DSİ tesislerinde Adanalı bürokratlara demokratik
açılımı anlatan
Atalay,
terörün sadece AK Parti'nin, hükümetin değil
Türkiye'nin bütün siyasi partilerin sorunu olduğunu kaydetti. Süreci tam bir toplumsal farkındalıkla birlikte değerlendirerek yürüttüklerini aktaran Bakan Atalay, dünkü görüşmelerden memnun olduklarını ifade etti.
Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun ilkesi çerçevesinde giderek gücünü, uluslararası etkinliğin artıran arttıran bir
ülke konumuna geldiğini vurgulayan Atalay, "10 yıllardır özlediğimiz, dışarıda liderlik sergileyen ülke haline geldik. Biz bunu önemli görüyoruz. Uluslararası alanda ayağımızda iki pranga var. Daima her yerde, her dış faaliyette, her uluslar arası platformda önümüze çıkar bunlar. Her zaman aleyhimize
lobiler yaparlar. Bunlardan birisi
Ermeni diasporasının çalışması ikincisi
PKK terör örgütü ve o irtibatlı çalışmalardır. Türkiye'de
demokrasi yoktur, soykırım yapılmıştır gibi sürekli olumsuz lobi yapılır. Bunlar bazı ülkelerin parlamentosunda soykırımla ilgi karar çıkarttı. Çin'de Uygur-
Sincan bölgesindeki katliamdan sonra Türkiye olaya biraz fazla müdahil oldu. Çin 'bizden de talep var. PKK temsilcilik açmak istiyor. Ama izin vermiyoruz' dedi." diye konuştu.
"TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ AÇMAK İÇİN SORUNLARINI ÇÖZMEMİZ LAZIM"
Türkiye'nin önünü açmak ve daha büyütmek için bu iki sorunu çözmeye karar verdiklerini dile getiren Bakana Atalay, "Şu günlerde
Ermenistan ve
Azerbaycan başkanları 5. toplantıyı yaptılar 6.'yı yapacaklar. Bu görüşmeler bu süreçten sonra oldu. Biz Azerbaycan'ı hep Türkiye ile bir millet olarak gördük ve aynı duygularımız devam ediyor. Bu süreç içinde Karabağ sorunu da halledilecek. Yanı Türkiye bir anlamda bölgemizdeki sorunları da çözüyor. Bununla dünyada Türkiye aleyhine en kötü en kara çalışmayı yapan Ermeni diasporasının çalışmasını önlemiş olacağız. Biz onlara çağırıda bulunduk, 'gelin bir tarih heyeti kurulsun bütün arşivler açılsın tarih incelesin karar versinler bir razıyız' dedik. Diğer bir konumuzda terör ve terör irtibatlı çalışmalar. Açılımın iki boyutu var. Birincisi terörün sonlandırılması ikincisi demokratik standardımızın yükseltilmesi." şeklinde konuştu.
Terörün 25 yıllık süreçteki kayıplarının Türkiye'ye neye mal olduğunu herkesin bildiğini ifade eden Bakan Atalay, "Ama bütün ülkelerde olduğu gibi birileri 'buda bitsin' demeli. Böyle gelmiş böyle gitsin denilebilir, yine şehitler gelir
kavga devam eder. Uluslararası alanda bu aleyhimize kullanılabilir. Ama biz böyle gelmiş böyle gitsin demiyoruz. AB sürecini geri dirilttik Nerede büyük sorun varsa el atıyoruz." açıklamasında bulundu.
Terörle güvenlik konusunda bütün mücadelenin devam ettiğine hatta meclisin 2 yıldır
sınır ötesi harekât izni de verdiğine dikkat çeken Bakan, "Binin zerinde
uçak sortisi yapıldı ama terör bir seviyede devam ediyor. Sadece güvenlik güçlerinin çabasıyla terör bitmiyor. Bunun sosyal, hukuki,
ekonomik boyutu var. Biz daha kapsamlı
terörle mücadele programı yürütüyoruz. Uluslararası alanda terörü yalnızlaştırarak, birlik bütünlük çağrılarını yaparak." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE 15 -20 YIL ÖNCE KONUYA EL ATSAYDI ÇÖZÜM DAHA KOLAY OLURDU"
Türkiye'nin 15-20 yıl önce bu konuya bugünkü gibi kapsamlı el atsaydı bunun çözümünün daha kolay olacağına işaret eden Bakan Atalay şöyle devam etti. "Şimdi biraz zor ama yine bu kapsamda değerlendirilmezse daha da zorlaşacak. İçerde kardeşliği pekiştiren, asırlardan gelen
medeniyet değerlerimizi ve bizi birbirimize yapıştıran o tutkalları devreye sokarak kardeşliğimizi derinleştirmeliyiz. Terör örgütünün veya uluslararası istismarcıların elinden o istismar konularını almamız gerekir. Bütün toplumsal problemlerde daha fazla demokrasi en önemli çözümdür, panzehirdir. Bütün insanlarımıza, yürekten benliğiyle hissettiği ben eşit onurlu bir vatandaşım duygusunu yerleştirmek istiyoruz."
