Tekin Küçükali Samanyolu Haber'de

Bu haftaki röportaj konuğumuz Kızılay Başkanı Tekin Küçükali.

Tekin Küçükali Samanyolu Haber'de

Samanyolu Haber TV Programlar Sorumlusu Şemsettin Efe’nin görüştüğü Küçükali Kızılay’ın çalışmaları hakkında bilgi verdi. İşte Küçükali’nin açıklamaları Şemsettin Efe Sayın başkanım ilk önce şunu sormak istiyorum. Türk insanı geçmişten bu yana hakikaten Kızılay ‘a gönül vermiş olarak biliniyor. Fakat bu 1999 yılında o yaşadığımız felaketle birlikte ciddi bir yara aldı. O zamandan bu zamana Kızılay nasıl toparlandı? Yani şu anda hakikaten yeniden Kızılay ‘in eski günlerine bir dönüş yani o insanlardaki o aşk, o şevk yeniden canlanmış gibi bir hava, bir atmosfer var. Bu nasıl yaşandı? Tekin KÜÇÜKALİ Evet. Teşekkür ederim ben öncelikle kanalınızın hayırlı olmasını diliyorum. Bir defa böyle bir röportajı da hazırladığınız içinde size, ekibinize de çok teşekkür ediyorum. Türk Kızılay ‘ı 1868 ‘den günümüze kadar yani 139 yıldır milletimizin ve dünyadaki ihtiyaç sahibi olan insanların emrinde Türk insanının merhamet elini bu insanlara taşır. Tabi ki hizmet apayrı bir hadise, hizmet güzel bir şey ama bu hizmeti yaparken de aksatmamak lazım. En küçük bir ihmal, en küçük bir aksaklık tabi ki Türk insanını üzüyor ve bu üzüntüyü de insanımız belli ediyor. Kızılay olarak 1999’da eksikliklerimiz var mıydı? Evet vardı bunu inkar etmemiz de doğru değil. Bir defa eksikliklerimizi görmek bile güzel bir erdemdir. Evet Kızılayımız da birçok problemlerimiz vardı hala daha da var. Var olanlar var. Bunları aşabilir miyiz? Aşabiliriz, aşabiliyoruz da… Bizim Türkiye genelinde şu anda 654 şubemiz var. Bu 654 şubemizde çalışan, görev yapan iki grup insan var. Bir profesyonelce çalışanlar var, birde bizim gibi gönüllü çalışanlar var. Yani şube başkanlarımız, yöneticilerimiz, biz genel merkez yöneticileri hiçbir isim adı altında, hiçbir ad altında para almayız. Şemsettin Efe Öyle mi? Tekin KÜÇÜKALİ Evet ve biz tamamen gönüllü çalışırız. Birde profesyonelce çalışanlarımız var. O çalışanlarımızda tabi ki hayatlarını idame ettirmek zorundalar yani onu niye alıyor manasında katiyen söylemiyorum. Para almalarının yanında gönüllü verdikleri hizmetler var. Yani bunlarda çok önemli. Şöyle söyleyeyim. Mesela işte Pakistan depreminde Himalayalar’ın eteğinde 2500 m yüksekliğindeki 4,5 m karın altında hangi parayı alırsanız alın orda hizmet etmek parayla olmaz bu biraz gönüllü meselesidir. İnsanlar acı çekerken siz o insanların acısını dindirebilmek için çok çeşitli gayretler sarf ediyorsunuz ve ben başka bir şey söyleyeyim. Bunu sevgi adına söylüyorum. Pakistan depremine biz kurayla arkadaşlarımızı belirlerken bir arkadaşımıza kura çıktı daha 3 günlük bebeği var. O arkadaşımızı göndermek istemedik dedik ki sen gitme dedi ki hayır ben rüyamda gördüm ve gideceğimi biliyorum. Hanımıma da söyledim izin aldım annesiyle beraber oluyorlar ve ben gideceğim dedi. Şimdi profesyonelce çalışan bir insana böyle bir görevi verdiğinizde