Irak Cumhurbaşkanı Celal
Talabani, ''
terör örgütü PKK'nın en büyük hatasının Türk demokrasisinin değerinin anlamamak olduğunu, görçekleştirilemeyecek rüyalar peşinde koşmanın anlamı olmadığını'' söyledi.
TRT'nin
Arapça yayın yapan El Türkiyye kanalında yayınlanan ''El Türkiyye'nin Konukları'' programına katılan Talabani,
terör örgütünün Kandil'deki varlığının neden sona erdirilmediği yolundaki soruya şu karşılığı verdi:
''Bu konunun iki yöntemle çözümü var. Ya askeri ya siyasi. Askeri yöntemi denedik, Türk ordusu bir çok kez kuzey Irak;a girdi ve her iki büyük Iraklı
Kürt partisi Türk ordusuyla
işbirliği yaptı. Bu
eylem, bu plan başarılı olamadı. Demek ki sorunun çözümü askeri değil, siyasidir.
Talabani, bir başka soru üzerine de, terör örgütü başı
Öcalan'ın örgüt içindeki teröristler üzerinde etkisi olduğunu kaydetti.
Silahlı yöntemin artık geçerli olmadığını, siyasi ve kültürel mücadelenin çok daha önemli olduğunu söyleyen Talabani, ''
Medya, parlamento, kitlesel örgütlenmeler önemli. Biz de dağdaki PKK'lılara
silah bırakıp
siyaset yapmalarını
tavsiye ettik'' diye konuştu.
-TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EN BÜYÜK HATASI-
Türkiye'deki demokratik
açılımın olumlu karşılanması gerektiğini belirten Talabani, ilk defa açıkladığını dile getirdiği bir girişimi anlatırken de, 'Türkiye'den bazı Kürtlerin kendisiyle bağlantı kurarak, Öcalan'ın mesajını getirdiklerini ve görüşlerini sorduklarını' söyledi.
Talabani, ''Ben de şifahi olarak şu hususları ona iletin dedim. En büyük hataları, Türkiye'deki demokrasinin önemini anlamamak'' dedi.
Celal Talabani, Türkiye'de hükümetin başlattığı demokratik açılım ve yeni anayasa sürecinin pek çok imkan sağladığını belirterek, ''ancak bu tarihi fırsatın değerlendirilmediğini'' kaydetti.
Bölgede bir Kürt devleti kurulmasının imkansız olduğunu, rüyaların gerçekleştirilebilir olması gerektiğini ifade eden Talabani,
Kuzey Irak'ta Kürtlerin parlamentolarının da olduğunu örnek göstererek, ''Yarın Kürt parlamentosunun
bağımsızlık ilan ettiğini varsayalım. Irak, Türkiye,
İran ve
Suriye savaş ilan etmedi, sadece kapıları kapattı, görüşmüyoruz, dedi. Bu devlet nasıl yaşayacak? Nasıl ithalat, ihracat yapacak. Nereye gidip gelecek?'' dedi.
-IRAK'TA HÜKÜMET KURMA ÇALIŞMALARI-
Irak'ta seçimlerin ardından 7 ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamamasıyla ilgili olarak yapılan eleştirilere de değinen Talabani, bu eleştirilere katılmadığını belirterek, ''Bu sürenin tamamı hükumet kurma çalışmalarıyla geçmedi. Zira ilk 3 ay seçilen milletvekillerinin anayasa mahkemesi tarafından onaylanması sürecini kapsıyordu'' dedi.
Hükümetin kurulamamasında iki temel sorun olduğunu belirten Talabani, ilk olarak yeni kabinenin kuruluşunun, anayasal mecrada gitmemesinin etkili olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''
Anayasaya göre önce meclis başkanı, sonra Cumhurbaşkanı seçilmeli. Cumhurbaşkanı da parlamentoda en fazla sandalyesi bulunan parti ya da grubu hükümeti kurmakla görevlendirmeliydi. Ancak bu süreç göz ardı edildiğinde, Irak'ta
Başbakanın Şii kökenli olması gerektiği gibi bir durum ortaya çıktı. Şii İttifakı, kendi içerisinde bir isim üzerinde uzlaşamayınca süreç dondu.''
Talabani, şu anda sorunların çözüldüğünü, Irak
Ulusal İttifakı'nın çoğunluğunun Nuri Maliki'yi Başbakanlığa
aday gösterdiğini belirtti.
Irak'ta Şiiler üzerinde İran'ın etkisinden söz edildiğini ancak, 7 aydır İran'ın Şiileri tek bir aday konusunda ikna edemediğini bütün dünyanın gördüğünü belirten Talabani, ''Şiileri bir başbakan adayı konusunda bile ikna edemiyorsa, İran nüfuzu nerede? Irak'ta iç etkenler daha etkili'' dedi.
Kerkük gibi üzeride uzlaşmanın henüz sağlanmadığı bölgelerle ilgili bir soru üzerine Talabani, ''Biz şu anda Irak'taki tüm sorunların çözümünde anayasaya başvurmalıyız. Sorunları anayasa çözebilir. Kerkük konusu ve üzerinde uzlaşma sağlanmayan bölgeler anayasal çözüme sahip. Örneğin bazı vilayetlerin sınırlarının değiştirilmesi konusu var. Çünkü Kerkük,
Erbil,
Süleymaniye, Musul gibi vilayetlerin dışında başka illerde de coğrafi sınır sorunları var'' diye konuştu.
Talabani, bu konularda Türkiye ile resmi olmayan görüşmeler yapılabileceğini de kaydetti.
-''ÖZAL, KAN DÖKÜLMESİNİN ENGELLENMESİNİ İSTİYORDU''-
Talabani, 8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın öldürülmesiyle ilgili iddiaları da değerlendirerek, ''Benim rahmetli Özal'la güzel anılarım vardı. Demokratik ve açık görüşlü bir insandı. Zorlukları ve insanların duygularını anlıyordu. Çok açık görüşlüydü. Öcalan konusunda da diyalogdan yanaydı, kan dökülmesinin engellenmesini istiyordu'' dedi.
Kendisinin
avukat olduğunu ve kimseyi delilsiz suçlayamayacağını söyleyen Talabani, ''Ancak bazı meseleler var ki, dikkati çekiyor. Ailesi de
soruşturma isteme hakkına sahiptir'' diye konuştu.
Talabani, Türkiye ile ilgili düşüncelerini dile getirirken de, ''Türkiye benim için aynı zamanda büyük bir
medeniyet, kültür demek. Yine
İstanbul'u çok seviyorum. İstanbul, medeni güzel bir şehir. Anılarımı
emekli olduktan sonra İstanbul'da yazmak isterim'' ifadelerini kullandı.