Kavgada yumruk sayılmaz
Bir dostum, "Hayatın rümuzları, şifreleri çözmekle geçti, elin oğlu pişkin pişkin bilmezleri oynuyor, bizlere hiç yardımcı olmuyorsun" dediğinde uyandım. Ali
Vural,
Veli Dural ve Mr.
Anderson rümuzlarının arkasındaki isimleri herkesin az çok tahmin edeceğini düşünüyordum çünkü.
Gazetecilik böyle ortamlarda bereketlidir. Bir yerden vurursunuz, bir bakmışsınız, hiç beklemediğiniz bir yerde aks-i sedası duyuluvermiş...
Ergenekon iddianamesi klasörlerini didik didik eden Yeni
Şafak muhabirlerinin eseri olan 'Pamukbank' ile ilgili haberler önce bir medya kavgasına dönüştü, sonra da bereketi alınmaya başladı.
Sağolsun, başka gazetelerdeki titiz araştırmacı dostlarımız da kenarından köşesinden haberi geliştirdiler, olan biteni daha iyi anlamımıza sebep oldular...
Söz konusu dönemden bir günü (19
Şubat 2001) özellikle hatırlatayım: Milli
Güvenlik Kurulu toplantısından
erken çıkan
Başbakan Bülent Ecevit, yardımcısı
Hüsamettin Özkan'ı da yanına alarak bir
basın toplantısı yapmış ve toplantıya
başkanlık eden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i kamuoyuna şikâyet etmişti. Özkan'ın kendisine
Anayasa kitapçığı fırlatan Sezer'e "Nankör kedi" diye hitap ettiğini bir gün sonra öğrenecektik...
Takip eden günlerde ilân edilmek zorunda kalınan 'devalüasyon' yüzünden paramız pula dönecek ve hepimiz bir günde yüzde 50 fakirleşecektik.
"Hepimiz" dediğime bakmayın, bizim fakirleştiğimiz o günleri vurguna çevirenler de oldu. 18 Şubat'ta 630 TL olan 1
Doların değeri
kriz günü 962 TL'ye çıktı, sonra daha da yükseldi.
Citibank'tan Mr. Anderson o günlerin en faal kişisidir. Kriz günü
Merkez Bankası'nın sattığı 5.2 milyar doların kaymağını onun bankası yedi çünkü...
Para büyük, ama böylesine yalın anlatıldığında sanki çerez parasından söz edermiş gibi geliyor. 5.2 milyarlık dövizi Merkez Bankası'ndan alanlar ertesi günün döviz kurundan sattıklarında tam 2.8 milyar dolar kâr etmiş oldular. Paralarının değeri bir gecede 8 milyar dolara çıktı.
Kısa günün kârı işte...
Ne kâr ama! 5.2 milyarın 1 milyar 63 milyon dolarlık bölümünü Citibank aldı. Citibank
yabancı rümuzla anılsa bile Türk olduğu için Mr. Anderson'un tüyosunu 'riskli' bulmuş olmalı ki, Merkez Bankası'nın dövizinin tamamını kendi almak yerine diğer yabancı bankaları da kârına ortak etti. Bir gecenin kârı olan 2.8 milyarı bölüşen çoğu yabancı bankalar şunlar:
Amerikan Citibank,
Alman Deutsche Bank, Koçbank, TEB,
Yapı Kredi, Amerikan Chase Manhattan,
Osmanlı Bankası, Dışbank,
İngiliz HSBC ve Alman WLB...
Citibank'in bir gecede tek başına elde ettiği kârı da yazayım: 304 milyon dolar...
Peki kimdi bu Mr. Anderson rümuzlu kişi?
Kavgaya tutuşan gazetelerden Akşam'da yer alan bir haberde
Hürriyet gazetesinde ekonomi yazıları yazan bir meslektaş suçlandı; "
Kemal Derviş'e yakındı, ondan öğrendi, patronuna duyurdu" diye... Kemal Derviş, bildiğimiz üzere, siyasi kargaşadan ve devalüasyon kararından sonra ülkemize geldi ve sorumluluk üstlendi. 'Kaynak' o olmaz...
