Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, "Evet her iki kişiden biri bize oy veriyor ama diğeri de nefret ediyor" dediğini hatırlatan, iktidara yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesinden Ahmet Sağırlı, 'Toplumun öbür yarısı' başlıklı analizinde, "Başkanlık sistemine geçince bölünmüşlük ortadan kalkacak mı?" diye sordu.
İç güvenlik paketini de eleştiren Sağırlı'nın, "Güvenlik paketi ile toplumunu sükûnete kavuşturabilen hiçbir ülke yoktur... Paket bir işe yarasaydı o dönemde yarardı. 12 Eylül’den önce yarardı." ifadeleri de dikkat çekti.
İşte, Sağırlı'nın yazısının ilgili bölümü:
İki hafta önce Bülent Arınç, "Evet her iki kişiden biri bize oy veriyor ama diğeri de nefret ediyor" demişti.
Çok sıradan bir şey söylüyormuş gibi davrandık. Sıradan, herkesin bildiği bir şey…
Bu ayrışmayı ciddiye aldığımıza dair hiçbir emare yoktur.
Bizim beklentimiz ne? İnceldiği yerden kopsun, işinize gelirse demiş olamayız. Kabullenecekler ve alışacaklar beklentimiz olabilir mi? Böyle bir beklenti gerçekçi mi?
Yoksa "hele şu badireyi de atlatalım" sonra ortalığı yatıştırma işlerine bakarız mı diyoruz.
Badire dediğim seçim.
Beklenti büyük. Artık açıkça deklare edildi. 400 milletvekili çıkaracağız, anayasayı değiştireceğiz, başkanlık sistemine geçeceğiz.
Başkanlık sistemine geçince bölünmüşlük ortadan kalkacak mı?
Zapt-ı rapt ihtiyacı ve arzusu azalacak mı?
Ben büyük ümid bağlanan güvenlik paketinin hiçbir işe yaramayacağını düşünüyorum. Güvenlik paketi ile toplumunu sükûnete kavuşturabilen hiçbir ülke yoktur.
12 Eylül'den önceki eylemler de, sonraki terör eylemleri de paketlere muhtaç değildi. Demirel'in Cumhurbaşkanı sıfatıyla, "Devlet bazen rutin dışına çıkar" dediği tedbirler ve faili meçhuller dahil denenmedik yol, alınmadık tedbir kalmamıştı. Paket bir işe yarasaydı o dönemde yarardı. 12 Eylül’den önce yarardı.
Poşu takanı içeri aldın. İyi… Takan sayısı 10 bin, 30 bin, 50 bin olduğu zaman ne yapacaksın? Görmezden geleceksin. İrade ne olacak?
Hakaret edeni içeri aldın. Bir aldın, beş aldın, 300, 500, 5000 olunca ne olacak?
Bu soruya cevap olarak , "Ne yapalım yani? Hakaret edene ses çıkarmayalım mı, duymazlıktan mı gelelim, burası dağ başı mı?" diyorsanız, yedekte ikinci bir cevabınız veya hazırlığınız yoksa dönüşü olmayan bir yola girmişsiniz demektir.