giderken çocuğunu düşünmek zorunda ama Kızılaycı onu göz ardı ediyor ve göreve koşuyor. Hangi coğrafyada kendisinden 6 saat 7 saat uçak mesafesindeki coğrafyaya gidiyor. Tanımadığı, dilini bilmediği, geleneklerini bilmediği insanlara yardıma gidiyor. Şimdi bu bir sevda işidir. Eğer bu sevdayı yüreğinizde,beyninizde iyi yakaladıysanız etrafınızdakilere de bunu iyi anlattıysanız kol kola verip yürüyebildiyseniz çok önemli bu birlik ve beraberliğin çok net bir göstergesidir.Pakistan devlet başkanı şunu söyledi orda Müşerref Bey dedi ki çok hayret ediyorum dedi size bizim askerlerimiz deprem bölgesinde nereye gittiyse Türk Kızılay ı oradaydı.sizi kutluyorum. Şemsettin Efe Askerler gitmeden Tekin KÜÇÜKALİ Gitmeden bak askerleri gitmeden evvel biz ordaydık. Şimdi tabi ben Türk silahlı kuvvetlerine de teşekkür ediyorum onlar bize ihtiyaçlarımızı karşıladılar ve biz hemen onların kargo uçaklarıyla malzemelerimizi yükledik ve derhal hareket ettik. Tabi bir takım zorluklarımız oldu. Hareket ederken komşu ülkeden geçiş izni alamadık hava trafiğinden dolayı bir takım problemler yaşadık oraya varan ilk ekip olmamız münasebetiyle biz bile 11 saat gecikmeyle varabildik çünkü komşu ülkemizde geçici izni alamadık. Biz orda birçok kuruluşlarımızla da birlikte olduk çalıştığımız güzel kuruluşlar var. Şemsettin Efe Diğer sivil yardım kuruluşlarından da yardım aldınız. Tekin KÜÇÜKALİ Yani orda biz tabi ki en başta ben şunu da teşekkür etmek isterim. Yani orada hizmet gören birçok genç, pırıl pırıl delikanlılarımız var, okulda öğretmenler var onlarda orda evlerini barklarını terk etmişler insanlara hizmet götürüyorlar. Bu insanlar hakikaten de her konuda yardımcı oldular. Tercümanlık konusunda olsun, ulaşım konusunda olsun ama daha sonra sistem oturdu. Tabi ki birlikte işi kucakladık. Tabi vatandaşımız, insanımız, ülke insanımız Pakistan’a karşı son derece duyarlı. Ben şöyle söyleyeyim biz çocuklarımızı da bu işe alıştırabilmek adına Pakistan’a yardım kampanyamız içerisinde okullarımızı da işin içine koymuştuk. Sizinde Pakistan’da bir yeriniz olsun diye okullarda kampanya yaptık ama çocuklara şunu söyledik. Dedik ki ailenizden paralamayacaksınız kendi cep harçlığınızdan vereceksiniz. Çocukların yardımlaşma duygusunu dürtülemek adına.24 okul 24 tane ev aldı biz gittik orda kurduk geldik bir merasim yaptık. Çocuklara evleri ve evlerde oturan ailelerin fotoğraflarını veriyoruz bir kız çocuğu yanıma geldi. Dedi ki efendim ben dedi bu kampanyaya para vermedim dedi param yoktu anneme de söyledim annem de dedi ki en sevdiğin eşyayı ver bende doğduğum zaman bana bilezik takmıştı babam bu bileziği veriyorum dedi. Bakın bu çok önemli 7 yaşında Erva Pakistan’ı ayağa kaldırdı bu organizasyon. Ben bunu götürdüm Müşerref beye vardım ve müşerref bey asker adam biliyorsunuz güzelde Türkçe konuşuyor. Dedi ki şu milletin büyüklüğüne bakar mısınız dedi 7 yaşındaki Erva tarih şuurundan yoksun henüz Pakistan’la Türkiye arasındaki ilişkileri bilmiyor. İstiklal