Eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in Youtube'a düşen ve kendisine ait olduğu iddia edilen ses kaydında bir bakanla yaptığı görüşmeyi anlatıyor ve "nah dedim" diyordu. Gözler hemen Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e çevrilmişti. Çelik dün yaptığı yazılı açıklamada, "o sesin Teziç'e ait" olduğunu belirtiyor, ancak aralarında böyle bir konuşma geçmediğini belirtiyordu. Teziç'in konuşmasının ayrıntılarında, bir "kontenjan" kelimesinin şifresinden o bakanın Hüseyin Çelik değil, Sağlık Bakanı Recep Akdağ olduğu ortaya çıktı. Recep Akdağ, 26.09.2007'de Radikal Gazetesi'ne kontenjan sorunuyla ilgili Erdoğan Teziç'le yaptığı görüşmeyi şöyle anlatıyor: "Sayın Erdoğan Teziç'le bir kere telefonda konuştum. 'Hocam, siz 15 sene sonra YÖK başında olmayacaksınız, ben de bakan olmayacağım. Ama 15 sene sonra Türkiye'de yeterli hekim kalmayacak' dedim. Teziç bana YÖK'ün hükümetle olan kadro anlaşmazlıklarından söz etmeye başladı. Bir yere varamadık." Teziç'in Youtube'daki ses kaydında geçen "TIP kontenjanı" ile ilgili vurgular ve Recep Akdağ'ın görüşmeyi 2007'nin Eylül'ünde doğrulamış olması "NAH denildiği iddia edilen bakanın Recep Akdağ" olduğunu ortaya çıkartıyor. Akdağ, Radikal'den Murat Yetkin'e Teziç'le yaptığı görüşmeyi 2007'nin Eylül'ünde anlatıyor. Ancak görüşmenin çok daha önceden yapıldığı öğrenildi. Youtube'daki ses kaydının o bölümü şöyleydi: "Geçen gün kalabalığız böyle bir ara Bakan arıyor dediler, bağlayın dedim, hocam işte şeyi bir konuşsak diyor, konuşsak ta kontenjanları artırsanızda bilmem ne de falan.. dedim ki sayın bakan bir şey söyliyecem dedim, siz dedim kariyerden geldiniz dimi dedim, hükümetin YÖK'e karşı tutumunu biliyorsunuz, tek kelime ettiniz mi bakana, Başbakana durumumuzla ilgili? Bu üniversitelere böyle yapılmaz. Bunların ödenekleri,maaşları bak öğretim üyeleri şu durumda, hiç mi aklınıza gelmedi. Şimdi seçim öncesi kontenjan artıracaz, YÖK'le konuştuk ikna ettik , kendinize prim yapacak bir şey.. NAH alırsınız dedim sesimin çıktığı kadar bağırarak.. Sesimi dinliyor ama orada yanında birileri var ki cevap veremiyor..Nasıl amam sesimin çıktığı kadar bağıra bağıra bağıra söylüyorum. Dedim böyle abuk sabuk tekliflerle bize gelmeyin dedim. Biz nereye ne alacağımızı biliyoruz dedi. İyi yaa dedi, siz de kaçan dedi öğretim üyeleri Tıp'ta dedi. Yalnız Tıp! Bir de İmamhatipten mezun olup Milli Eğitim Bakanlığının kadrolarında olanlar var.. Bu mu dedim sizin akademik anlayışınız dedim. Yazıklar olsun dedim. Çok üzüldüm dedim. İste bir müşteşar gelecekti de falan dedi, benle görüşmeye falan gelmesin müşteşar dedim. Lüzum yok, biz nereye ne kontenjan vereceğimizi biliyoruz dedim. Dyorki bana Avrupada öğrenci başına 22 öğrenciye 1 öğretim üyesi düşüyor, Türkiyede 12 ye 1.. Biz o hesapları çoktan yaptık dedim. Bizim strateji raporunu okuyun, çözüm de var orada.. Terbiyesize bak yahu!"