Yanlışı düzelten Hürriyet yazarı
Enis Berberoğlu farklı bir adres gösteriyor:
Güneş Taner...
Okuyalım: "İşte böyle bir gergin iklimde, 21 Şubat
Çarşamba günü Başbakanlık'ta bir toplantı başladı. / Eğer yanlış hatırlamıyorsam, saat 17.00 sularında
Güneş Taner Başbakanlığa geldi. / Giriş ve ayrılışı sırasında kapıdaki gazetecilere söylediği bir-iki cümle beni uyandırdı. /
CNN Türk kanalını yöneten Taha Akyol'a, olağanüstü durum ikazında bulunduğumu iyi anımsıyorum. / Nitekim, toplantı uzadıkça dışarı sızan bilgiler o gece dalgalı
kura geçileceğini gösterdi. / Biz de piyasalar kapandıktan sonra, saat 19.30 sularında haberi verdik, geçti gitti."
Buradan çıkan sonuç açık: Güneş Taner... Esasen Enis Berberoğlu da 'kaynak' diye andığı kişinin o olduğunu gizlemiyor. Okumaya devam edelim: "Gelelim kaynak meselesine... Kemal Derviş olmayacağına göre... Acaba kim ya da kimlerdi? / Peşinen söyleyeyim, eğer ismini yazdım diye, bu sefer de, Güneş Taner'den kuşku duyarlarsa... / Evet hem benim, hem de Erdal'ın Güneş Taner'le arası iyidir. Taner'in kişiliğini sever, ekonomi hâkimiyetini teslim ederim... Ama baştan söyleyeyim, Güneş Taner bizim grupta hiç çalışmadı."
Çalışmış, çalışmamış ne fark eder?
Bazıları medya kavgalarından rahatsız oluyorlar. Doğrudur, her kavgada birilerinin itibarı zedeleniyor. "Kavgada yumruk sayılmaz" meseli, yumruğun bazen onarılamaz etkileri de oluyor. Bu defa da olacaktır.
Ancak, rümuzlu tartışılan bir ortamda, hangi rümuzun arkasında kimin olduğunu başka nasıl öğrenebiliriz ki?
Umarım, "Ali Vural kim, Veli Dural kim?" diye öteki rümuzları da bana sormazsınız...
* * *
Ergenekon iddianamesinde yeralan Pamukbank operasyonuyla ilgili ilginç
telefon kayıtları gündeme
bomba gibi düşmüş, sonrasında da iki medya grubu arasındaki savaş tamtamları tekrar çalmaya başlamıştı. Samanyoluhaber.com iddianamede geçen DEHŞET KAYITLARI yayınlamıştı.
İŞTE ŞOK EDEN TELEFON GÖRÜŞMELERİ
KARAMEHMET'E DOĞAN OYUNU MU?
Çukurova Grubu'nun sahibi Mehmet
Emin Karamehmet'e ait Pamukbank'a el konulduğu 18 Haziran 2002 gecesinden 2 gün önce Ali Vural, 17.30'da Veli Dural'ı cepten arayarak, "Abi, 'O' konuda işler yolunda mı?" diye soruyor. Veli Dural ise, "Endişe edecek bir durum yok" diye karşılık veriyor. Ali Vural da, "Tamam abi sana güveniyoruz. Aman abi sorun falan çıkarsa önce beni ara gözünü seveyim" diye konuşuyor. Belgelerde Ali Vural'ın bahsettiği "O" konunun Pamukbank'a el konulma çalışmaları olduğu vurgulanıyor.
Peki Veli Dural KİM? Serdat Turgut deşifre etti
TIKLA
Akşam, Doğan'ı transferle vurdu
MHP lideri Bahçeli de göz yummuş!
Kemal Derviş'e vahim suçlama
Doğan medyası ateş püskürüyor !
Yılmaz bu sefer fena yakalandı