savaşından evvel Pakistanlılar bize nasıl yardım etmişlerdi. Bunların hiçbirini bilmiyor ama bu bir genetik olay ve iki avucunu açtı ben bileziği koydum inanın gözünden yaş aktı. Bu bilezik bu ülkeye sığmaz dedi çok büyük bu bilezik dedi ve Ervayı çağırdı. Pakistan’da kendisine üstün devlet hizmet madalyası verdiler. Şemsettin Efe Evet. Tekin KÜÇÜKALİ Şimdi böyle bir ilişkiler kurduk.2005 yılı kurban bayramında İslamabat müftüsü bayram namazından sonra hutbe çok önemlidir. Hutbede aynen bir bölümünü şöyle dedi. Dedi ki ya rabbi bize öyle bir felaket verdin ve bizi öyle bir felaketle imtihan ediyorsun ki sana hamd ediyoruz sana şükrediyoruz.100 000 insanımız öldü,50 000 insanımızdaki yaralı, milyonlarca insanımız evsiz barksız kaldı. Sana şükürler olsun ki bize Türk gibi dost verdin. Yarabbi sen bu milleti yücelt, büyült bu millet bizi bakar. Şimdi böyle bir sevdalı insan var tabi ki bizde bunlara güzel hizmet götürmemiz lazımdı ve bizde atalarımızın bize emanet etiği o güzel hizmeti o güzel parmak izlerini orada o insanlara taşıdık ve güzel taşıdık yani. Şemsettin Efe Kızılay zannedersem yurt dışına kadar yardım gönderiyor üstelikte bir ara bu yardımların dağıtılmasını engellemesi söz konusu olmuştu. Kızılay ekibi çok zor durumda kaldı bildiğimiz kadarıyla bize biraz bundan bahseder misiniz? Oradaki durum nedir? Şu anda hala yardım gönderiliyor mu? Hala sıkıntılar yaşıyor musunuz? Tekin KÜÇÜKALİ Biz hala Irak’la münasebetlerimizi devam ettiriyoruz, yardımlarımız devam ediyor. Tabi o günler çok daha fazla sıkıntılı günlerdi hala oradaki iç savaş devam ediyor. Yani oraya savaş dememek lazım işgal demek lazım böyle bir savaş yok savaşın olması için karşılıklı askerlerin birbiriyle silahlı mücadeleye geçişmesi lazım ve böyle bir şey yok ama burada şu çok önemliydi Telafer boşaltıldı ve oraya başkaları gelmeye başladı oturan, yerleşik olan kimseleri dışarı taşıdılar bir dağın eteğine 10 000 15 000 20 000’lik çadırlar kurarak insanları orada ikamet ettirdiler. Biz oraya gittik gitmememiz için ciddi bir mücadele var mıydı? Vardı ama biz uluslararası hukuka tabiyiz ve uluslararası hukukta bizim dokunulmazlıklarımız var. Burada bizim koyduğumuz kurallar var. Devletler bunu imzalamışlar. Burası Türk Kızılay’ının dış münasebetlerle ilgili önemli bir görevleri var. Koalisyon güçleri bizi engelledi. Doğru ama biz de hiçbir şekilde onlardan geri kalmadık kalmamız için de bir sebepte göremedik. Zaten onlar önce başka yerlere bunu verin ihtiyaç başka yerlerde hayır dedik şartlı bağıştır Telafer’e girecek dedik 18 tırla girdik o zaman ve orada asıl ürkütücü manzara şuydu biz Telafer’e girdiğimizde çadırlardan bir insan seli çıktı bir anda ve yani şu anda anlatırken bile doluyorum. İnanın genç genç çocuklar Türk bayrağını yapışıp öperek ağladılar. Şimdi yani burasını anlatırken olay, olayda zorlanıyorum. O bakımdan oradaki insanların durumu içler acısı. Filistin ve ırak bizim için ırak bizim için inanılmaz bir yürek acısıdır. Filistin