YÖK VE YUSUF ZİYA ÖZCAN
Türkiye tam 13 yıldır kambur gibi sırtında taşıdığı bir utançtan kurtuldu. İnançlı insanlara karşı bilinçli kıyım politikalarının uygulandığı bir dönemin en önemli sembollerinden olan üniversiteye girişte
katsayı uygulaması YÖK tarafından kaldırıldı.
Bir
Ankara gazetecisi olarak YÖK Başkanı Yusuf
Ziya Özcan'ın bu konuyu nasıl dert edindiğini yakından biliyorum.
Bu ülkenin çocuklarının geleceğini etkileyen bu zulmün, Yusuf Ziya hocanın günlerce uykularını kaçırdığından eminim.
28
Şubat sürecinde, Genelkurmay'dan gelen bir gece yarısı telefonuyla milletin tepesine adeta balyoz gibi indirilen
katsayı uygulaması, aslında dinini bilen bir neslin yetişmesinin önünü almaktı.
Fakat inançlı insanları budama zihniyetini taşıyanlar sırf
İmam Hatip Liselerinin önünü kesmek için bu ülkede bütün meslek liselerini atıl hale getirdi.
Türkiye bugün,
üniversite mezunu işsizleri nasıl istihdam edeceğini tartışıyorsa bu hazin tablonun en önemli müsebbiplerinden biri gençlerin önüne katsayı engelini koyan zihniyettir.
Bu millet kendisine bu kötülüğü yapanları asla affetmeyecek.
Katsayı uygulaması sadece dinini bilen gençlerin yetişmesini engellemekle kalmadı mesleksiz bir gençliğin yetişmesine de neden oldu.
Bu ülkenin milyonlarca çocuğu okuyup bir yerlere gelemesinler diye hep engellendi.
Türkiye'ye bu zorbalığı dikte eden zihniyet, kendi yapılanmasını oluşturduğu yüksek
öğretim, yargı ve
bürokrasi güçlerini kullanarak kendi nesline eziyet etti.
Katsayı engeliyle bazı mesleklerin kapısını belli bir kesime kapatmayı amaçlayan bu yapı, aynı zamanda bunu
toplumda bir çatışma unsuru olarak kullandı.
Üniversitelerde eşzamanlı başlayan başörtüsü avıyla da toplum üzerinde bilinçli bir
baskı politikası hayata geçirildi.
Okullarına alınmadıkları için üniversite önlerindeki öğrenci sayısı içerdekinden fazlaydı.
Bir ülkenin eğitim tarihine kara bir leke olarak geçecek her şey, 28 Şubat döneminde bilinçli politikalarla uygulandı.
Toplum katsayı uygulaması ve başörtüsü yasakları sebebiyle sokaklara dökülmeye çalışıldı.
İnsanları sokaklara dökmek ve sonra da sokağa dökülen insanları ellerinde bulundurdukları
silah gücünü kullanarak korkutmak
darbeci zihniyetin en iyi bildiği iştir.
Çok acılar yaşandı.
Yargı kurumları apaçık bir eşitsizlik ve adaletsizliği, adeta kendilerini inkar ederek bir hakmış gibi savundular.
Üniversiteleri yöneten sözde bilim adamları, okudukları bütün bilimlere
ihanet ederek bu zorbalığı bir nesle dayattılar.
Bu ülkenin bir kısım siyasetçileri demokrasinin canına okumayı kendilerine görev bilerek bu zorbaların şakşakçılığını yaptılar.
Şimdi Türkiye bu kamburu sırtından attı.
Tabi bu ülkede hala insanların eşit olmasını hazmedemeyen köhnemiş beyinler, YÖK'ün aldığı bu kararı yargıdan döndürmeye çalışmazlarsa.
Katsayı adaletsizliği geçen yıl YÖK tarafından 3 defa kaldırıldı ancak yapılan düzenlemeleri
Danıştay iptal etti.
Fakat eminim örümcek kafalı zihniyet bu defa yargıdan umduğunu bulamayacak.
YÖK Başkanı
Yusuf Ziya Özcan'ın, katsayı engelini bu milletin çocuklarının önünden kaldırmak için gösterdiği çabaları Türkiye takdirle izliyor.
Üniversiteleri eğitim yuvası olmaktan çıkarıp zorba uygulamanın kamplarına dönüştürme misyonu yürüten bir dönemin YÖK'ü yerine, bugün üniversiteleri bilim ve teknoloji merkezlerine dönüştüren bir Yüksek Öğretim yönetimi duruyor karşımızda.
Siyasi iktidarla ve milli iradeyle çatışan bir YÖK yerine, bugün yeni projelerle ülkenin kalkınmasına nasıl katkı sunabileceğine kafa yoran bir Yüksek Öğretim yönetimi var.
Türkiye'yi kapalı toplum yapma özlemi yerine, üniversiteleri dünyaya açma çalışmaları yürüten bir Yüksek Öğretim yönetimi.
YÖK; Profesör Yusuf Ziya Özcan ile devrim niteliğinde değişimler yaşadı. Hocanın önünde çok daha fazla proje duruyor.
Darbeci zihniyetin 13 yıllık ayıbına son veren çabaları ve üniversitelere kazandırdığı ufuktan dolayı, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'a teşekkürler.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]
twitter.com/aakadiroglu