Birileri ülkedeki bazı konuları sürekli kaşıdığını dile getiren Bakan Atalay, " Ülkemizde insanlar birbirine karşı kin duysun nefret duysun ayrışsın diye uğraşmışlar. Hep çeşitli ayrıştırma unsurlarını kullanmışlar, en azından 50-60 yılı biz biliyoruz. Bu büyük millet bütün renkleriyle, çiçekleriyle, ırmaklarıyla ülkemizin zenginliğini oluşturuyor. Açılım bütün bu fitneleri istismar unsurlarını kaldıran bir program. Kardeşliğimiz var. Ama sorunlu alanlarda var. Kimi
Kürt sorunu kimi alevi, başka yerde başka sorun deniyor. Bunlar toplumsal yaralar olur bu yaralar oluşmadan çözelim. Üniter yapımız bundan zarar görmez aksine güçlenir. Bu çalışmalar birilerinin hafif hafif zedelemeye başladığı bu birliği bütünlüğü daha da güçlendirmek içindir. " değerlendirmesinde bulundu.
"TERÖR BÜYÜK BİR SEKTÖR HALİNE GELDİ"
Terörün büyük bir
sektör olduğuna vurgu yapan Bakan Atalay konuşmasına şöyle devam etti: "Bir durum bir statüko uzun süre devam ederse, o durumdan ve statükodan nemalanan pek çok unsur oluşur. Onlar o statüko kütü de olsa toplumun büyük kısmının aleyhine olsa da değişmesini istemezler. Çünkü değişirse kendilerinin aleyhine olacağını bilirler. Bunun içinde
uyuşturucu ticareti vardır,
silah ticareti vardır, bundan konumlanan pek çok konum sahibi var. Bundan siyaseten de nemalananlar var ve pek statükonun değişmesini istemiyorlar. Bu değişecek, yani gençleşen, eğitimi artan, rasyonelleşen vatandaşımız toplumumuz bunu değerlendirebiliyor. Hiç birimizin onaylamadığı Habur'da Silopi'de olanları önlemek içinde
güvenlik tedbirleri dışında bütün her şeyi denedik. DTP başkanıyla görüştük. O görüntüleri onaylamıyoruz katiyen, bundan sonra da olmayacak. Bunlar planlı bir şey değildir. Birileri onları kullanıyor. Terör örgütüyle terör başıyla müzakere ediyor diyorlar. Bunları kabul etmiyoruz. Bizim bir programımız var demokratik açılım var onu yürütüyoruz. Muhatabımız millet ve meclistir."
"DAĞDAN İNİŞLER DEVAM EDECEK"
Dağdan inişlerin devam edeceğini anlatan Bakan şunları söyledi: "Çağrımızı yapıyoruz.
Kuzey Irak'ta, o toprakta yaşayamayacaklar. Gelin teslim olun. Gelenler gibi. Türk
ceza kanunu 221 ihtiyacı karşılıyor. Gelenler onun ikinci fıkrasına göre geldi. Gelecek teslim olacaklar. Hiçbir yerde silah bırakılmadan, gelip teslim olmadan terör bitmemiştir. Hedef bu kadar nihayettir. DTP bu süreci tahrip etmiştir, yanlış yaptılar. Bunu da ifade ettim. Bir daha da bunları aklından geçirmesinler dedik ve durdurduk dağdan inişleri. Ama tekrar başlayacak.
Mahmur ağırlıklı gelişler bayramdan sonra da devam edecek. İnşallah bütün çalışmaların sonucunda Türkiye kendi içinde bu sorunları çözen ülke olacak. Özgüveni yükselmiş bir ülke olacak. Demokratik
açılımın en önemli 4 unsuru var. Ayrımcılıkla mücadele kurulu
insan hakları başkanlığının bağımsız insan hakları kurulu haline getirilmesi,
Birleşmiş Miletler işkence ile mücadele protokolünün ihtiyari kısmının onaylanması, bağımsız kolluk kuvvetleri denetim mekanizması. Bunların hepsinde
sivil katılım ve uluslararası denetim var. Bunlarda demokrasimizin derinleşeceğini düşünüyorum."
(CİHAN)