ve ırak inanınız ki bizim yatağımızda rahat yatmamamız gerektiren sebeplerdir. Biz yastığımız, yatağımızdaki yastığımız başımıza uymadı diye çeşitli yerler dönerek daha rahatını aramaya taşın üstünde yatıyordu insanlar orada. Taşıma suyuyla değirmen döner mi dönme ama bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır. Bizim oraya Türk bayrağıyla beraber o ülkelere girmemiz o insanların moralini düzeltiyor. Şey bu konu bu yani Şemsettin Efe Peki efendim şu anda Kızılay dünyadaki uluslar arası yardım kuruluşları içerisinde sıralama da nerede? Tekin KÜÇÜKALİ Biz dünya da 58 ülkeye yardım götürüyoruz. Bakın Türk insanının merhamet gücünü görüyor musunuz.58 ülkeye yardım götürüyoruz dünyada Kızılay-Kızılhaç Federasyonu diye bir federasyon var. Cenevre’de genel merkezimiz bunu 170 - 186 ülke Kızılay ve Kızılhaçlara üye. Bizde orada yönetim kurulu üyesi olduk.186 ülke yarıştık ve biz bu yönetim kurulu üyeliğini 3. sırayla aldık. Yerimizi anlatmak için söylüyorum. Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkeler bizim arkamızda kaldılar. Niye çünkü yardım organizasyonunda biz çok ciddi bir mesafe aldık. Dünyada en büyük 5 ülkenin lojistik merkezleri içindeyiz biz. İlk 5’in içindeyiz. Bu bize yeter mi? Çok samimi söylüyorum bize yetmez. Bizim ülke insanımız ilk 5’in içinde olmamalı mutlaka. Biz 1 olmalıyız. Hedefimiz budur ve o hedefe doğru adım adım yaklaşıyoruz. Şemsettin Efe Sayın başbakanımız bir konuşmasında elinde reçete ve kan torbasıyla dolaşan insanlar görmek istemiyorum demişti. Başkan: Evet doğru. Şemsettin Efe Şu anda durum nedir? Hakikaten böyle şeyler oluyordu? Tekin KÜÇÜKALİ Evet Şemsettin Efe Şey oldu mu? Geçti mi yani? Tekin KÜÇÜKALİ Tabi bu geçmez. Şöyle dünyada gelişmiş ülkeler kana kan olayını aştılar ve çok medeni çok da teknolojik hem de çok da sağlıklı kan ürünleri de üretmeye başladılar. Biz ise çok gerisinde kaldık.2005 yılında sayın başbakanımızın böyle bir talimatı oldu. İfade o doğru. Bir elinde kan torbası bir elinde doktor reçetesi sokakta dolaşan insanımı görmek istemiyorum. Kızılay bunu çöz demişti. Bizde çalışıyoruz. Biz şöyle bir sistem geliştirdik ve dünyada da bu sistem böyle. Türkiye’de ki tüm hastanelerle online sistemi üzerinden bağlantı kuracağız. Elektronik ortamda biz ekranlarımızda tüm hastanelerin kaç ameliyat yapacaklarını ve kaç ünite kana ihtiyaçları var, hangi değerlerde kan istiyorlar onu göreceğiz ve bir hafta evvelinden de ameliyatlar olmadan evvel hastanelerin başhekimlerine kanlar teslim edeceğiz. Şemsettin Efe Peki ne zaman tahminen? Tekin KÜÇÜKALİ Şimdi bizim programımıza göre 2008 yılının sonunda bu sistem Türkiye’de tamamında oturmuş olacak. Şemsettin Efe O depolardaki o kötü manzara giderildi mi? Şimdi nedir durum? Tekin KÜÇÜKALİ Önce şöyle söyleyeyim. Yardımlarımız son günlerde oldukça arttı yani oldukça arttı ve iyi bir noktaya tırmanıyor. Hamd olsun iyi şeyler oluyor. Depolarımıza gelince doğru depolarımızda yani birinci dünya savaşından bile