Savcı Savaş Kırbaş'ın Tanyeri'ye yönelttiği soru ise
Balyoz'un
darbe planı değil '
seminer' olduğu iddialarını bir kez daha çürüttü.
KKK'nın 2003'teki seminerde belirtilen
senaryoların uygulanmaması talimatını dönemin 1.
Ordu Komutanlığı'na bildirdiğine atıf yapan savcı, Tanyeri'ye askerî hayatı boyunca bir emri, 'beğenmedim' diyerek, yerine getirip getirmediğini sordu. "
Hayır.'' cevabı üzerine de, "Emre rağmen Doğan'ın bunu uygulamasını nasıl yorumluyorsun?" diye ekledi. Dönemin
1. Ordu Komutanı
Çetin Doğan ise bunun darbenin işareti sayılamayacağını, askerî kabahat olduğunu savundu.
'Balyoz' davasının 26.
duruşması
İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görüldü. Duruşmada söz alan
tutuklu sanık emekli Orgeneral Çetin Doğan, usule ilişkin açıklama yapmak istediğini söyledi. Tutuklu sanıkların açık görüş günü olduğu için çarşamba günleri duruşma yapılmadığını hatırlatan Doğan, "
Çarşamba günleri sadece öğleden sonra görüş yapabiliyoruz. Savunmaların hızlıca tamamlanması ve bir an önce delillerin değerlendirilmesi bölümüne geçilebilmesi için çarşamba günleri öğleden önce de duruşma yapılmasını istiyoruz. Bu nedenle 163 tutuklu sanıktan birçoğundan bu konuda
imza topladık. Hepimiz aynı kanaatteyiz. Ayrıca cuma günleri de taleplerimizi 2 saatlik bir bölüme sığdırmak için yazılı olarak vermeyi uygun gördük." ifadelerini kullandı. Ardından imzaladıkları dilekçeyi
mahkemeye sundu.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan emekli
Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin çapraz sorgusuna geçildi. Üye hakim Murat Üründü'nün, plan semineriyle ilgili hazırlanan belgelerde isminin yer aldığını belirterek, bu belgelerin doğru olup olmadığını sorduğu Tanyeri, bu belgelerde imzasının olmadığını iddia etti. Üründü'nün, dijital evraklarda isminin yazılı olduğunu belirtmesi üzerine Tanyeri, dijital evrakların hiçbirinin kendisiyle ilgili olmadığını savundu. Tanyeri, "Son kaydeden olarak görülüyorum. 2006 yılında Süha Tanyeri bilgisayarda araçlar listesini nasıl hazırlasın? O zaman Tunceli'de hangi dağda olduğumu bilemem." şeklinde konuştu.
Savcı Savaş Kırbaş da,
Kara Kuvvetleri komutanının 2003 yılındaki plan seminerinde olasılığı en yüksek tehlikeli senaryonun oynanmamasını bildirmesine rağmen, 1. Ordu komutanı olan Çetin Doğan'ın bunu oynatmasına atıfta bulundu. Askeri hayatı boyunca, konusu suç olmayan bir emri -ben bu emri beğenmedim- diyerek, yerine getirmediğinin olup olmadığını sordu. Tanyeri'nin "Hayır" cevabı vermesi üzerine Kırbaş, "Dönemin Kara Kuvvetleri komutanının 'uygulamayın' dediği bir emri, Çetin Doğan'ın uygulamasını nasıl yorumluyorsun?" dedi. Tanyeri'nin bunu Doğan'a sormasını istemesi üzerine Kırbaş, "Size soruyorum. Çünkü bu sizi sıkıntıya düşürmüş." ifadelerini kullandı.
İZZET OCAK: SIRTIMIZDAN HANÇERLENDİK
Tanyeri de, kendisine bir emir verilmediğini, Kara Kuvvetleri komutanının 1. Ordu Komutanlığı'na emir verdiğini kaydetti. Kırbaş da, "Uygulamayın diye bir emir var. Komutanınız uygulayın diyor. Siz de uyguluyorsunuz. Burada bir üst komutanın emrine aykırılık var. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?" dedi. Tanyeri de, "O zaman komutanların verdiği her emri sorgulayacaksınız." şeklinde konuştu. Emekli Tuğgeneral
İzzet Ocak,
TÜBİTAK ve emekli
Binbaşı Ahmet Erdoğan tarafından hazırlanan bilirkişi
raporlarıyla ilgili ilginç ifadeler kullandı. Ocak, "Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğan'a ait rapor tek kelime ile rezalet. Belgeleri incelemeden raporu hazırlamış. Bilirkişi Erdoğan'ın
tanık olarak çağrılıp, raporunu neye dayandırarak ve nasıl hazırladığının sorulmasını talep ediyorum. Sırtımızdan hançerlediler." dedi.
Avukatlara 'usul' dersi
Duruşma savcısı Savaş Kırbaş, avukatların sürekli
itiraz etmesi üzerine tepki gösterdi. Kırbaş, avukatlar konuşurken kendisinin bir müdahalede bulunmadığını hatırlattı. Avukatların da kendisine müdahale etmemesini istedi. Kırbaş, avukatlara hitaben, "Neden böyle yapıyorsunuz? Siz istediğiniz kadar konuşuyorsunuz. Ama benim her sorumda aynısını yapıyorsunuz. Sizler konuşurken ben gıkımı çıkarmıyorum. 'Usul'den bahsediyorsunuz ama konuşurken ayağa bile kalkmıyorsunuz. Savcı konuşurken herkes ayağa kalkıyor, itiraz ediyor. Böyle yargılama yapamayız. Hiç konuşmayayım o zaman. Çekip gidelim." ifadelerini kullandı. Araya giren Mahkeme Başkanı
Ömer Diken, sanık Süha Tanyeri'ye yöneltilen soruyu tekrarladı: "Kara Kuvvetleri komutanı, 'tehlikeli senaryo ileriki tarihte oynansın' diyor. 1. Ordu komutanı da 'şimdi oynayalım' diyor. Sizin durumunuz ne olurdu?'' Süha Tanyeri, Çetin Doğan'ın kendisine direkt emir vermediğini söylemekle yetindi. Çetin Doğan ise bu konuyu savunmasında ayrıntılı olarak açıkladığını savundu. Şöyle dedi: "Kara Kuvvetleri komutanının emrine uymamak darbe planlamanın bir işareti midir? Bu askerî kabahattir.''