Türkmenistan’a salı akşamı giderken ve çarşamba günü dönerken uçakta
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’la yaklaşık iki saati bulan sohbetimiz oldu.
Şahsım dışında sohbete katılan gazeteciler şunlardı:
Erdal Şafak (
Sabah), Ferai Tınç (
Hürriyet),
Ali Bayramoğlu (
Yeni Şafak), Mustafa
Ünal (Zaman), Nuri Elibol (
Türkiye),
Serdar Arseven (Vakit), Bilal Çetin (
Vatan) ve
Erhan Başyurt (Bugün).
Geç saatte Aşkabat’a vardığımız için haberi ertesi güne sakladık.
Hürriyet’in manşeti
Hürriyet’in perşembe günkü manşeti şöyleydi:
Iraklı
Kürtler’e ilk sıcak
mesaj. Spotta ise Başbakan’a atfen şu cümle vardı:
Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümetiyle ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın? Yeter ki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin.
Haberin devamı ise 23. sayfada ‘Kürt hükümeti ile yakınlaşırız’ şeklinde yine Başbakan’a atfen cümleyle verilmişti. Ayrıca bu ifadeler sadece Hürriyet’te vardı. Diğer sekiz gazeteci atlamıştı!
General’in sözleri
Washington’da
Genelkurmay Başkanı Or
general Yaşar Büyükanıt’a gazeteciler soruyorlar: ‘Başbakan
Kuzey Irak’ta Kürt liderlerle görüşeceğini açıkladı, ne diyorsunuz?’ Büyükanıt özetle şöyle diyor: ‘Ben askerim. Bir görevim
terörle mücadele.
PKK’yı siyasi bir olay olarak gören benim asker olarak görüşmemin faydası yok. Ama siyasi olarak kim görüşürse görüşür, ona da bir diyeceğim yok.’
destekçisi Kürt liderlerle görüşmem’ başlığıyla veriliyor.
Ortaya çıkan tablo
Bu haberlere göre ortaya çıkan tablo şu:
Hükümet ile asker yine karşı karşıya. Biri PKK destekçileriyle görüşmek istiyor diğeri karşı çıkıyor! Üstelik dün Reuters başta olmak üzere bazı yabancı haber ajanslarının aynı tezi işleyen haberleri servise koymaları ise işin cabası. Açıkçası merak ediyorum, bundan Hürriyet’in ne yararı var? Bilmiyorum ama Türkiye’nin yararının olmadığı açık.
Maalesef çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. Bu oyunu deşifre edelim ki, puslu havalarda fırsat kollayanların hesabı tutmasın.
Neler konuşuldu?
Salı akşamı Türkmenistan’a giderken uçakta Başbakan’a yöneltilen sorulardan biri, ‘Daha önce terörle mücadelede özellikle ABD’ye yönelik sert çıkışınız oldu, bunun yararını gördünüz mü’ oldu. Başbakan ‘Olumlu gelişmeler var. Daha da başka gelişmeler olacak’ dedi. Daha sonra sohbet,
İsrail Başbakanı Olmert’in Türkiye ziyareti başta olmak üzere
Ortadoğu’daki gelişmelere kaydı.
Bu konuşmalar bittiğinde
Başbakanlık Sözcüsü
Akif Beki ‘Arkadaşlar teşekkür ederiz’ diyerek sohbetin tamamlandığı mesajını verdi. Hürriyet yazarı Ferai Tınç devreye girerek ‘Daha PKK’yı konuşmadık. Yani önemli şeyler olacak dediniz. Onun karşılığında bazı şeyler var. Mesela Kuzey Irak’ta yeni ilişki kurulması gibi. O konuda da adımlar olacak mı’ diye sordu.
Ne dedi, ne yazıldı?
Başbakan’ın yanıtı aynen şöyle: ‘Niye olmasın. Yeter ki biz bölgede huzuru sağlayalım. Yani eğer Kuzey Irak’taki atacağımız her adım ülkemize huzur getirecekse, onlar için aynı şekilde huzur getirecekse, doğuracaksa bu adımlara her zaman varız.’
Ferai Hanım’ın sorusunu da Başbakan’ın yanıtını da kasetten aynen deşifre ederek yazdım. Arzu edene kasetin bir kopyasını da veririm.
Şimdi şifreleri çözelim. Hürriyet, ayrı zaman diliminde yöneltilmiş iki ayrı soruya verilen yanıtları, tek parça halinde haberleştirdi. Hürriyet’in haberinde Başbakan’a atfen şu sözler yer aldı: ABD ile PKK terörüne karşı
işbirliği çalışmalarından olumlu sonuçlar almaya başladık. Olumlu gelişmeler var. Daha da başka gelişmeler olacak. Bekliyoruz. Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir. Neden olmasın. Yeter ki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın. Eğer atacağımız her adım bizim için huzur getirecekse, onlar için barış getirecekse buna her zaman varız.
Türkiye gerildi
Haberdeki ilk cümle bir defa Başbakan’ın yanıtı arasında yok. Spekülasyona yol açacak ifade olmadığı için üzerinde durmuyorum. Fırtına koparan asıl cümle şu: Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt hükümeti ile ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir.
Başbakan’ın böyle bir ifadesi kesinlikle yok ve tamamen uydurma. Aynı şekilde devam sayfasında manşete taşınan ‘Kürt hükümeti ile yakınlaşırız’ ifadesi de yok. Görüyorsunuz bir yalan haber yüzünden Türkiye nasıl geriliyor. Umarım sorumluluk sahipleri bu yaşananlardan
ders çıkarırlar.
Kaldı ki, bir siyasi lider olarak Başbakan, hem
Talabani hem
Barzani ile görüşebilir. Biri Irak’ın resmi devlet başkanı, diğeri bölgesel hükümetin başkanı. İkisinin de siyasi kimliği var. Merhum
Özal, ikisiyle de bırakın bugünkü siyasi kimliklerini, aşiret reisi oldukları dönemde görüşmedi mi? Türkiye’de ağırlamadık mı? Kırmızı pasaport vermedik mi? Uluslararası ilişkiler, duygusallık kaldırmaz. ‘
Hayır’ diyorsanız, o zaman size şunu sorarlar: ABD de PKK’ya destek vermiyor mu?
Benim kızdığım şey, olmayan bir açıklama üzerinden gergin bir atmosfer yaratılmasıdır. Görüyorsunuz bir yalan haber yüzünden Türkiye nasıl geriliyor. Umarım sorumluluk sahipleri bu yaşananlardan ders çıkarırlar.
Şamil TAYYAR - Stargazete