Yabancı bir lider, ta
Amerika’dan gelip
Ahmet Türk’ün gözünün içine baka baka:
- “PKK terör örgütüdür, şiddetle bir yere varılmaz” deyince bizimki kuzu kuzu dinliyor, hiç itiraz etmiyor. Ama sen-ben söyleyince kızıyor.
Neden?
E çünkü
yabancı, aynı zamanda eşitlik,
diyalog ve uzlaşı gibi lâflar da söyledi.
Peki, biz söylemiyor muyuz?
Söylemedik mi?
Dilimizde tüy bitti.
Ama Ahmet Bey, Türklerin söylediğine değil Amerikalının söylediğine bakıyor.
***
Ben beklerdim ki
bağımsızlık havarileri,
misafir Amerikalıya desinler ki:
- İçişlerimize karışma... Türkler-
Kürtler biz problemimizi kendimiz çözeriz.
Niçin diyemiyorsunuz?
Ne biçim insanlar olduk? İşimize gelen lâfları beğenip alkışlıyoruz, işimize gelmeyenleri ise hiç duymuyoruz.
İşte...
Bu önemli ziyarette bir dizi konu varken Onur Öymen, Rasmussen meselesini öne çıkarıyor. MHP ise Azerbaycan’ın ipine sarılıyor.
Bu mu hepsi?
Başka değerlendirme yok mu?
***
Misafir Başkan, ruhumuzu da okşadı. Laik
Cumhuriyet ve
Atatürk’le ilgili duruşu ve üslubu bizi mutlu etmiştir.
Ama gençlerle sohbetini “ezandan önce bitireceğim” demesi, birilerinin hoşuna gitmedi.
Vah vah.
Müslüman bir ülkede ezan kelimesinden bile rahatsız olunacağını nereden bilseydi?
RAUF TAMER-POSTA