Önce
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
Portekiz,
Almanya ve İngiltere'ye ziyaretlerde bulunarak 'AB'nin
Türkiye için vazgeçilmez bir devlet projesi' olduğunu vurgulayacak. Ardından İstanbul'da yapılacak Siyasî Diyalog Toplantısı'nda da üyelik süreci ve
müzakereler masaya yatırılacak.
Batı dünyasında 'Türkiye'nin ekseni mi kayıyor?' tartışmaları yaşanırken,
Ankara temmuz ayında iki ayaklı bir
Avrupa Birliği seferberliğine hazırlanıyor. Önce
Dışişleri Bakanı Davutoğlu 5-8 Temmuz tarihleri arasında Avrupa turuna çıkacak. Portekiz, Almanya ve İngiltere'ye ziyaretlerde bulunacak olan Davutoğlu, AB'ye üyelik hedefinin Türkiye'nin çok önemli bir devlet
politikası olduğunu tekrarlayacak. Avrupa'dan Türkiye'ye karşı tutarlı ve ilkeli olmasını isteyecek.
Dışişleri Bakanı'nın temaslarının ardından İstanbul'da da Türkiye-AB ilişkilerinin masaya yatırılacağı Siyasi Diyalog Toplantısı yapılacak. 13 Temmuz'daki toplantıya AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi
Catherine Ashton, AB Genişleme Komiseri
Stefan Füle, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile
Başmüzakereci Egemen Bağış katılacak. Toplantıda üyelik süreci ve müzakereler konuşulacak. Türk tarafı 18 faslın siyasi sebeplerle müzakerelere açılmamasından şikâyet ederek durumun sürdürülemez olduğunu belirtecek. Türk vatandaşlarına
vize muafiyeti talebi de tekrarlanacak. Toplantıda
İran meselesi ve
PKK terörü de ele alınacak. Dışişleri kaynakları bu iki önemli toplantının '
eksen kayması' tartışmaları üzerine değil, çok daha önceden planlandığının altını çiziyor. Ancak atılan adımların bu yöndeki yorumlara da güçlü bir
cevap olacağı belirtiliyor.
Ankara, 1 Temmuz'da AB dönem başkanlığını devralacak Belçika'dan beklentilerini de ortaya koydu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Burak Özügergin, Belçika'dan beklentinin "AB'nin çıkardığı arızaları gidermesi olduğunu" söyledi. Özügergin, AB'nin Türkiye ile nereye gitmek istediğini düşünmesi gerektiğini söylerken açık eleştiride bulunmaktan çekinmedi. Sözcü, "Fasılları açmıyorsunuz, sonra ekseniniz kaydı diyorsunuz. Nasıl bir şey bu? AB'nin tutarlı olması gerekir." diye konuştu. İstanbul'daki toplantıda Ashton ile Füle'nin Türkiye'nin AB hedefine vurgu yapan mesajlar vermesi bekleniyor. Kaynaklar gerek İstanbul'daki toplantının gerekse Avrupa turunun önceden programlandığına dikkat çekerek, eksen tartışmalarına cevap olarak algılanmasını istemiyor. Ankara açısından eksen sorunu olmadığını kaydeden kaynaklar, çok boyutlu
dış politika çerçevesinde hareket ettiklerini vurguluyor.
Sözcü Özügergin, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon'un "Türkiye, Batı'ya bağlılığını göstermeli." şeklindeki açıklamasına da tepki gösterdi. Bu açıklamaları "haksız ve talihsiz bulduklarını" açıkladı. "Türkiye'nin Batı dünyasına bağlılığını kanıtlamaya ihtiyacı yoktur. Bunda herhangi bir şüphe olmaması gerekir." diyen Özügergin, açıklamanın ABD Başkanı
Barack Obama ile Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı görüşmeden birkaç saat önce yapılması dolayısıyla da talihsiz olduğunu, zamanlamada bir sorun olduğunu düşündürdüğünü belirtti.
Gıda güvenliği faslı bugün açılıyor
Türkiye, bazı üye ülkelerin siyasi tutumlarına rağmen müzakere başlıklarını açmaya devam ediyor. Gerekli kanunların Meclis'te yoğun çalışmaların ardından geçmesinin ardından bugün "
Gıda Güvenliği,
Bitki ve Hayvan Sağlığı" faslı müzakereye açılıyor. Bakan Davutoğlu ve Başmüzakereci Bağış, Türkiye-AB Hükümetlerarası Konferans'a katılmak üzere bugün Brüksel'e gidecek. Ankara, faslın açılmasında gösterdiği yoğun çalışma için AB Dönem Başkanı
İspanya'ya minnettar. Sözcü Özügergin, İspanya'nın adeta zamanı durdurarak çalıştığını dile getirdi. Açılış kriterleri geç yasalaştığından normal seyirde faslın açılmasına imkan yoktu. Ancak İspanya, haftalara yayılan toplantıları sıkıştırarak büyük rol oynadı.
Gıda güvenliği faslında müzakerelerin başlamasıyla süreçteki 35 başlıktan açılanların sayısı 13'e çıkacak. Ancak Türkiye'nin, limanlarının Rumlara açılmasına ilişkin Ek Protokol'ü uygulamaması nedeniyle AB tarafından sekiz başlığın askıya alınması ve
Fransa ve Rumların siyasi vetosu yüzünden müzakerelere açılabilecek başlık sayısı üçe inmiş olacak. AB diplomatları, ondan sonra açılması en hazır başlığın, "Rekabet Politikası" faslı olduğunu düşünüyor.
İsrail askerî uçaklarına
yasak sürecek
İsrail askerî uçaklarının, hava sahasını kullanmasına izin vermeyen Türkiye'nin bu tavrının süreceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Burak Özügergin, "
Askerî uçakların her seferinde izin alması gerekir." diye konuştu. Özügergin, bu tavrın ise Gazze'ye
yardım taşıyan gemiye askerî saldırının meydana getirdiği infialin bir neticesi olduğunu söyledi. Sözcü,
sivil uçuşlara yönelik bir yaptırımın olmadığını özellikle vurguladı. Sözcü Burak Özügergin, haftalık basın toplantısında, "Askerî uçuşlar izin verilmediği sürece mümkün değil. Sivil uçuşlar, yasaklanmadığı sürece devam eder. İkisi terstir. Askerî uçuşlar için her seferinde hava vizesi gerekir." diye konuştu. Yardım gemilerine
baskın sonrası Türkiye'nin bazı taleplerde bulunduğunu hatırlatan Özügergin, "Bu talepler yerine getirilmediği sürece bazı tedbirler alacağımızı söylemiştik. Bunları, muhatapları zaten biliyorlar, kamuoyları da peyderpey görecek." diye konuştu. Özügergin, alıkonulan gemilerin serbest bırakılması için İsrail'e 10 gün önce yazılı olarak başvurulduğunu da açıkladı.