Abdullah Abdulkadiroğlu'ndan çarpıcı bir değerlendirme...
ÖRGÜTÜN KİRLİ BAŞÖRTÜSÜ PLANI
BDP'liler; milletvekillerinin
Meclis Genel Kuruluna başörtüsüyle girebilmesine imkan veren teklifte bulundu.
Bunun Ak Parti'yi köşeye sıkıştırmak için yapılmış bir hamle olduğunu savunan da var, bu teklifi desteklemediği için Ak Parti'yi eleştiren de.
Fakat BDP'nin başörtüsü hamlesi sadece Ak Parti odaklı ele alınacak kadar yüzeysel bir konu değil.
Başörtüsü son derece bilinçli seçilmiş, çok özel bir argüman. BDP için adeta kurtarıcı.
Terör
örgütü ve BDP başörtüsünü, varlığını sürdürebilmek ve ileriye yönelik planlarını hayata geçirebilmek için bir malzeme olarak kullanıyor.
Son dönemde
terör örgütü ve onun siyasi uzantısı BDP,
bölgede önemli ölçüde itibar kaybetti. Halkın önemli bir kesimi örgütün kendilerine lanse edildiği gibi din eksenli bir yapılanma olmadığını, hatta dinle diyanetle ilgisinin de bulunmadığını bizzat gördü.
Özellikle
Anayasa referandumuyla başlayan süreçte, kendini dine dayandırma konusunda örgüt ciddi bir yara aldı.
Bunlara karşı da örgüt, birçok kereler farklı şekillerde dini kullanmaya kalktı.
Hatırlayın; DTP döneminde düzenlenen
sınır ötesi operasyonu
protesto yürüyüşünde,
Kuran-ı Kerim'li provokasyon yapılmak istendi.
Elinde Kuran ile slogan atan sakallı bir adam Türkiye'nin gündemine oturmuştu.
Bölge halkının dinine bağlı olması sebebiyle oradaki varlığını, dini kullanarak sürdürmeye çalışan örgüt, vatandaşı devlete karşı kışkırtmak için
hain emellerine hep dini kalkan yaptı.
Gerçekte dinle imanla ilgisi olmayan örgütün, aksine en büyük hedefi dinin bizzat kendisi.
Ölü ele geçirilen
teröristlerin büyük kısmının sünnetsiz çıkması, örgütün dinle ne kadar bağlantılı olabileceği konusunda en net fikir veren örnek.
Örgüt kamplarındaki gayri ahlaki
yaşam da, dinle uzaktan yakından ilgili görünmüyor.
Sokak ortasında imam şehit edilmesi de örgütün dinle nasıl savaştığını göstermeye yetiyor.
İmam Hatip öğrencilerinin yakılmak istenmesi de aynı şekilde.
Bütün bunlar olurken, örgüt kendini kurtarmak için namazı da kullanmadı mı?
İmam katleden örgüt,
sokaklarda
Cuma namazları organize etti.
Her ne hikmetse bugün dini hassasiyetlerden dolayı başörtüsüne serbestlik isteyen BDP'li vekiller, o
sivil itaatsizlik Cumalarından hiçbirinde namaz kılmadı.
Birçoğu ellerinde sigara, kenarda namazı nasıl provokasyon malzemesi olarak kullandıklarını seyrettiler.
Namaz provokasyonlarının en öndeki aktörlerinden biri olan sözde imam, evli olduğu halde başka bir kadınla gayri ahlaki şekilde tatilde yakalandı.
İnkar etmeye kalktı, yüzüne gözüne bulaştırdı, rezil oldu.
Örgüt bölgede;
Anadolu Din Adamları Derneğini kurarak, güya BDP'nin İslamiyete karşı bir parti olmadığını halka göstermek istedi.
Şimdi örgüt bir dönüm noktasına geldi.
Başörtüsü; örgütün bu dönüm noktasında ortaya sürdüğü son kartı.
Meclis'te başörtüsünü kullanarak bölgedeki itibarını kurtarmaya çalışacak. Ayrıca siyasi olarak BDP hakkında bir
kapatma davasının konuşulduğu bugünlerde, bölge halkı üzerinde “dini savunduğu için kapatılmak istendiği” algısını oluşturmak isteyecek.
Bütün dini argümanları bugüne kadar kullanan örgüt,
Kuran-ı Kerim ve namazdan sonra, şimdi son kozu olan başörtüsünü sahneye sürdü.
Yoksa; namazla dalga geçen, İslamiyetle dalga geçen sünnetsiz adamların başörtüsüyle ne işi olabilir ?
Şiddetin dozunu her geçen gün artıran örgüt, şimdi bir yandan itibar kazanmak için başörtüsünü kullanıyor diğer yandan aslına dönerek İslamla savaşa hazırlanıyor.
Terör, başörtüsünü İslam'ı yıpratma aracı ve Türkiye'ye karşı bir
silah olarak kullanacak.
Yakında karşımıza "başörtülü Pkk'lı teröristler" çıkarsa hiç şaşırmayın.
İnsanın hayat hakkına
özgürlük tanımayıp, hamile kadının karnındaki bebeğe kadar katledenlerin, başörtüsüne özgürlüğü savunmaları ne kadar inandırıcı sizce ?
Müslümanın terörist, teröristin de Müslüman olamayacağı düşünüldüğünde, başörtüsü hamlesi örgütün kirli tuzağından başka bir şey değil.
[email protected]
twitter.com/aakadiroglu