kalma malzemeler vardı. Ben yaklaşık 200 tır civarında malzeme heke çıkardım yani hurdaya çıkardım ve yaktım. Şimdi bizim depolarımız ecza depoları gibi pırıl pırıl bal dök yala. Şemsettin Efe Ufak tefek gözünüze çarpan aksaklıklar var mı? Aksaklıklarda halen yapılması gereken bazı şeyler var diyor musunuz? Tekin KÜÇÜKALİ Tabi Şemsettin Efe Allah göstermesin bir felaketle karşılaşacak olursak yani ekiplerimiz her an her şeye hazır mı? Yani bunu dediğim gibi söylediniz. Yani Pakistan’da bir şeyini yaşadık bunu ama Allah korusun Türkiye için böyle bir şey olsa her an hazırlıklı mıyız? Tekin KÜÇÜKALİ Ben şöyle söyleyeyim tabi ki yapmamız lazım gelen epey işler var. Bunlardan bir tanesi bir defa bize bağış veren insanı, biz onun parasını, onun verdiği bağışı nerde kullandığımızı bilmesi lazım. Bunun için bir hazırlığımız var bunu ekranlarımızda görecek yani. Bize 30 tane 300 tane 500 tane battaniye vermişse A yerinde felaket var bizde oraya bu battaniyeyi göndermişsek bizim ekranlarımızda kime verildiğini görecek. Kime? Bu önemli. Bu rahatlığı kendisinde bulması lazım bir. İki tüm bunları yapabilmek için bir yazılımın olması lazım artık kirli defterlerin, kara defterlerin arasından bunları çıkarmak lazım ve girenin çıkanın bilgisayar ortamında, elektronik ortamda bunu görülmesi lazım ve bunu bağışçımızın da görmesi lazım. Ona öyle bir numaralar vereceğiz kodlar onlar girecekler kendi mallarının nerelerde harcadığımızı görecekler. Bu sistemi kuruyorum ben. Şimdi sistemi kurdunuz mu kim gelirse gelsin yönetime artık sistemin etrafında dolaşacak içeriye nüfuz etmesi mümkün değil. Ülkemizde de bu tür işler ihtiyacımız var. Biz yardım kuruluşuyuz. Yardım kuruluşlarında maalesef bütün dünyada bir takım böyle yarar yaramaz işler oldu. Bizim ülkemizde de oldu. Onu düzeltmemiz lazım. Kızılay eksik iş yapmaz. Kızılay hata yapmaz. Biz insanlar yaparız. Biz idare ediyoruz onu çünkü bizde insanız sonuçta yani biz melek değiliz, tövbe hâşâ peygamber değiliz hata yapar mıyız gayet tabi yaparız ama bilerek yapmamamız lazım yaparsak da az yapmamız lazım. Kuruma zarar vermememiz lazım. Öyleyse eğer Kızılay’ın geçmişte eksikleri varsa bu bizden kaynaklanan eksikliklerdir. İnsandan kurumdan değil. Ama maalesef burada kurum zarar gördü insanlar sıyrıldı. Şimdi hiç kimse demiyor ki falanca bu işi kötü idare etti hiç demiyor bun ama şunu söylüyorlar ya Kızılay işte şöyle, böyle az evvel dediniz depoları şöyle. Kızılay’ın depoların öyle tutular. Kızılay’ın kabahati yok ki bu işte. Bir kurum nasıl idare ederseniz ona göre yönlenir. At sahibine göre kişner derler ya bu da böyle bir şey. Ama bunları biz yönlendiriyorsak biz yapıyorsak buradaki artılar Kızılay’ın, eksilerde biz insanların, biz hassasiyet gösteriyoruz ama yaparken de eksikliklerimiz oluyor olmuyor değil Şemsettin Efe Başbakanımıza bir madalya verdiniz çok konuşuldu çok söylendi. Bu madalyayı Kızılay niye verdi? Elbette işte başbakanlığın gösterdiği hizmetlerden dolayı, Kızılay’a yaptığı