BDP'lilerin seçim meydanlarında söylediği 'seçim sonrası özerklik' sözlerine tepki olarak İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya 'Sayın Bakanım Güneydoğu'yu kaça sattınız?' diyen vatandaş ile, diyalog anını cep telefonuyla çeken ve çeken kişiye yardım eden başka bir kişi gözaltına alındı. Zanlılar geceyi nezarette geçirdi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ankara'da dün akşam Erzurumlular Derneği ve AK Parti Etimesgut İlçe Teşkilatı'nın düzenlediği programa katıldı. Programda folklor gösterisinin ardından Bakan Ala konuşma yaptı. Programın ardından salondan ayrılırken Bakan Ala'ya M.T. isimli vatandaş 'Sayın Bakanım Güneydoğu'yu kaça sattınız?' diye seslendi. M.T., olay yerinde bulunan güvenlik görevlileri tarafından hemen gözaltına alındı. M.T.'nin Bakan Ala'ya yönelik sözlerini cep telefonuyla çeken F.G. ile yardım ettiği ileri sürülen E.Y. de gözaltına alındı. Etimesgut Karakolu’na götürülen şahıslar, burada ‘hakaretten’ sorgulandı. Şahıslar sabah saatlerinde serbest bırakıldı. 

'Sayın Bakanım Güneydoğu'yu kaça sattınız.' sözü nedeniyle hakaret iddiasıyla ifade veren M.T. yaşadıklarını Cihan Haber Ajansı'na anlattı. Gözaltına alınan M.T., "Dün akşam Sayın Bakanımız Efkan Ala'nın Etimesgut'ta bir programa iştirak edeceğini duydum. Hem bir Erzurumlu hem de AK Partili biri olarak program ilgimi çekti. Bu programa katıldım. Hem konuşmacıların hem de Sayın Bakanımızın konuşmalarını dinledim. Ama medyadan takip ettiğim kadarıyla özerklik ifadeleri, 30 Mart seçimlerinden sonra devletimizi kuracağız ifadelerine karşı, hükümetimizden herhangi bir tepki görmedim şimdiye kadar." ifadelerini kullandı.

'Ben demokratik hakkımı kullandım.' diyen M.T. şöyle devam etti: "Sayın Bakanımıza 'Sayın Bakanım, Güneydoğu'yu kaça sattınız' diye demokratik ifade özgürlüğümü kullandım. Daha sonra beni darp etmeye çalıştılar. Sivil polislerin yardımıyla dışarı çıktım. Demokratik tepkimi ortaya koymama rağmen benimle birlikte 2 kişi ile gece nezarette kaldık. Şimdiye kadar Güneydoğu'da gerçekleşmesine yakın olduğunu düşündüğüm özerklik ya da yeni bir paralel devlete hiç kimsenin sesini çıkarmaması, beni çok üzdü. Bir Erzurumlu olarak Hocaefendi'ye, bu millete bu kadar emeği geçmiş güzel nesiller yetiştirmiş, yaptığı hizmetlerle hem ülkemiz, hem de dünyanın dört bir yanına kaliteli insanlar sunmuş, bir zata paralel devletin başı, ele başı, çete lideri, inlerinde yaşayanlar ifadesi de zoruma gittiği için hem bir AK Partili hem de bir Erzurumlu olarak Sayın Bakanımızı görmüşken bir anda spontane olarak bir tepkim oldu."

M.T., emniyetteki süreci şöyle anlattı: "Emniyette herhangi bir sıkıntı yaşamadım. 'Son günlerdeki haşhaşi ifadelerine mi bağlıyorsunuz' dediler, ben de onunla alakası olmadığını, sadece ülkemi çok sevdiğimi ve Güneydoğu'ya özel bir hassasiyetim olduğunu ifade ettim. İstihbarattan gelenler bana, 'eğitimli insansın Sayın Bakana bu ifadeleri neden kullandınız?' diye sordular. Ben de 'Sayın Başbakan ve bakanların kullandığı ifadeler suç değilse ben suç işlemediğimi' söyledim. Hiç tahmin etmediğim bir şekilde hakaret suçu ile suçlandım. Hükümet üyelerimiz günlük herhalde 100 tane hakaret suçu işliyorlardır. Eğer bu suçsa ben bu suçu işledim. Ama ben bunun suç olduğunu düşünmüyorum. Bu benim demokratik hakkım, onu kullandığımı düşünüyorum. Bu konu ile ilgili suç duyurusunda bulunmayı düşünmüyorum. Bu süreçle ilgili daha sonra mahkemeye çıkarılacağım söylendi."

Kendisinin ilahiyat mezunu olduğunu ifade eden M.T., "Aldığımız eğitim gereği insanları kutuplaştırıcı değil, birleştirici bir üslup takınmamız gerektiğini öğrendim. Maalesef sayın hükümet üyelerimizin toplumun bir kesimine dinsiz, sarhoş ifadelerini kullanırken ve yine şimdiye kadar bu ülkeye yaptığı olumlu hizmetler dışında en ufak resmi bir olumsuzluğu tespit edilmemiş, Hizmet hareketine karşı 'terör örgütü, inlerinde yaşayan insanlar, çete' ifadeleri beni derinden yaraladı. Dindar insanlara bu kadar hakaret edilmesi ve Sayın İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın Sayın Fethullah Gülen'e memleketinde hakaret etmesi beni derinden yaraladı." diye konuştu.