Topçu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insani tepkiler göstermenin, her insanın
doğal hakkı olduğunu belirterek, ''niyet okuyuculuğunun'' ahlak dışı bir siyasi yöntem olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, bu haftaki grup toplantısında yaptığı konuşmada,
Anayasa değişikliğinin bir ''
AK Parti projesi'' olmadığının altını çizdiğini ifade eden Topçu, Anayasa değişikliğini ''eksik ama olumlu bulduklarını'', 12
Eylülde yapılacak
referandumda, ''
evet'' oyu kullanacaklarını bildirdi.
Referandum sürecinde siyasi çekişmelerin bir tarafa bırakılması gerektiğini vurgulayan Topçu, AK Parti'yi de sorgulayacakları zamanın geleceğini, genel seçimlerde tüm muhalefet partileri gibi kendilerinin de sorgulayacakları şeylerin olacağını söyledi.
Muhalefet partilerinin, sadece
eleştiri yaptığını dile getiren Topçu, ''Bir kere insan kendisine bakar. Eleştiriyorlar ama ne katkı yapmışlar? TBMM'deki muhalefet partileri,
ucuz eleştirilerle Anayasa değişikliğini yıpratmak istiyor. 'Başbakan ağladı, ağlamadı, samimi miydi, değil miydi?' Bunlar polemiktir.
BBP, böyle polemiklere girmez'' diye konuştu.
Topçu, kendisinin de ''
12 Eylül mağdurlarından'' olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmada mağduriyetlerini anlatamayan herkesin hislerini dillendirdiğini ifade ederek, ''Ben o konuşmada bir şeye çok dikkat ettim. Başbakan Erdoğan, her şeyi kağıttan okudu ama Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu ezberden okudu. Bu da dikkate değer bir şeydir'' dedi.
''12 Eylül mağdurlarının'' ailelerinden bazılarının, referandumda ''hayır'' oyu kullanacaklarını açıklamalarına da değinen Topçu, ''Tabii ki herkesin bir siyasi duruşu, bir siyasi kaygısı var. Bu da onların kaygısıdır. Yapacak bir şey yok. Bu konu üzerinde polemik yapmak, bunu tartışmak doğru değil'' ifadelerini kullandı.
'BİZ AB'YE KÖKÜNDEN KARŞIYIZ'
Yalçın Topçu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, siyasi parti liderleriyle ''
terörle mücadele'' konusunda yaptığı görüşmeler kapsamında kendileriyle de yaptığı görüşmede, Başbakan Erdoğan'a, ''
Avrupa Birliği (AB) sürecini dondursak ne kaybederiz?'' diye sorduğunu, ayrıca
terörist saldırılar sürdüğü sürece ''demokratik
açılım''ın sürdürülmemesi gerektiğini de ilettiğini anlatan Topçu, şunları kaydetti:
''Önce bunların
imha edilmesi lazım. Devlet, devlet olduğunu göstermeli. 'Aman' dilemiyorsa imha edecek. Ondan sonra açılımsa açılım,
refah seviyesini artırmaksa, artırmak... Ne gerekiyorsa o zaman yapılır. Biz AB'ye kökünden karşıyız. AB, sadece bir hayal tüneli. AB'nin yerine
Hazar Ortak Birliği veya Türk
İslam Birliği olabilir. Bunlar daha uygundur ve bir fayda getirir. Bugün AB ülkelerinde yaşayan 11 bin
PKK diasporası var. Bunlar ve Türkiye'deki siyasal sözcüleri, referandumun karşısındalar. AK Parti, AB'den bunların teslim edilmesini istemeli. Etmiyorlarsa AB sürecini dondurmalı.
'ÇEKİÇ GÜÇ YILLARCA PKK'YI DESTEKLEDİ'
Topçu, ''
Çekiç Güç''ün yıllarca PKK'yı desteklediğini ifade ederek, şunları söyledi:
''Geçmişte Çekiç Güç'e 'evet' oyu verenler, bugün terör üzerinden
siyaset yapıyor. Bugün bakıyorum MHP'ye, terörü bitirmekten bahsediyor. O zaman Çekiç Güç'ü neden desteklediniz? Rahmetli
Yazıcıoğlu'nun, ömrünü verdiği bir hareketten ayrılmasının en büyük nedenlerinden biri de Çekiç Güç'e 'hayır' demesidir. Yazıcıoğlu, Çekiç Güç'e 'evet' dememek için MHP'den ayrıldı.
Kandil bugün milletin başına belaysa,
İmralı bugün böyle konuşabiliyorsa Çekiç Güç'e 'evet' verenlerin sayesindedir.
Merhum
Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 1996 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in yanına gittiklerini belirten Topçu, şunları anlattı:
''Yazıcıoğlu Demirel'e, 'Bu Çekiç Güç de bir hayır var da biz mi görmüyoruz? Bana bunu anlatır mısınız? Eğer varsa bir hayır, ben de gidip 'evet' diyeceğim' dedi. Sayın Demirel de bize uzun uzun Çekiç Güç'ün zararlarını anlattı ama 'Neticed
e devletin yararı için 'evet' oyu kullanmak lazım' dedi. Rahmetli Yazıcıoğlu da bunun üzerine kendisine, her zamankinden daha fazla 'hayır' diyeceğini söyledi.''