yardımlardan dolayı verildi. Fakat bu madalyada en çok konuşulan şey şuydu: İşte madalyanın fiyatı çok yüksek bir mebla ve başbakan bunu niye aldı? Bunu Kızılay bir yardım olarak kullansaydı, cumhurbaşkanı almadı başbakan niye aldı denildi Tekin KÜÇÜKALİ Evet. Bak şöyle bir şey söyleyeyim. Şimdi Temel’in elinde bir ağızlık 2 m boyunda, ucunda bir sigara adam fosur fosur sigara içiyor. Demişler ki Temel bu kadar uzun ağızlıkla niye sigara içiyorsun. Demiş ki doktor dedi ki sigaradan uzak dur. Şimdi biz siyasetten uzak duralım. Benim siyasetle işim olmaz geçmiş yıllarda yaptım Şemsettin Efe Evet Tekin KÜÇÜKALİ Dolayısıyla hobiyi tatmin ettik. Bundan sonra siyaset yapmak gibi bir düşüncem yok, hiçbir kimseye yatırım yapmak gibi de bir düşüncem yok. Hele bulunduğum kurumun, bu ulvi kurumu, bu haysiyetli, şerefli kurumu bir kuruşunu babam olsa vermem. Hiç kimseye de bunu hiçbir şekilde aktarmam beni tanıyanlarda bilir. Böyle bir şeye ihtiyaç yok. Bugüne kadar parayla ilgili de hiçbir hesabım olmadı. Rızkı veren Allah bir şekilde karnım doyuyor. Zaten insanların mücadele ettiği şey yani bir parça ekmek lazım oluyor mu oluyor tabi ki şimdi biz Kızılay olarak uzun yıllardır bu madalyaları veririz. Ama 99’dan sonra bu duruldu. Niye? Kızılay inişe geçti ve o zaman kimse itibar etmedi.99’a kadar Kızılay’ın tüm genel kurullarına cumhurbaşkanı katılır, başbakan katılırdı. Ama 99’dan itibaren kimse katılmadı. Düşenin yarı olmaz bak atalar güzel şeyler söylemişler. Ama 2005 yılındaki genel kurulumuza başbakanımız geldi. İlk defa geldi yani 99’dan sonra 2005 ne yapıyor 6 yıl.6 yıldan sonra bu ülkenin başbakanı Kızılay’ın genel kuruluna geliyor ve bu bürokrasisine talimat veriyor Bu geliş o geliştir. Bu mektubu herkes okur. Başbakanın gittiği bir genel kurulda, katıldığı bir toplantıda, konuşulanları, anlatılanları, Türkiye cumhuriyeti, bürokrasisi, devleti, hükümeti, bakanları, milletvekilleri dinlediği zaman ne demek istediğini, buraya niye gittiğini anlamamışlar mı? Anladılar. Şimdi Kızılay’ın önü açıldı. Buradan yardım başladı. İki bizim kartalın göbeğinde çok güzel bir yer bize verdi. Köy hizmetlerinin yerini 60 dönüm yeri üzerinde depoları bulunan yeri bize verdi. Parayla ölç 30 milyon dolara alamazsın. Şemsettin Efe Çok büyük, çok güzel ganimet Tekin KÜÇÜKALİ Eski depomuzun yerini de biz arsa olarak değerlendirdik. Yaklaşık 30 milyon dolarda oradan bekliyoruz.60 milyon dolar bir anda Kızılay’ın Şemsettin Efe Kasasına Tekin KÜÇÜKALİ Kasasına girecek. Peki Pakistan depreminde para topladık Kızılay a verildi. Tsunami felaketinde 21 milyon dolar topladı başbakanlık. 