Bursa Kitap Fuarı'nda Timaş Yayınlarının konuğu olan
Gazeteci Yazar Şamil
Tayyar, gündemi değerlendirdi.
Balyoz darbe planı çerçevesinde yürütülen operasyonun,
Ergenekon operasyonunu gölgede bıraktığını anlatan Tayyar, Balyoz planının muhteva ve muhtemel sonuçları itibariyle Ergenekon'dan çok büyük bir dalga olduğunu kaydetti.
Şamil Tayyar, Ergenekon sürecinde pozitif tavır alan kesimlerin, Balyoz
darbe planına da aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurgulayarak, "Balyoz darbe planında da aynı beklenti içerisindeyiz ama son dönemde tutum almakta, pozisyon geliştirmekte zorlandığını görüyoruz. Sanıyorum
AK Parti hakkında muhtemel bir
kapatma davasının açılacak olması, hükümet üyelerinin ayarını biraz bozmuş. Bu hassasiyete yenik düşerlerse Balyoz darbe planından beklenen sonucun ortaya çıkması mümkün gözükmüyor. Ama bu süreci canlı tutan toplumsal dinamikler çok güçlü.
Hükümeti aşan bir boyutu var. Yani hükümet
destek vermese bile balyoz planında kat edilecek mesafeyi önleme konusunda eski gücü olmayabilir. Bu sebeple balyoz darbe planını daha da önemsiyorum. Önümüzdeki dönemde Balyoz planının bir numaralı ismi olan Çetin Doğan'ın serbest bırakılması, eğer bu mümkün olmuyorsa
GATA yoluyla dışarıya çıkarılması yönünde ciddi bir
baskı olacaktır." dedi.
Son dönemde yargıda yaşananları bir güç oyununa benzeten Tayyar, herkesin elindeki kartı açarak oynadığını, Balyoz darbe planının ve Ergenekon sürecine bağlı olarak sahaya sürülen kartların şekli ve niteliğinin değişeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün,
Başbakanı ve
Genelkurmay Başkanı'nı makamında ağırlamasını da zamanlama hatası olarak yorumlayan Tayyar, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ı ve Genelkurmay Başkanı'nı bir araya getirmesini kişisel olarak pozitif buluyorum, ancak toplumsal algılama tam tersidir. İyi bir fotoğraf olmadığı konusunda kanı var. Sonuçta Başbakan yürütmenin başıdır. Ama Genelkurmay, Başbakan'a bağlı bir kurumun başıdır. Sanki iki ayrı gücün başkanıymış ve aralarında ihtilaf varmış gibi bir araya getirilmesi, Türkiye'nin demokratik fotoğrafına uymadı. Mesela
Yargıtay Başkanı olabilir. Yargının daha üst düzey yöneticileri olabilirdi. Ama asker sonuçta
Tapu Kadastro Genel Müdürü'nden çok da farkı yok. Başbakan ile eşitmiş gibi aynı kareye sokulmasının toplumda oluşturduğu bir kırılganlık var. Aynı zamanda toplantının, tutuklamaların ve gözaltıların olduğu bir güne de denk getirilmesi yanlış anlaşılmaları doğurdu." (CİHAN)