
Sizi Allah korumuş
Üsteğmen Çağlar Canbaz ve beraberindekiler birliğe geri dönüp, olayı telsizle Yarbay Dirik’e rapor etti. Üstçavuş Cesur Bulanık,
komutanına bir kez daha dönerek “Komutanım valla ben sizin yerinizde olsam üste para verseler gidip kabloyu kesmezdim. Valla sizi Allah korumuş. Emir verilirse sakın siz gidip müdahale etmeyin” dedi.
Saatler geceyarısını gösterdiğinde Dağlıca Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik, telsizle Yeşiltaş Karakolu’yla bir kez daha irtibata geçti. Dirik, Üsteğmen Canbaz’a, bomba uzaktan kumandalı ise
terör örgütü mensuplarınca geceleyin patlatılamayacağını söyleyip, “dikkatli olarak kablosu kesilen
bomba düzeneğini çıkartması” emrini verdi.
Kesin emir var
Üsteğmen Canbaz, emri alır almaz askerlerle konuşmak üzere mevzilere gitti. Bu sırada
Uzman Çavuş
Muhammed Özgül, kendisini uyarıp, bombayı elle imha etmemesi gerektiğini komutanına söyledi. Özgül, ifadesinde olayı şöyle anlattı: “Çağlar Üsteğmen, emri aldıktan sonra askerlerle konuşmak üzere, mevziiye girerken kendisine
patlayıcı maddeye dokunmaması, tugaydan sürveyan talep etmemiz gerektiğini söyledim. Yine Çağlar Üsteğmen, ‘Muhammed emir var, duymadın mı’ dedi. Ben de kendisine ‘emredersiniz’ dedim. Mevzide bulunan askerlere daha dikkatli gözetleme yapmaları konusunda emir vererek, bana ‘hava iyice aydınlanmadan olay yerine gidip patlayıcı ile ilgili ne yapılabilecekse yapalım’ diyerek mevziden ayrıldı.”
Ardından saat 04.30 sularında iki köy korucusuyla birlikte bombanın bulunduğu bölgeye giden Üsteğmen Çağlar Canbaz, bombaya müdahale etmeye başladı. Bu sırada bomba büyük bir gürültüyle patladı. Üsteğmen Çağlar Canbaz, aldığı emri yerine getirirken şehit oldu. İki köy korucusu da yaralandı.
Olayın ardından aynı gün konuyla ilgili inceleme başlatıldı. 8 Ağustos 2007 günü “İdari Tahkikat Raporu” düzenlendi. Rapora Jandarma
Albay Tacettin Soykok, Jandarma
Yüzbaşı Sadık Gök ve beraberindeki iki
astsubay imza koydu.
Yönetmeliklere aykırı davrandı
Raporda yukarıdaki olaylar ayrıntılı bir şekilde anlatıldıktan sonra, “olayla ilgili yapılan araştırma ve incelemede, olayın mayın ve patlayıcı maddelere müdahale ile ilgili yazılan emirlere aykırı bir şekilde” yapıldığı tespit edildi. Raporda, bir bombanın nasıl imha edilmesi gerektiğine dair son yazılı emirler de ayrıntılı olarak yer aldı. Yarbay Onur Dirik’in söz konusu emirlere göre hareket etmediği belirtilerek, gerekli hukuki işlemlerin bu doğrultuda yapılması istendi. Buna karşın Yarbay Onur Dirik hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Ta ki Canbaz
ailesine bir yıl sonra postayla gelen
mektup ve içindeki belgelere kadar.
Anneden suç duyurusu
Aile, kendilerine gelen mektup ve belgeler üzerine Van Askeri Mahkemesi ve Jandarma Genel Komutanlığı’na resmî yazıyla müracaat etti. Aile, Yarbay Onur Dirik hakkında herhangi bir
soruşturma açılıp açılmadığını sordu. Her iki kurumdan da Dirik hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığı yanıtı geldi. Bunun üzerine anne Çınar Canbaz, kendisine gelen belgelerle birlikte Van
Askerî Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu.
10 yıl hapsi isteniyor
Soruşturma 29
Mayıs 2009’da tamamlandı.
Hâkim Yarbay Askeri
Savcı Zafer Metin, Yarbay Dirik hakkında “büyük zarar veren emre itaatsizlik” suçlamasıyla
dava açtı. Dirik’in Askerî
Ceza Kanunu’nun 89/1 maddesi gereğince 10 yıla kadar
hapis istemiyle yargılanmasını talep etti.
Dirik’in yargılandığı madde şöyle:
“Emre itaatsizlik sonucu bir insanın hayatını tehlikeye koyan, memleketin veya bir askerî birliğin güvenliğini veya savaş hazırlığını veya eğitimini önemli derecede ihlal eden veya büyük bir zarar meydana getiren yahut başkasının malına önemli bir zarar veren asker kişiler, bir seneden on seneye kadar hapis, seferberlikte iki seneden onbeş seneye kadar ağır
hapis cezası ile cezalandırılırlar.” 3
1 Mayıs 2010 tarihinde Dirik hakkında açılan davaya devam edilecek.
Yarbay Onur Dirik: Ben teşvik etmedim
Üsteğmen Çağlar Canbaz’ın ölümüyle sonuçlanan patlamanın ardından ifadesi alınan
Topçu Kurmay Yarbay Onur Dirik, Canbaz’ın kendi inisayatifiyle hareket ettiğini savundu. Dirik şunları söyledi: “...İncelemenin gündüz yapılmasının daha uygun olacağını belirttim. Fakat konuyu biraz da kendisinin inisiyafine bıraktım. Yine kendisine daha önce de konuştuğumuz gibi sabahı bekleyelim bakarız şeklinde düşüncemi ilettikten sonra J.Ütğm. Çağlar Canbaz’ın ısrarına binaen, bölgeye ve duruma en hakim komutan olarak uygun şekilde hareket etmesini belirttim. Bununla birlikte kendisini gece ya da gündüz olaya bu şekilde müdahil olma yönünde teşvik etmedim.”
TARAF