18 küsür milyon dolarda biz topladık bunu da Kızılay’a verdi al patronluğunu sen yap. Türk devleti, Türk milletini en güzel bir biçimde temsil edecek organizasyonu yap. Bizde yaptık. Tsunami bölgesinde bilmiyorum daha sonra konuşacak mıyız konuşmayacak mıyız ama ulusa seslenişte 20 küsür dakika Türk Kızılay’ını anlattı. Bunlar Kızılay’a ederdir. Burada Kızılay kendisi vermedi bu madalyayı. Bunu kurulan bir komisyon verdi. Kızılay’ın kasasından 1 lira para çıkmadı. Bizim yaptığımız tüm madalyalarla ilgili şubelerimize tamimde bulunuruz. Deriz ki biz şu çalışmayı yapıyoruz. Sponsor bulun. Bağışçı değil bakın arada farklar var. Sponsor bul ne demektir bu konuyla ilgili sponsor demektir. Ama bulduğunuz sponsor da devletten ihale alan, belediyelerle işi olan adam olmasın. Yani bundan kendisine bir eder beklemesin. Şimdi bütün bunlar göz önünde bulundurularak bir sponsor bulundu. Adam bize şunu yazdı bak bir eksiklik burada var. Kafadan bunu yok etmemiz lazımdı ama bizde adamın iyi niyetine şey yaptık haklı olarak ta gördük onu. Bizde iyi niyetli baktık hadiseye o da iyi niyetli yazdı zaten. Diyor ki ben bu ilgili parayı bunun için veriyorum ancak şartlarım var diyor. Benim verdiğim bu parayı hiçbir şekilde kamuoyuna açıklamayacaksınız. İki Şemsettin Efe Kaç para verildiğini Tekin KÜÇÜKALİ Açıklamayacaksınız diyor. İki ancak ben ölünce çocuklarıma bunu söyleyeceksiniz diyor. Başka aile yakınlarımada söylemeyeceksiniz. Şimdi bu bize şartlı bir sponsorluktur. Peki ben bu şartlı sponsorluğu alıp vatandaşa açıklasam hiç problem olmayacaktı. Bu bu maksatla parayı verdi verdiği bu paradan biz bu madalyaları verdik. Arkadaşlar Şemsettin Efe Peki bu rakam nasıl ortaya çıktı? Tekin KÜÇÜKALİ Şimdi arkadaşlar şöyle yaptırdığımız şey var. Şimdi bizimle ilgili bundan dolayı şey para almadı mesela yapıcı firmalar bir kar almadılar. Sadece kullandıkları malzemenin parasını aldılar. Kaldı ki adamda iki milyar mı üç milyar mı daha da fazla para verdi yani Şemsettin Efe Öyle gitmiş oldu. Tekin KÜÇÜKALİ Biz başka madalyalarda verdik. Bunları hiç kimse konuşmadı. Ama Recep Tayip Erdoğan’a verdik biz bunu ya! Bak başbakan Recep Tayip Erdoğan’a verdik biz bunu sokakta başka bir vatandaşa vermedik. Bu ülkenin başbakanına verdik. Her yıl bir tane dedi ama başlangıç olarak bu yıl iki tane. Birini cumhurbaşkanlığımıza birini de komisyondaki şartlara uyduğu için başbakana. Belki önümüzdeki yıl Türk Kızılay’ına en büyük yardımı Kızılay-Kızılhaç Federasyonunun başkanı yapacak ona vereceğiz. Bu bir teşviktir. Bu ödül teşviktir. Ama çok ucuz politika yaptık. Burada bizde dilimizi sırdık, fazla konuşmadık birileri de efendim işte baksana Kızılay’ın genel başkanı yatırım yapıyor, ilerde siyaset yapacak, yok böyle bir şeye ihtiyacım. Böyle bir şeyi istemiyorum. Türk Kızılay’ını bizim istediğimiz şu Allah’ın izniyle oturtmak ve bu milletin hizmetini sunmak, sunarken de insanlarımızın göğsünü kabartmak. Türk insanı güzel şeylere niye hasret kalsın? Niye yani her sabah televizyonu açtığı zaman o onun ırzına geçmiş, bu bunu kaçırmış, o onu bıçaklamış dinleyeceği yerde ya baksan şu şuna yardım etmiş, şu şunun kolundan tutmuş, şu ihtiyarı şu insan korumuş, şu talebeyi şunlar okutmuş, şu insanları şunlar yedirmiş,şunlar şunlara ev almış insanlar mutlu olsa güzel olmaz mı? Allah aşkına karamsar şeyler mi dinlememiz