Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Topbaş, 3.
köprüyle ilgili son durumun ne olduğuna ilişkin bir soruyu, arabasından aldığı ''Cumhuriyet'in 50. Yılına Armağan
Boğaziçi Köprüsü'' yazısı bulunan kitabını göstererek yanıtladı.
Kitapta, 1. Boğaziçi Köprüsü'ne olan itirazların, yazıların ve makalelerin toplandığını belirten Topbaş, gelecek kuşakların bu kitabı okuyacağını söyledi.
Birinci köprüye karşı olan anlayışın bugün de devam ettiğini dile getiren Topbaş, ''Aynı anlayış. Hep işe karşılar. O tarihteki insanların yazılarını resimlerini görüyorsunuz'' dedi. ''Köprü olmasaydı karşıdan karşıya nasıl geçecektiniz 5 sene, 10 sene sonra? İki yaka arasında iletişimi nasıl kuracaksınız? Işınlama çıkmadı. Daha öyle bir
icat yok'' diyen Topbaş, şunları kaydetti:
''Yakında
Ulaştırma Bakanımızla birlikte projenin son şeklini
İstanbullulara açıklayacağız. İnşallah hayırlı olur. Biz bu ülkenin insanları ve bu şehri yönetenler olarak bu şehre haksızlık eder miyiz, yanlış yapar mıyız? Halkımızın gelecekte birtakım farklı sözler söylemesine fırsat verecek işler yapar mıyız? Derdimiz bu şehre
hizmet etmek. Metrolar, Marmaraylar,
tünel yollar hep bunun için. Haliç'i temizlemek için 5 kilometre öteden
Kağıthane Deresi'ne Boğaz suyunu getiriyoruz. Günde 60 bin metreküp su gelecek. Hep bu hayal edilmiş, biz yapıyoruz. Ama hep bu tip güzel işlere karşı olan kişiler var. Neden karşısınız diye biraz detayını sorsanız, söyleyecekleri 3-5 kelimeyi geçmez.''
-OTEL SATIŞLARI-
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, Hyatt Regancy ile Swiss
otel'in
satışına ilişkin sorular üzerine de diğer gayrimenkullerde olduğu gibi bu iki oteli de
ihale yoluyla satışa çıkardıklarını belirtti.
İhale şartnamesinde satış bedellerinin yer aldığını belirten Topbaş, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, zannedildiği kadar çok gayrimenkulünün bulunmadığını söyledi.
Kadir Topbaş, şunları kaydetti:
''(Oğlan yemiş oyuna,
çoban yemiş koyuna gitmiş) ve yerlerinde yeller esiyor. Geçmişte bunlar olmuş. Ama onları konuşmuyoruz. Biz (Buradan gelecek kaynağı yatırıma, ulaşıma, park ve bahçelere harcayacağız) dedik. Kapanın elinde kalmasın diye.
İETT arazisini sattık. Parasını 3 yıl önce kasamıza koyacaktık. 1 milyar 156 milyon TL kasaya girecekti. Buna mani oldular. Hizmete dönecek diye. Arazilerimizin satışı var. İDO ve İGDAŞ'ın özelleştirilmesi var.
Bunlarla İstanbulluya hizmet olarak dönecek kaynak oluşturmak istiyoruz. Birileri diyor ki 'Çok borçları var o yüzden arazi satıyorlar'.
Hayır, bizim bütçemize orantıladığımızda ciddi bir borcumuz yok ve vadesi 2028'e kadar yayılıyor. Ana muhalefetin İstanbul'daki yönetimi döneminde bankalar belediyeye çek bile vermiyordu. Onlar batırdılar İstanbul'u. Batırdılar da gittiler. Şimdiki temennileri de o. Ama biz İstanbul'u 2010
Avrupa Kültür Başkenti ve dünyanın takip ettiği bir şehir haline getirdik. İstanbul 5 yıl öncesinden çok daha farklı, 15 yıl öncesinden çok çok daha farklı. Giderek gelişen bir İstanbul var. Bu güzellikleri devam ettirmeyi amaçlıyoruz.''
AA