Ergenekon davası
sanıklarından
İstanbul Üniversitesi eski Rektörü
Kemal Alemdaroğlu, "
Ordu Göreve" pankartını açan öğrencilerin
İstanbul Üniversitesi'nde okumasının kendisini bağlamadığını söyledi. Alemdaroğlu, pankartın açıldığı etkinliğin bir miting olmadığını, Cumhuriyet'in 80. yılı nedeniyle düzenlenen yürüyüş olduğunu ifade etti.
Ergenekon davasının bugünkü
duruşmasında hakkında ağırlaştırılmış müebbet
hapis cezası istenen sanık Prof. Dr. Kemal Yalçın Alemdaroğlu
savunmasına başladı. İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Alemdaroğlu, eşi Duygu Alemdaroğlu ile geldiği duruşmada iddianamede kendisine yöneltilen "Ergenekon
örgütünün yapılanması içinde bizzat Ergenekon başkanlığı bünyesinde
sivil şahıslarca yönetileceği belirtilen Teori Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı içinde görevli
yönetici konumunda olduğu ve toplumdaki kariyeri ile ulaşıp etkileyebileceği kesimleri
darbe yaptırmaya
teşvik ettiği" yönündeki iddialarla ilgili savunma yaptı.
Klasörlerle kürsüye gelen Alemdaroğlu, emniyette kendisine suç istinadının anlatılmaması ve
soruşturmanın yanlı, ön yargılı yönetildiğini iddia etti. Susma hakkını kullandığını hatırlatan Alemdaroğlu, atılı tüm suçları kabul etmediğini söyledi. Alemdaroğlu, "Ne bir
terör örgütü üyesiyim, ne de
yasa dışı bir faaliyette bulundum." dedi. Hayatı boyunca
hukuksuzluk ve
insan haklarına aykırılıkla mücadele ettiğini savunan Alemdaroğlu, davanın neden İstanbul'a 75 kilometre uzaklıkta bir yerde yapıldığını, duruşma için İstanbul'da içine 500 kişiyi alacak güvenli bir salon bulunamadığını ve duruşmanın Adalet Bakanlığı'nın talimatıyla mı yoksa
mahkemenin takdiri ile mi cezaevinde yapıldığını heyetten sordu. Alemdaroğlu, katıldığı duruşmalarda bu sorunun kendisi tarafından defalarca sorulduğunu ve cevabını da alamadığını ifade etti.
"Ordu Göreve" pankartının açıldığı bir miting olmadığını ileri süren Alemdaroğlu, "2003 yılında Ankara'da yapılan ve YÖK Başkanı'yla
rektörlerin katıldığı yürüyüş, Cumhuriyet'in 80. kuruluş yılı nedeniyle düzenlenen bir yürüyüştür. Bu yürüyüşte İstanbul Üniversitesi Rektörü olarak YÖK Başkanı'yla en önde bulunmam doğaldır. Bu yürüyüşte "Ordu göreve" pankartını açan öğrencilerin benim üniversitemde olması beni kesinlikle bağlamaz." diye konuştu.
"TÜRBAN YASAĞI UYGULAYARAK DARBE YAPTIM"
İstanbul Üniversitesi'nde görev yaptığı süre içinde
türbanlı kişilerin üniversiteye girmesine izin vermediğini anlatan Alemdaroğlu, "Evet ben darbe yapmıştım, üniversite de türban yasağını uygulayarak. Daha rektör değilken cerrahi kliniğindeki türbanlı asistanı kütüphaneye göndermiştim. İstanbul Üniversitesi'nde rektör olarak göreve başladığımda çağdaş üniversitenin kapalı ve açık alanındaki görüntü o tarihte bir bakıma
İran üniversitelerini andırıyordu. Türban yasağı yaparak sabıkalı oldum. Savcıların her suçu bana yüklemelerinin ardındaki asıl amaç; benim türban sabıkamdır. Üniversitede, kamu kurum ve kuruluşunda türban yasağını uygulamıştım. Bu büyük suçum üzerine TBMM'de 6 kişilik İnsan Hakları Alt Komisyonu'nda sorgulandım ve aklandım. Türbanın üniversite ve kamu kurum ve kuruluşlarına sokulmasına karşı eski bir rektör olarak
Anayasa karşısında yapılan yanlışlıkları her ortamda ifade ettim, edeceğim." şeklinde konuştu.
-"ERGENEKON SANIKLARINDAN SADECE 6'SINI TANIRIM"-
Adli Tıp'ta 25 yıl görev yaptığını belirten Kemal Alemdaroğlu, "Hukuki ve ceza ehliyeti tartışılabilir olan ve sürekli ifadesini değiştiren bir kişinin oyunu sonucunda 86 kişi bu tarihi asrın davasında yargılanacaktır. Böylesi ucu açık dava yoktur. Savcılar darbe kışkırtıcılığı lekesi en iyimser ifade ile ön yargılı olduklarının göstermektedir. AKP karşıtlığımdan suçum çok büyük. Hayatını
demokrasi, barış ve her türlü terörle mücadeleye adamış bir kişi olarak terörle suçlanarak siyasi bir komploya
kurban edilmekteyim. Düşüncelerimden dolayı AKP hükümetinin hedefi oldum. Her zaman her yerde üzerime gelindi." diye konuştu.
Dava kapsamında yargılanan 86 kişiden 5-6'sını tanıdığını öne süren Alemdaroğlu, "
İlhan Selçuk ve Doğu Perinçek'i tanırım. Görüşmelerimiz ise örgüt faaliyeti olarak değerlendirilecek nitelikte değildir. Sanıklardan üniversite görevlisi ya da gazetecileri de mesleğinden dolayı tanıdıklarım vardır.
Veli Küçük,
İlhan Selçuk'la irtibatını benimle sağlıyormuş.
Veli Küçük'ü tanımıyordum ancak bugünkü duruşmadan 5 dakika öncesine kadar.
Sevgi Erenerol ve
Muzaffer Tekin'i bu duruşmalar başlayana kadar tanımamıştım." dedi.
Alemdaroğlu, soruşturma kapsamında mahkeme izniyle yapılan
telefon dinlemelerinin de hukuka aykırı olduğunu savundu.
(CİHAN)