Ege'de ilk
deniz güçlerinin ortaya çıkması ve denizaşırı ticaretin artmasıyla birlikte, gemilerin rotaları üzerindeki bazı stratejik noktalar, eski çağların süper güçleri tarafından
kontrol edilmeye çalışıldı. Bu yerlerden biri de
Çanakkale ve
İstanbul Boğazı ile
boğazın girişindeki adalar oldu.
Çanakkale Boğazı'nda ve yakınlarında, M.Ö. 610 yılından M.S. 1915 yılına kadar 14 deniz savaşı yaşandı. Boğaz, M.Ö. 324 yılında, belkide tüm dünyanın kaderini değiştirecek büyük bir savaşa sahne oldu.
Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi (
ÇOMÜ)
Tarih Bölümü araştırma görevlisi
arkeolog Reyhan Körpe, Büyük Constantinus ile Licinius arasında, Roma'nın paylaşılması için yapılan savaşın, Çanakkale Boğazı'nda yaşanan savaşların en büyüğü olduğunu söyledi.
Savaşta, yaklaşık 400 gemiden oluşan Licinius'un donanmasıyla, 200 gemiden oluşan Büyük Constantinus'un gemilerinin boğazda karşı
karşıya geldiğini belirten Körpe, bu savaştan sonra İstanbul'un Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkenti olduğunu bildirdi.
Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı'nın stratejik bir noktada bulunması nedeniyle tüm
medeniyetlerin gözdesi olduğunu ifade eden Körpe, şunları kaydetti:''Persler'den Araplar'a, Spartalılar'dan Ruslar'a kadar bir çok medeniyet
yüzyıllardır Çanakkale Boğazı'nda
egemen olmak istiyordu. Boğazı ele geçirmek uğruna, burada 14 savaş yapıldı. M.Ö. 610 yılında
Atinalılar ve Akhillieionlular arasında yaşanan savaş, boğazdaki ilk egemenlik savaşıydı. Boğazın hakimiyetini noktalayan son savaş ise yüzyıllar sonra yaşanan Çanakkale Savaşları'ydı.
Türk topçusu Seyit Onbaşı'nın tek başına kaldırdığı topuyla düşmanın en büyük zırhlılarından birini vurarak yaptığı kahramanlık, Çanakkale Boğazı'nı geçmeye çalışan bu son donanmaya ait gemiyi, Atina, Sparta, Roma,
Bizans, Arap,
Venedik ve
İngiliz gemileriyle boğazın derinliklerine gömdü.''