Amerikan New York Times gazetesi,
İran'a nükleer programından dolayı
yaptırım uygulanması için
Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nde yapılan oylamada
Türkiye'nin "hayır" oyu vermesini, "
ABD için iç muhasebeye yol açan bir tokat" olarak yorumladı. Gazetede Sabrina Tavernise imzasıyla yer alan haber analizde İran ve Türkiye ise "garip
yatak arkadaşları" olarak nitelendirildi.
Tavernise,
eksen kayması yönündeki yorumlara "Doğu-Batı köprüsü Türkiye, daha çok Batılı olmak için çıktığı yolda kaybolduğu için Doğu'yla yan yana bulunuyor." değerlendirmesi yaparken, gazeteye açıklamada bulunan Amerikalı bir uzman ise Türkler, sahip oldukları vizyonun kağıt üzerinde çok iyi olduğunu; ama Amerika'nı yakın müttefiki ile Arap sokaklarında popüler olmak arasındaki dengenin başarması müthiş zor bir şey olduğunu fark ediyorlar." diye konuşuyor.
Sabrina Tavernise,
New York Times'taki yazısının başında İran ve Türkiye'yi, "garip yatak arkadaşları" olarak niteliyor. Birinin sekülerizmi emreden anayasaya sahip bir NATO
ülkesi olduğunu, diğerinin ise nükleer programı ABD'nin son yıllarda dış
politikasını en çok zorlayan problemi olan bir "
İslami
Cumhuriyet" olduğunu dile getiriyor. Taverniese ardından "Neden bu iki ülke, Türkiye'nin İran'a yeni
yaptırımlar uygulanmasına karşı oylayarak ABD'ye açıkça karşı gelmesiyle, beceriksiz bir kucaklaşmaya kilitlendiler?" diye soruyor.
Türkiye'nin İran'a yönelik yaptırımlara "hayır" oyu vermesinin ABD için "bir iç muhasebeye yol açan tokat" olduğunu kaydeden
NY Times yazarı, ABD
Savunma Bakanı Robert Gates'in, Londra'da yaptığı değerlendirmede bu gelişmeyi Türkiye'nin "
doğuya doğru ilerlemesi" olarak yorumladığını hatırlatıyor.
"TÜRKİYE, BATI'YA DOĞRU ÇIKTIĞI YOLDA KAYBOLDU"
Tavernise, ardından şöyle devam ediyor: "Rağbet kazanan hikaye şu: Doğu-Batı köprüsü Türkiye, daha çok Batılı olmak için çıktığı yolda kaybolduğu için Doğu'yla yan yana bulunuyor. Ancak burada birçok kimse bunu böyle görmüyor. Onlara göre Türkiye kaybolmadı, basitçe Ortadoğu'daki problemlere nasıl yaklaşılacağı konusunda ABD ile anlaşamıyor. Obama yönetimi yaptırımları seçerken, Türkiye ise İran'ın nükleer
bomba yapmasını önlemede işbirliğinin daha fazla şansa sahip olduğuna inanıyor. Bu amaçla,
Tahran ile nükleer programı konusunda aktif bir arabuluculuk yaptı."
Görüşlerine başvurulan
Sabancı Üniversitesi'nden tarihçi Halil Berktay da "eğer Türkiye kendisini Batı'dan koparır ve İslam dünyası ile aynı hizaya koyarsa dehşete düşerim; ama şu an olan şey bu değil" diyor. Berktay, "Türkiye, 'Köprüler kurmaktan bahsediyorsunuz. Köprüleri inşa etmenin yolu bu' diyor." şeklinde konuşuyor.
ABD ve Türkiye arasındaki ayrılığın merkezinde İran ve niyetinin ne olduğu konusundaki temel anlaşmazlık yattığını belirten Tavernise, ABD için İran'ın "nükleer bomba üretecek kadar düzenbaz ve onu kullanacak kadar çılgın bir ülke" olduğunu kaydediyor. Ancak Türkiye yönetiminin, İranlı liderlerin, iş nükleer bomba üretmeye geldiğinde orada duracaklarına inandıklarını kaydeden Tavernise,
Başbakan Tayyip Erdoğan'a yakın bir ismin "İran'la ilişkiler normalleştiğinde ve İran diğerleri ile ilişki kurduğunda, bomba üretmeyeceğine inanıyoruz." dediğini aktarıyor. Aynı yetkili, daha önceki yaptırımların da işe yaramadığını kaydediyor.
Türkiye'nin İran'la iletişime geçmesinin nedenlerinden birinin de "gerçekçi politika" olduğunu belirten Tavernise, İran'ın Türkiye'nin komşusu olduğuna ve Türkiye'nin doğalgazının beşte birini İran'dan aldığına dikkat çekiyor. Ardından İran ve Türkiye arasındaki
ekonomik ilişkilerden ve işbirliğinden örnekler veren NY Times yazarı, nükleer görüşmelerin de bunun bir parçası olduğunu savunuyor.
"WASHINGTON TAKAS ANLAŞMASININ İRAN HİLESİ OLDUĞUNA İNANIYOR"
Ardından
Brezilya ve Türkiye'nin arabulucuğuyla imzalanan
takas anlaşmasından bahseden Tavernise, bu konuda Dış İlişkiler konseyi uzmanlarından Steven Cook'un "
Washington'daki geçerli duygu, anlaşmanın bir başka İran hilesi olduğu ve Türkiye'nin, İran'ın ekmeğine yağ sürdüğü yönünde" şeklindeki sözlerini aktarıyor.
Sabrina Tavernise, Türkiye'nin bölgedeki dengeleri bozacağı için nükleer silaha sahip İran'dan korktuğunu; ancak Obama yönetiminin yaptırımlarının bir savaşa yol açmasından da çekindiğini endişelendiğini ifade ediyor.
USAK Başkanı
Sedat Laçiner de "Batılı ülkeler bir şeyler yapıyor, faturayı Türkiye ödüyor. Başka bir
Irak istemiyoruz." diye konuşuyor.
ABD'nin yaptırımlara olumsuz oy vermesinden hayal kırıklığına uğradığı ve bunun Obama yönetiminin Türkiye'ye olan desteğine zarar verebileceğini belirttiği aktarılan yazıda, Türkiye'nin hesabının ise çok pragmatik olduğu, "hayır" oyu yaptırımı durdurmazken Türkiye'nin Arap caddesinde çalışmalarını sürdürmesine olanak tanıdığı savunuluyor.
Ortadoğu'ya yönelik politikaların oluşturulmasında
yardım olan bir uzman ise Tavernise'e açıklamasında şu ifadeleri kullanıyor: "Kendi akıllarına göre, bizden daha zekiler. Bizi ahmak amigo olmak isteyenler olarak görüyorlar. Ama aynı zamanda 'Bakın, bizi sizin için daha kullanışlı olacağız' diyorlar."
Türkiye'nin bölgedeki yükselişinin korkulacak bir durum olmadığını belirten aynı uzman, Türkiye'nin İran'ın Ortadoğu'daki etkisine karşı koyduğunu; bir NATO müttefiki, güçlü bir ekonomi, canlı bir
demokrasi İsrail ile ilişkileri olan bir ülke olarak da İslam dünyasına öğretecek şeyleri bulunduğunu; ve bir Amerikan aleti olarak bir rol oynayamayacağını belirtiyor. Ancak yine de "Türkler, sahip oldukları vizyonun kağıt üzerinde çok iyi olduğunu; ama Amerika'nı yakın müttefiki ile Arap sokaklarında popüler olmak arasındaki dengenin başarması müthiş zor bir şey olduğunu fark ediyorlar" diye ekliyor.