TUSKON Başkanı Rızanur Meral, 160 ülkede faaliyet gösteren Türk okullarının bir emirle kapatılamayacağını söyledi. 

Meral, "Bir kere bu okullar kapatılamaz. Bu okullar özel teşebbüstür. O ülkelerin kanunlarına göre yabancı direk yatırım kapsamında yapılan yatırımlardır. Bunlar talimatla kapatılamaz." dedi. Her yıl 500 civarında okul talebi bulunduğunu ifade eden Meral, bunların kapatılması yönündeki telkinlerin, Türkiye'nin dünyadaki imajına zarar verdiğini ifade etti.

TUSKON ve Bursa Girişimci İş Adamları Derneği (BUGİAD) tarafından organize edilen ‘Türkiye-Batı Afrika Ticaret Köprüsü’, 8 ülkeden 100’ün üzerinde iş insanının katılımı ile Bursa Holiday Inn Otel'de başladı. 

Açılışın ardından basın toplantısı düzenleyen Rızanur Meral, zirve hakkında bilgi verdi. Batı Afrika'nın 8 ülkesinden 110 civarında işadamının Bursalı 300 işadamı ve iş kadını ile ikili görüşmeler yapacağını, 41 teşhir standında sanayicilerin ürünlerini göreceklerini dile getirdi. Meral, amaçlarının karşılıklı yatırımların özendirilmesi ve temelinin atılması olduğunu kaydetti.

 

Türk okullarının bu tür toplantılara katkısına dikkat çeken Meral, şöyle konuştu: "Türk okulları bu insanların buraya getirilmesinde, teşvikinde, yönlendirilmesinde ve iknasında çok büyük rol oynadılar. Aksi takdirde ceplerinde paraları, dünyanın önemli ülkelerine vizesi olan iş insanlarını tutup kendi masraflarını ödeyerek bir ülkeye mal almak üzere getirmek çok kolay değil. Bunu bu okulların desteği ile TUSKON başarmış durumda. Yine Türk okullarında okuyup Türkiye'de üniversite okuyan öğrenciler de bugün 400 iş insanına karşılıklı tercümanlık hizmeti verecekler. Böylece ülkemize en büyük hizmetleri yapıyor olacağız. Türkiye'deki gündemler farklı olabilir, siyasetin gündemi farklı olabilir ama iş dünyası olarak, Türk insanına iş, aş, istihdam temin etmekle sorumlu hissediyoruz kendimizi. Dünya ülkeleri çalışıyor, dünya büyüyor, bizim durmaya hiçbir tahammülümüz yok. Bu bizim için lüks. Onun için TUSKON olarak çatımız altındaki derneklerle dünyayı taramaya devam ediyoruz, dünyayı Türkiye'ye getirmeye devam ediyoruz."

Rızanur Meral, dünyanın çeşitli ülkelerindeki Türk okullarının devlet gücü ve imkanları ile kapatılmaya çalışılması ve bunun hem ülke ticaretine hem de iş dünyasına ne tür zararları olacağı yönündeki soru üzerine şunları dile getirdi: "Bir kere bu okullar kapatılamaz. Bu okullar özel teşebbüstür. O ülkelerin kanunlarına göre yabancı direk yatırım kapsamında yapılan yatırımlardır. Bunlar talimatla kapatılamaz. Bin 200 taneden bir tanesi kapanmış olabilir. Çok önemli değil. Diğerleri faaliyetlerine devam ediyor. Her yıl 100 civarında okul açılıyor. Bu talep çok daha fazla. Şuan imkan olsa her yıl 500 okul açılması talep ediliyor. Ancak buna gerek öğrenci, gerek maddi imkan sağlayabilmek mümkün değil."

Bunların devletin desteği ile olmadığını, Türk insanının kendi fedakarlıkları ile kazandıkları paralarla yaptıkları yatırım olduğuna işaret eden Meral, şöyle devam etti: "Dolayısıyla bunlara bir şey olması söz konusu değil. Bunların kapatılması yönündeki telkinler maalesef ülkemizi dünyada oldukça sıkıntılı bir konuma imaj noktasında getiriyor. Çünkü 22 senedir bu okullardan mezunlar oldu. İnsanlar çocuklarını okuttular, şimdi torunlarını okutuyorlar. O insanlara, 'siz çocuklarınızı 20 senedir yanlış insanlara emanet etmişsiniz' demek o insanlara da çok büyük bir hakaret. Dolayısıyla bunlar sonuç verecek çabalar değil, üzücü çabalar. Bunların da bir an önce sona ermesini arzu ediyoruz, Türkiye için hayırlı olan da o zaten."

Meral, bir gazetecinin, 'Hükümetin TUSKON üyelerine baskı yapıp yapmadığı' yönündeki sorusuna ise şu cevabı verdi: "Türk iş dünyasının tümüne var şuanda baskı. En büyüklerinden başlamak üzere çok yoğun ve sistematik bir sindirme ve yıldırma kampanyası sürüyor şuan. Bundan TUSKON üyeleri de nasibini alıyor. Umudumuz ve arzumuz bu baskıların bir an önce kalkması ve demokratik ülkelerde bulunan düzeylere, sıklıklara gelmesi. Çünkü bunu bütün dünya takip ediyor. Türk iş dünyası bunalmış durumda şuanda. Bu yapılanların hepsi belki hasım belirlenen belli kesimlere zarar vermeyi hedefliyor ama en büyük zararı Türkiye ekonomisine, Türkiye'nin istihdamına, Türk gençlerinin bulacağı işlere ve Türkiye'ye gelecek yatırımcılara oluyor. Bu baskıların bir an önce kalkmasının Türkiye'nin hayrına olacağına inanıyoruz."

Meral, iş dünyasının erken seçim istediği, bu konuda TUSKON'un bakış açısının sorulması üzerine, "Bu siyasetin bilebileceği bir konu. Şuanda seçim takvimi belli. Bunu öne alıp almama siyasilerin kendi kararları. Bazı iş dünyası kuruluşları o yönde görüş bildirdiler. Onların amacı belirsizliğin bir an önce giderilmesi ve Türkiye'nin yoluna devam etmesi yönünde. Ama bu siyasetin vereceği bir karardır." diye konuştu.