lazım. Olaya buradan bakmamız lazım. İnsanlar burada ideolojik davranıyorlar. Bak siyasi demiyorum ideolojik davranıyorlar. Yanlış. Kızılay’ın ideolojisi var mıdır? Vardır. Fukaraya yardım eder, ihtiyaç sahibine yardım eder ama hiçbir şekilde siyaset yapmaz. Kızılay’ın daha üçte birini anlatmadım size. Bak Tsunami yi anlatmadım, …… anlatmadım , Sri Lanka’yı anlatmadım,Lübnan’ı anlatmadım Şemsettin Efe Daha geniş bir zamanda inşallah. Tekin KÜÇÜKALİ Balkan’ı anlatmadım, Türk Cumhuriyetlerini anlatmadık, Gürcistan’ı anlatmadık. Yani anlatmadığımız çok şey var. Bir tek size bir şey anlatayım. Filistin’de ramazandan evvel Filistin’in bir aylık yiyeceği kalmıştı. Ben yıllardır Türkiye Cumhuriyeti başbakanını tanırım. Bunu duyunca dedi ki derhal buraya un götürün. Kendisi Toprak Mahsulleri Ofisine talimat verdi. 10 bin ton un hazırlandı ve biz unları şeye taşımaya başladık Filistin’e. Filistin’e unları önce dedim ki öyle bir tır konvoyu yapalım ki çünkü biz geçerken de İsrail’den gireceğiz oraya bu bir gövde gösterisi olsun. 84 tır bu aşağı yukarı 20 km mesafe eder. Tabi biz bu işlemleri yaparken karargâh çalışmasında da olmazsa olmazlarımız vardır. Sonra hangi şartlar nerde önümüze çıkar, ne yapacaksınız ekiple bunları uzun uzun tartışırız. Ülkelerden geçerken de dedik ki arkadaşlar Şam’dan geçerken Suriye’den Şam’dan gece geçin çünkü Şam’ın içinden geçiyor ana yol, onların özel bir otobanları yok, sağlı sollu da pazar gibi yerler kuruluyor, ışıklarda çok sık konvoy kesilir. Dolayısıyla gece geçerseniz sabaha kadar daha rahat edersiniz kimsede olmamış olur. Saat 3 gece. Şam’da ekip başı beni arıyor telefonla diyor ki efendim diyor. Şu anda diyor çok zor durumdayız. Ne oldu? Durduk diyor Şam’ın içinde. Niye? Yediden yetmişe Şam’ın hepsi diyor ayakta binlerce insan diyor tırların önüne çıktı Türk bayraklarını aldılar. Türkiye Türkiye diye tezahürat yapıyorlar. Şimdi Filistin’e gideceğimizi biliyorlar. Çünkü biz İngilizce, Arapça, Türkçe Şemsettin Efe Yazdınız Tekin KÜÇÜKALİ Türkiye’de Türk halkından Filistin halkına yardım konvoyumuz diye yazdık. Hangi valiyle konuştumsa şeyde Filistin’de aynen şunu söylüyorlar. Bununla kapatalım isterseniz diyorlar ki Allah aşkına diyorlar birliğinizi, beraberliğinizi ve dirliğinizi koruyun diyorlar. Çünkü siz bu ülkeden çıkalı siz Türkler, burada kan eksik olmadı, bu toprakların bereketi gitti. Sizin birliğiniz ve beraberliğiniz, o fotoğraf bize güç veriyor, dik durmamızı sağlıyor. Şimdi böyle güzel bir ülkenin çocuklarıyız. Bunun kadrini bilmemiz lazım. Bu insanlarımız bizden evvelkiler buralarda güzel izler bırakmışlar. O o atanın, o ecdadın yadigârını iyi korumamız lazım. Ecdat bize Kızılay’ı emanet etmiş. Onun için bu mukaddes bir emanettir. Biz bunu böyle biliyoruz ve bunun her kuruşu bizim namusumuz kadar önemlidir. Şemsettin Efe Teşekkür ederiz. Tekin KÜÇÜKALİ Ben de teşekkür ederim.
<< Önceki Haber Tekin Küçükali Samanyolu Haber'de Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER