Törene, MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli,
Alparslan Türkeş'in oğlu ve
Ankara Milletvekili
Tuğrul Türkeş, parti yöneticileri, partililer,
Ülkü Ocakları Derneği mensupları ve vatandaşlar katıldı.
Tören başlamadan önce
Kuran-ı Kerim okundu.
Daha sonra Bahçeli, Türkeş'in mezarına kırmızı beyaz karanfiller bıraktı, kabirdeki çiçeklere su verdi ve dua okudu.
Bahçeli, kabre, Türkeş'in memleketi olan Kayseri'nin
Pınarbaşı Köşkerli Köyü'nden getirilen toprağı da serpti.
Daha sonra bir konuşma yapan Bahçeli, Türkeş'in vefatının üzerinden geçen 12 yıla rağmen ona olan sevgilerinin hiçbir zaman azalmadığını aksine yaşanan siyasal olayların onu hep haklı çıkartmış olmasının, hayatta iken ortaya koyduğu vizyonun doğruluğuna kendilerini daha da inandırdığını ve bağladığını ifade etti.
Bahçeli, ''Merhum Türkeş Bey, yaklaşık yarım yüzyıl önce, milletimizin yine bugünkü gibi ağır buhranlara boğuştuğu ve kendi değerleri içinden bir umut aradığı dönemde ortaya çıkarak, muhteşem eserlere damgasını vurmuş gerçek bir
dava adamıdır'' dedi.
Türkeş'i ''Yürekten inandığı ve gönülden bağlandığı Türklük aşkı uğruna, her türlü meşakkati göze alan ve yaşayan, çelikten iradesi ve sarsılmaz azmi hiçbir tereddüt belirtisi göstermeyen tam bir
inanç timsali'' olarak niteleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yetiştirip emanet ettiği
ülkücü gençlik ile vatanı için fedakarlığa, milleti için göreve hazır bir siyasal kadro olan MHP, O'nun en büyük eseridir. Bu eserlerle ne kadar övünsek azdır.
Bu
anma yılını bundan öncekilerden daha anlamlı kılan husus, Başbuğumuzun kurucusu ve ilk genel başkanı olduğu MHP'nin 40. kuruluş yılını yaşıyor olmasıdır. Hiçbir zorluğa teslim olmadan, inanç ve azimle yürütülen bir mücadele sonunda, 1969 yılında Adana'da yapılan kurultay ile üç hilalli sembolüne ve bugünkü adına kavuşan MHP onun liderliği ve kılavuzluğu ile yılları aşarak bugünlere gelebilmiştir.
Yüreği millet sevgisi ile çarpan cesur aydınlardan oluşan bir avuç mücadele adamının O'nun öncülüğünde başlattığı bu uzun
yolculuk aşama aşama köklenerek bugün vazgeçilmez bir siyasal hareket haline gelmiştir. Ve elbette ki, bugünkü milli teveccüh öyle kolay gerçekleşmemiş, O'nun liderliği ile geçen yıllarda,
ülkemiz için çekilen çile, yaşanan meşakkat ve toprağa düşen şehitlerle dolu muhteşem bir mücadele ile ulaşılmıştır.
Bir yandan bu mücadele sürerken, Türk milliyetçiliği yine O'nunla siyasallaşmaya başlamış ve milletimizin tertemiz vicdanında ve muhterem Türk ailelerinin gönlünde tutunabilmiştir. Türk milliyetçileri, O'nun liderliği ile kendilerine dayatılan sınırlı bir siyasal hareket alanını, yürekli ve
akıllı bir siyasi mücadele ile bugüne kadar uzanan çizgide kırılma olmaksızın sürekli genişletmesini bilmişlerdir.
Bugün, karşımızdaki ağır ve
tahrik edici, tahammülü çok zor olan milli sorunlar karşısında dahi Türk
Milliyetçileri ve ülkücü gençlik sağduyulu, gerçekçi ve dengeli davranabiliyorsa, bu hasletlerin yerleşmesinde şüphe yok ki liderimizin etkisi çok büyüktür.''
-''ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM, YÖNETİME TALİP OLMA İMKANI SUNMAKTADIR''-
Bahçeli, bugün MHP'nin ''yalnızca milletin bekasını düşünen en dinamik ve şuurlu
siyasi hareket olmasının yanında, milliyetçiliği hayatın her alanına uygulanabilir bir
toplum projesi ihtiyacının da sorumluluğunu duyduğunu'' belirterek, ''MHP, onun açtığı yolda ilerleyerek ülkemizin her sorununa
cevap verebilecek fikir, vizyon ve kadroları yetiştiren ve daha da önemlisi milliyetçiliği, toplumun
siyaset algısında merkeze çeken bir siyaset okulu haline gelmiştir'' dedi.
Milliyetçilerin, ülke sorunlarını aşmanın yolunun ayrılıkları derinleştirmek, kavgaları kızıştırmak, insanlarımızı birbirine düşürmekten değil, milli hassasiyetlerde uzlaşma,
dayanışma ve yardımlaşmayla olacağını bildiklerini ve ısrarla savunduklarını ifade eden Bahçeli, ''Ne var ki, Türkiyemizin talihsizliği, çığ gibi büyüyerek milli varlığımızı tehdit edecek boyutlara ulaşan beka düzeyindeki tehlikeleri durduracak milliyetçi bir
iktidarın ülkeyi yönetmiyor olmasıdır'' diye konuştu. Bahçeli, şunları söyledi:
''İçinde bulunduğumuz yüksek hassasiyet, tarihin ülkücü harekete kazandırdığı engin tecrübe ve yüzyıllık Türk milliyetçiliği davasının oluşturduğu ortak akıl, bizlere
sabır, metanet ve dikkat
tavsiye etmektedir. Özellikle en hassas olduğumuz milli meselelerin tahribatı karşısında göstereceğimiz uyanıklık ve dik duruş yalnızca Türk milletinin değil, umudunu bağladığı milliyetçi hareketin üzerinde oynanan oyunların, kurulmaya çalışılan tuzakların da boşa çıkmasını sağlayacaktır.
Merhum Türkeş beyi kaybımızdan buyana geçen 12 yıldan sonra da milliyetçi, ülkücü irade ve onu sevenleri buradadır, dimdik ve inançla ayaktadır.
MHP,
merhum Türkeş Bey'den devraldığı seviyeli, ilkeli, tutarlı siyaseti ile Türkiyemizin, 21. yüzyılda lider ülke olma hedefine bayraktarlık yapmakta, tek başına iktidar hedefine doğru yürüyüşünü sürdürmektedir. Siyasal gelişmelerin ilerlediği istikamet doğru okunduğunda, önümüzdeki dönem, meseleleri
Türkçe okuyan Milliyetçi Hareket için ülke yönetimine talip olma imkanı sunmaktadır. Buna ulaştığımız an Başbuğumuza olan gönül ve dava borcumuzu bir nebze olsun
ödemiş olacağız.
Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Başbuğumuz merhum
Alparslan Türkeş Bey'i ve aziz ülkü şehitlerini saygı, sevgi minnet ve rahmetle yad ediyorum.
Bu mukaddes borcu ifa ederken, merhum liderimizin kabrinin nur, mekanının Cennet olmasını Cenab-ı Allah'tan diliyorum.''
Konuşmanın ardından
törene gelenlere lokum dağıtıldı.
AA